Fincanda pişen kahve....

Sizler bir fincan kahvenin hatırını kaç yıl sayarsınız bilmem ama benim size anlatacağım kahvenin yirmi üç yıllık mazisi var.

Canım İzmir’imin tarihi mekanlarından Kızlarağası Hanını bilmeyen yoktur.

Beş kapısı olan tarihi bir alışveriş merkezi...

O şehirleşmenin verdiği havaya bürünmemiş, otantik ve halen özgünlüğünü koruyan bir mekan...

Kızlarağası Hanının Cevahir Bedesteni kapısından çıktığınızda sağda Şükrü ustanın fincanda pişirdiği meşhur dibek kahvesini içmeden İzmir’in tadına varılmaz .

Bir oyuk taş içince dövülerek yapılan bu kahve, değirmen icat olsa da mertlik bozulmaz dercesine halen bu şekilde üretiliyor.

Tadı bildiğiniz değirmen kahvelerinden apayrı güzelliktedir.

Şükrü usta yirmi üç yıl önce kahveyi fincanda pişirmeyi denemiş ve o gün bu gündür böyle pişiriyor.

Bir parmak köpükle dolu fincanı ilk bir dakika tutmakta zorlanıyorsunuz ancak o cezb edici kahve kokusu elinizi yakma riskine rağmen sizi ele geçiriyor.

Sonra bir tane daha, bir tane daha...

İki metrelik sokak arası, yerlerde üzeri Türk motifleriyle işli örtülerle kaplı tabureler ve sedirler...

İzmir’in her yerinden kahve içmeye gelen insanlar ...

Birileri kalkar birileri oturur, gün boyu Şükrü ustanın mekanında...

Bunca yılın anılarına da sadık kalmış Şükrü usta...

Gelen konuklarına anı defteri vermiş iki satır karalasınlar diye...

Dünyanın her bir köşesinden, farklı farklı dillerde kahve övgüleri, sıralanmış bir bir....

Güzel İzmir’imin görülmeye değer nice mekanı, bakılmaya değer nice tatları var....

Gelmeye, gezmeye değer İzmir’im...

Daha ne bekliyorsunuz ....

İzmir’ in eşsiz güzelliklerini yaşamanız arzusuyla....

Arzuliden.....