Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '16

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Finike - Likya'dan sonra belediye hizmeti görmemiş bahtsız kent...

Finike - Likya'dan sonra belediye hizmeti görmemiş bahtsız kent...
 

Portakal Cenneti


Antalya’dan sahil yolunu kullanarak Muğla yönünde orman ve deniz manzaralarına doyma hevesiyle keyifli bir otomobil yolculuğuna heves edenimiz çoktur.

Konyaaltı plajını birkaç kilometre geçtikten sonra denizden uzaklaşırsınız.

Harika orman manzaralı ve birazcık da virajlı yollardan ilerlerken yol kenarlarındaki kayalıklardan ustalıkla seken koca boynuzlu iri yaban keçilerinin umursamaz havalarına tanıklık edersiniz.

Kemer’i geçtikten sonra antik kent kalıntılarıyla da ünlü Dünya’nın en güzel koylarını görme fırsatını yakalamışsınızdır artık.

Her birine ulaşabilmek için anayoldan birkaç kilometre sapmak gerekecek.

Phaselis, Yanartaş, Çıralı, Olimpos ve Adrasan’ı görmeden olmaz.

Fotoğraf makinalarınızın düğmesini epeyce aşındırdıktan ve lacivert serin suların davetine kısa metrajlı icabetlerden sonra bir gözleme-ayran molası şart olur.

Ve tekrar yola koyulursunuz.

Şahintepesi’nden kıvrıla kıvrıla Kumluca’ya inerken sıcak nemin arkasına gizlenen Akdeniz’in maviliklerinden önce devasa bir sera denizi görürsünüz. Rusya’yla yaşanan krizin sahiplerini derin yokluklara sürüklediği hüzünlü sessizliğinden yükselen çığlığı duyar, çaresiz yolunuza devam edersiniz.

Ve yol boyu anayoldan saparak gördüğünüz anlar hariç, Konyaaltı’ndan sonra anayol ilk kez Akdeniz’le kucaklaşır.

Portakal cenneti Finike’ye varmışsınızdır.

Sol tarafınızda çeşit çeşit orman ağaçlarıyla kaplı kilometrelerce uzunluğunda bakir plaj ve sağ tarafınızda birkaç sıra yazlık sitelerin ardında kalmış uçsuz bucaksız portakal bahçelerinin arasında ilerlemektesinizdir artık.

Hasyurt-Sahilkent beldelerini denizden ayıran yol boyunca bakımsızlığın, ihmal edilmişliğin, gözden çıkarılmışlığın izlerini de artarak artan yoğunlukla hissetmeye başlarsınız.

Finike merkezine vardığınızda ise artık Belediye denen hizmet örgütlenmesinin mucizevi sonuçlarından yoksun kalmanın dehşetini iliklerinizde hissedersiniz.

Gözlerinize inanamazsınız.

Dünyanın belki en güzel sahillerinden birinde yer alan Hasyurt, Sahilkent gibi beldelerin belediye hizmeti denen olgudan böylesine mahrum kalmış olabileceğini elbette aklınız almayacak, çünkü bu güzel memleketin her hangi noktasında yaşıyor olursanız olun, “asfalt” denen, “yaya kaldırımı” denen, “sokak düzenlemesi” denen en asgari belediye hizmetlerinden yararlanmamış olanınız yoktur aranızda.

Ve şu Finike’nin haline oturup ağlayasınız gelir.

Fark edersiniz ki, şu güzelim cennet köşesi Likya’lılardan bu yana belediye hizmeti görmemiştir.

Yaklaşık iki bin yıl öncesinden kalma Limra’nın yolunun yolağının bugünkü Finike’nin, Sahilkent’in, Hasyurt’un iş makinası yüzü görmemiş toz toprak içindeki sokaklarından kat be kat önde olduğuna tanıklık ettiğinizde ise artık içinizde ne sahil yolundan Muğla yönüne yolculuğunuzu devam ettirmeye hevesiniz ve ne de bu güzelim memleketin geleceğine dair içinizde bir umut kalmıştır.

Sahilden ayrılıp Elmalı üzerinden yaşadığınız kente dönmek üzere dağ yoluna saptığınızda, radyonuzdan Sertap Erener’in “bir çaresi bulunur elbet yarın yeniden yaşamanın” şarkısına eşlik ederken zavallı Finike halkının çaresizliğini duyumsayıp yanaklarınızdan süzülen gözyaşlarınızı silerken, ne kadar beğenmiyor olursanız olun, ne kadar yetersiz bulursanız bulun, yine de yaşadığınız kentinizin mevcut belediye hizmetlerine şükreder, bir an önce evinize kavuşmak isteğiye gaza basarsınız.

Kenan IŞIK

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..