Filmler ve kitaplar; filler ve fareler; bilinç!

Bir, iki, üç film birden seyrettim. Bir, iki kitap birden okudum. Bir, iki dergiyi karıştırdım. Karıştım. Boyumu ölçtüm. Yanımdaydın. Gülendin karışlarımda.

Kimsem yok, demedi adam, ama kimsesi yoktu filmde.

Çok kolay gidiliyordu. Kolay kalınmıyordu. Acı, çaresizlik kalındı. Özellikle, net hatırlıyorum baba, diyordu kız, ilk ben giderdim oraya, karanlık olurdu, korkuyla beklerdim biri gelsin diye, sen....

Ben kızım, seni de götürmüştüm ya, işte o canavarı yenmek için....

Akıntıya bıraktı adam kendini öbür filmde, yarısında başladığın, bitirdiğin; ölürsem ruhum dalga olsun, köpürsün, vursun kıyılarına; hep canlı mavibeyaz!

Swann, çok konuşuyorsun kendinle, kaldın bak yine kendinde; o aşk şimdi nerende?

İkinci kitapta o adam, o üç çeyrek saatte ne yapıyordu orada? Kadına sorsan ayıp olur mu? Belki o çocuk bilirdir, hani Çin...

Birinci dergide, o fotoğrafın etrafını sarmış metni okurken....

O fotoğrafta o şairin baktığı yerde, yerden kendine bakıyorsun; diğer ikisi gülüyordu, o ise o bilinçte düşünüyordu; bu fotoğraf acaba kimlerin düşüne düşecek, diye.

" Bu ne neşe böyle..."

" Ben böyleyim işte..."

1. Not: Her gün bir film izlemeli, iki kitap karıştırılmalı, bir iki dergi gözden geçirilmeli, şarkı dinleyip söylemeli çok çok; gülmeli, güldürmeli.

2. Not:

Teknemizle Küba'ya gideceğiz daha

acele etme büyümek için

bak söz

bütün sevdiklerimiz o teknede olacak;

deniz, gece, yıldız, kitap,

dergi, müzik, aşk, dost,

film ve biz Küba'dayız

sen en iyisi acele et

büyümek için kızım.

Ş.Y.