Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '17

 
Kategori
Deneme
 

Filmler, diziler kurgu olduğu halde yaşadığımız hayattan daha gerçek; asıl yaşadığımız hayat kurgu

Filmler, diziler kurgu olduğu halde yaşadığımız hayattan daha gerçek; asıl yaşadığımız hayat kurgu
 

Sanatta gerçeklik arttıkça sanata ilgi de arttı… Çünkü insanoğlu kendi gerçeğini arıyor… Yarattığı yalan dünyada kendi de kaybolmuş kendini arıyor…

Senarist, insanların gerçekte nasıl yaşaması gerektiğini biliyor, biz de biliyoruz; ama onunki film, yapıyor; bizimki gerçek hayat, yaşayamıyoruz.

Belki yüz tane insana yakıştıramayacağımız hali davranışı var… Ama kimse bilmiyor; bilenler de ayıp olur diye söylemiyor, çekiniyor söylemiyor (çünkü söylediğin zaman kavga oluyor), menfaati var, ailesi akrabası… Adam/kadın orada kusursuz, Atatürk heykeli gibi duruyor…

Soyun üzerinizdeki bu sahte elbiseyi… Çırılçıplak ortaya çıksın ruhunuz kalbiniz… Ortalıkta dolaşan kupkuru resim gibisiniz… Ama nedense herkes sizi beğeniyor siz kendinizi beğenmiyorsunuz… Belki biz de sizi beğenmiyor ama söyleyemiyoruz.

Filmleri bu nedenle seviyorum, yalan da olsa aşağılıksa aşağılık…

Bizler şu filmlerdeki gibi; yiyen bitiren, hakaretse hakaret, sevgiyse sevgi, göz yaşının kahkahaya karıştığı, herkesin her şeyi konuştuğu hiçbir şeyi saklayamadığınız, yerin dibine sokulup baş tacı edildiğiniz, her yerde herkesin içinde doğru olsun yalan olsun ne düşünüyorsanız ne hissediyorsanız söylediğiniz, ortalık tepkiler ve kendini savunan aklayan(aklayamıyorsa suçunu kabul edip başı önünde ağlayarak pişman perişan giden) insanlarla dolu şeklinde yaşamalıyız.

Hayatın herkes için çok zor olduğu, herkesin herkese hesap vermek ve sormak durumunda olduğu, herkese karışacağın ve herkesin de sana karışacağı(tanıdığın tabii ki) asla rahat olamayacağın, duyguların düşüncelerin en üst düzeyde yaşandığı, asla rahat olamayacağın (çünkü rahatlık ölümdür) her an her dakika heyecandan zangır zangır titrediğin…

Hayat bu zaten… Otur, kalk, yemek ye sonra da öl… Bence yaşamadan öl… Rezaleti garantilemişsin kimse rezilliğini yüzüne vurmaz…”Beni övmüyorlar” Övmezler çünkü dövmeden övme olmaz… Eleştiremeyeceğiz, tek laf söyleyemeyeceğiz; sen iyisin, harikasın… Yalanını yiyim!

Ben mutlu değilim; çünkü mutsuz da değilim… Yarınla ilgili endişem yoksa umudum da olmaz… Kanal D “Kısmetse Olur” evlilik programını izleyin, o yarışmacıların birbirlerine acımasızca nasıl bel altı bel üstü vurduklarını görün… Sonra sarılıp öpüştüklerini, önce ağlatıp sonra güldürdüklerini, övdüklerini yerdiklerini…

Sizin yaşadığınız hayat mı, hayatı bilmiyorsunuz!

Alın size hayatın survivoru, cesaretiniz varsa tabi.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..