Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '13

 
Kategori
Futbol
 

Finansal Fair Play

 

İncelenecek ilk dönemin bu sezon olması nedeniyle bu sıralar yine gündeme gelen finansal fair play kuralları ile ilgili 2 Mart 2012'de hazırladığım yazıdır.

 

Futbol, bacasız endüstri olarak adlandırıldığından beri, spor kulüpleri de ister istemez birer şirket halini aldı. Fakat fabrikası stadı, müşterisi kendi taraftarları ve piyasası mücadele ettiği lig veya şampiyonalar olan bu şirketler, her nedense finansal açıdan genellikle zarar ediyor.

2009-2010 sezonu sonunda UEFA’nın 53 Avrupa ülkesinin birinci ligindeki 665 kulüp bazında yaptığı yıllık finansal incleme sonucunda, ortaya toplamda 1.6 milyon avro net zarar ve 8.4 milyon avro borç çıkması, Platini ve arkadaşlarını bu kötü gidişatın önüne geçmek için birtakım düzenlemeler yapmaya teşvik etti. Yapılan çalışmalar sonucunda ortaya yeni ancak yakın gelecekte adını çok daha sık duyacağımız bir kavram çıktı: Finansal Fair Play (FFP).  

Özü itibariyle aslında oldukça teknik bir konu olan FFP'nin önemli noktalarını şu şekilde özetlemek mümkün.

Temel Prensip

FFP’nin temel prensibi kulüplerin gelirlerinden daha fazla para harcamamasını sağlamak. Bu hedefin arka planında ise kulüplerin ekonomik ve finansal kapasitelerini artırmak, kulüpleri, gelirlerini korumaya teşvik etmek, bonservis ve futbolcu ücretlerini sınırlandırmak, kulüplerde mali disiplini artırmak,  altyapı gelişimine imkân vermek ve nihayetinde kulüplerin daha uzun ömürlü ve sürdürülebilir bir finansal yapıya sahip olmalarını sağlamak bulunuyor.

Takvim

2009 yılının Eylül ayında açıklanan FFP kuralları çerçevesinde ilk inceleme 2013-2014 sezonu öncesinde yapılacak. Ancak bu dönemde dikkate alınacak sezonların 2011-2012 ve 2012-2013 olması nedeniyle, kulüpler için kronometrenin düğmesine çoktan basılmış durumda. İlk incelemeyi takip eden sezonlarda ise denetim son üç yılın verileri doğrultusunda yapılacak.

Fakat UEFA, iki sene gibi kısa bir sürede kulüplerin mali yapılarını düzeltmelerinin son derece zor olduğunu bildiğinden, kâr ve zarar rakamlarının eşit olacağı “başabaş noktası” için aşamalı bir geçiş planı öngörmüş ve kulüplere, aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere, belirli miktarlarda zarar edebilme hakkı tanımış durumda.

 

Sezon

İncelenecek Sezonlar

Kabul Edilebilir Zarar Tutarı (€)

2013-2014

-

2011-12

2012-13

45 milyon

2014-2015

2011-12

2012-13

2013-14

45 milyon

2015-2016

2012-13

2013-14

2014-15

30 milyon

2016-2017

2013-14

2014-15

2015-16

30 milyon

2017-2018

2014-15

2015-16

2016-17

30 milyon

2018-2019

2015-16

2016-17

2017-18

30 milyondan az

 

Yaptırım

UEFA’nın finansal kriterlerini karşılayamayan kulüpler için öngördğü ceza, tıpkı idari veya hukuki gerekliliklere haiz olunmadığı durumlarda olduğu gibi onları Avrupa Kupaları’na katılmaktan men etmek.

Özellikli Konular

FFP kuralları çerçevesinde kulüplerin mali tablolarında herhangi bir yanlış izlenime neden olmaması için kulübün başkanı, ortakları veya ilişkili şirketlerlerinden “borç” olarak alınan paralar gelir kapsamında değerlendirilmeyecek, sadece kulübe hibe edilen meblâğlar gelir sayılacak.

Örneğin bu sene Nisan ayında, Şeyh Mansur, sahibi olduğu Manchester City’ye 50 milyon sterlin borç veya kredi verirse bu tutar gök mavilerin gelirleri üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmayacak; bu para ancak hibe edildiğinde gelir rakamına dahil edilecek.  

Kulüplerin ilişkili şirketleri ile yaptıkları her türlü ticari işlemde geçerli olan fiyatların piyasa emsallerinden oldukça yüksek veya düşük olması durumunda, bu rakamların gelir veya gider hesaplarına herhangi bir etkisi olmayacak, söz konusu işlem için bir emsal piyasa fiyatı bulunarak gelir ve giderin tespitinde bu fiyat dikkate alınacak.

Örneğin Chelsea, gelirlerini yüksek göstermek için, Roman Abromoviç’in sahip olduğu Millhouse LLC ile normalden çok yüksek tutarda bir sponsorluk anlaşması yaparsa, bu işlemin fiyatı olarak anlaşmada yazan değil piyasadaki emsaller doğrultusunda tespit edilecek tutar dikkate alınacak.    

Transfer edilen futbolcu için diğer kulüplere ödenen bonservis ücretleri, işlemin gerçekleştiği yılda tek seferde değil, futbolcu ile yapılan sözleşmenin süresi boyunca, amortisman mantığı ile gider yazılacak. Söz konusu oyuncunun sözleşmesi devam ederken satılması halinde oluşan kâr veya zarar rakamı, içinde bulunulan senede dikkate alınacak.

Örneğin Manchester United, Atletico Madrid’ten transfer ettiği ve kendisi ile 5 yıllık sözleşme imzaladığı De Gea için İspanyol kulübüne ödediği yaklaşık 20 milyon avroyu bu senenin mali tablolarında toplu olarak değil, 5 yıl boyunca her sene 4 milyon avro olarak dikkate alacak.  Aynı futbolcunun  2013-2014 sezonu sonunda 10 milyon avro karşılığında satılması durumunda henüz gider yazılmayan 10 milyon avro söz konusu sezonda tek seferde zarar, 25 milyon avroya satılması durumunda ise 5 milyon avro kâr olarak dikkate alınacak.    

Kulüplerin altyapı, stadyum veya antrenman sahası gibi yatırım amaçlı harcamaları başabaş noktası hesaplamalarına dahil edilmeyecek.

Peki bu sistem hukuki mi?

Aslında FFP kuralları geneli itibariyle oldukça faydalı görünse de UEFA’nın kulüplere bu denli bir müdahale hakkı olup olmadığı da bir o kadar tartışmaya açık bir konu. Fakat bu sorunun kesin bir cevabı yok ta ki bu konuda yargıya taşınan bir dava olana kadar.  

Sonuç

Sonuç olarak FFP, her sene daha da yüksek rakamlara ulaşan transfer ücretleri ve zengin kulüplerin, faaliyetlerine herhangi bir sınırlama olmadan devam etmeleri nedeniyle gidişatı hiç de iyi olmayan futbol piyasasına belirli bir disiplin getirmesi açısından son derece yerinde bir uygulama olarak göze çarpıyor.

Bu düzenlemelerin bizim kulüplerimize etkisi düşünüldüğünde ise ortaya çıkan sonuç tüm takımlarımızın bu konuyu ajandalarının ilk maddeleri arasına koyması gerektiği.   

 

can.nizamoglu@gmail.com

https://twitter.com/#!/_acn_

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..