Fırat Aydınus’u kollamak uğruna Caner Erkin’i cezalandırmak... (Tahkim, böyle buyurdu...)

Güvenilir, inandırıcı olmak esastır.

Bu, kişilerin sözleriyle eylemleri arasındaki uyumda somutlanır.

Olaylar karşısında tutarlı davranma, kişileri değerlendirmede birer ölçüttür. Bu ölçüte uyan kişileri, terazinin hangi kefesine koyarsanız koyun, ağırlıkları hep belli olur. Belli olunca da, sizde bir güven oluşur; öylelerinin eleştirilecek yanları olsa bile, bu, farkında olmadan yapmıştır, diye düşünürsünüz.

Ayrıca şunu da düşünürsünüz:

Bunu kabul edecek, düzeltecektir.

O kişiler “karar verici”yse, “Yanlış hesap Bağdat’tan döner” misali, şunu düşünürsünüz:

Nasıl olsa düzeltirler.

*****

Hak aradığı için ya da “Neden buradayım?” sorusunun yanıt bulamadığı, havada kaldığı bu ülkede, nice kişi kendini "bilinen yerler"de buluyor. Kafadan, içten geçenler, “niyet okuma”yla “delil” sayılırsa, başka ne olacak ki?

Kendisiyle ilgili olmayan eylemle, “belge”yle insanları suçlamak, cezalandırmak çok kolay. Bunun en son örneğini futbolda Caner Erkin’e PFDK’nin verdiği “2 maçlık ceza” ve sonrasında Tahkim Kurulu’nun bunu onamasında gördük.

Caner Erkin, söylemediği bir “Ulan...” yüzünden ceza alıyor.

Tahkim Kurulu, cezaya itirazı hem de oybirliğiyle reddediyor?

Bunun “niye”si alınan kararda:

“Futbolcu Caner Erkin'in müsabakada görmüş olduğu kırmızı kartın cezai uygulamalarının kaldırılmasına ilişkin talebinin FDT'nin 87/2 ve 87/3. Maddeleri uyarınca reddine oybirliği ile...”

O maddeleri hiç merak etmiyor musunuz?

İçinizden, “Ben hukukçu değilim, anlamam” diye geçiriyorsanız, aslında kendinize haksızlık ediyorsunuz demektir. Çünkü hukukçu olmaya gerek yok, okuduğunu anlamak yeter.

İşte, Futbol Disiplin Talimatnamesi’nin 87/2 ve 87/3. Maddeleri önünüzde:
 
“Disiplin Kurulu müsabaka esnasında meydana gelen olaylarla ilgili hakem kararlarının hiçbirini değiştiremez veya bozamaz.”

(Caner Erkin, Tahkim Kurulu’nda ifade veriyor. Fırat Aydınus, Caner’i “Lan...” bir cümle kullandığı gerekçesiyle kırmızı kartla oyundan atmıştı. Kuşkusuz Caner, Veysel’in kamuoyuna sesli ve görüntülü yansıyan itirafını dile getirmiş, onun kendisinden ağzından çıkmadığı söylemiştir. Ama Tahkim,  bütün gerçekler ortadayken, bunları yok sayarak, Fırat Aydınus’un raporuna yazdığına itibar etmiş. 

Neymiş?

“Disiplin Kurulu... hakem kararlarının hiçbirini değiştiremez veya bozamaz.”

Ya hakem doğru yazmıyorsa?

Olsun!

İşte olan da bu)

“Disiplin Kurulu, hakemin saha içerisindeki futbolculara ilişkin disiplin uygulamalarını (sarı kart ve kırmızı kart uygulamalarını) ve sonuçlarını ancak şahısta hata hallerinde ortadan kaldırabilir.”

( “... sonuçlarını ancak şahısta hata hallerinde ortadan kaldırabilir” ne demek?

Bu bile, Caner’in “hata” yapmadığının kanıtı değil mi?

Zaten Caner’in “hata”sı yok; bu, ses ve görüntüyle belgeli...

Demek ki, Caner, gerçekten o “Lan...”lı cümleyi söyleseydi, cezasının kalkma olasılığı olacaktı.)

*****

Cezası, Tahkim Kurulu’nda para cezasına çevrilen Aykut Kocaman’ın şu dedikleri gerçekliğini/ güncelliğini koruyor:

“Fenerbahçe'ye bir ceza verildi.  3 Temmuz'dan beri bir cezamız var. Bu sene de devam ediyor. Bazıları da bu cezayı görev addetti. Çok ayıp oluyor. Yüzyıllık bir kulübü, bir hakem gelip böyle kolay bir şekilde algılayamaz. Yazıklar olsun."

Ey, Aykut Kocaman’ı bu sözlerinden ötürü eleştiren, Aykut Kocaman’ın bittiğini ima eden spor yazan/ yorumcuları, Caner’e söylemediği bir "laf”tan verilen ceza, Aykut Kocaman’ı doğrulamıyor mu?

Tahkim Kurulu, Fırat Aydınus’u kollamak uğruna Caner Erkin’i cezalandırdı.

Futbolcu, hakkını nerede arayacak?

Yazık!
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com