Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '15

 
Kategori
Tarih
 

Fırat'ın doğusunda, neler oldu; neler oluyor; neler olacak?-12

Fırat'ın doğusunda, neler oldu; neler oluyor; neler olacak?-12
 

Yazı dizimde bu kaynağı kullanmadım; ama bu bloğuma uygun bir resim olduğu için aldım...


ASKERİ VE SİYASİ DURUM ÜSTÜNLÜĞÜ TÜRK ORDUSUNDA İKEN MUSUL NİYE İŞGAL EDİLMEDİ?

Yazı dizimin bu bloğunda, Fırat'ın batısı ile ilgili tarihi bir kesiti anlatmaya çalışacağım...12. Bölüme geçmeden önce, fırsat çıkmışken, Fırat'ın doğusunu(Musul Vilayetini), işgal etmeyişimizin, yıllardır uğraşmakta olduğumuz "Kürt ve PKK sorununa" nedeni olduğunu belirtmek isterim...

NOT: Lozan görüşmelerinde, Musul konusunda, uzlaşma ihtimalinin zayıflaması üzerine İsmet Paşa, 27 Ocak 1922'de Ankara'ya bir telgraf çekerek, "...Musul'dan vazgeçerek yeni bir barış imkanı aramanın gereğini yazmış ve kendisinin de aynı kanıda olduğunu" belirtmiştir...

Üç kişilik Lozan Heyeti'nin ikinci delegesi Sağlık Bakanı Dr. Rıza Nur ise, İsmet Paşa'nın Ankara'ya çektiği telgrafa bir "muhalefet şerhi" koyarak, "petrolden dolayı Musul'un ülkeye lazım olduğunu; Musul'un elden çıkması halinde, ülkenin başına bir Kürdistan tehlikesi çıkabileceğini; Kürdistancıların, Ermenilerle birleşerek ülkeyi arkadan vurabileceğini"(1) ileri sürmüştü.

x       x       x

MUSATAFA  KEMAL'İN, ANADOLU HAREKATINA PARALEL YÜRÜTTÜĞÜ, KUZEY IRAK OPERASYONU...

Bir önceki bloğumda, Mustafa Kemal tarafından görevlendirilen Kaymakam(Yarbay )  Özdemir Bey'in, emrindeki  bir grup subay ve bölgedeki aşiretlerden topladığı kişilerle, "İngilizlere karşı koymak / Musul'u kurtarmak"  üzere 22 Haziran 1922'de Revandiz'e(x) geldiğini yazmıştım...

Şimdi devam edelim...

Özdemir Bey, hazırlıkların devam ettirirken, 10 Temmuz'da sabahından itibaren bir İngiliz uçak fiosu Revandiz'e bombardıman etmeye başladı... Özdemir Bey, uzun süren  bir hazırlıktan sonra beraberindeki ordu birlikleri ve kendine katılan aşiretler ve bir kısım vatanseverlerden oluşan milis kuvvetleri ile 31 Ağustos'ta İngilizlere karşı saldırıya geçti...İngilizler ağır bir yenilgiye uğradılar.(İngilizlerin bu yenilgisine paralel olarak Anadolu'daki Yunan birlikleri de, Ege kıyılarına doğru kaçmaktaydı)...

İngilizler, bu yenilgileri üzerine, işgalinden korktukları Süleymaniye bölgesini, "İngiliz mandası altında bağımsızlığını" ilan ettiler...Özdemir Bey'in Süleymaniye'nin işgali için verdiği rapor ve öneri bölgedeki Doğu Cephesi Komutanlığı tarafından nedense kabul edilmedi ve Özdemir Bey kuvvetlerinin Revandiz bölgesinde toplanması ve Elcezire Cephesi'nin yakında başlatacağı harekata kadar savunmada kalması emredildi...(2)

Bu harekatın esasını, o sırada Genelkurmay Başkanı olan Fevzi Paşa, 7 Eylül 1922'de, Doğu Cephesi ve Elcezire Cepheleri Komutanlıklarına çektiği telgrafta, "Musul'un silahla alınacağını"; Özdemir Bey'in müfrezesiyle birlikte Süleymaniye hattı üzerinden Musul-Kerkük'a taaruz edileceğini bildirdi...

İngilizler telaşa kapıldılar; ya buradaki birliklerinin takviye edilmesini ya da bölgenden tamamen çekilmelerinin gereğini anlamışlardı...Verilen karara göre, İngilizler bir süre sonra Süleymaniye'yi terk etmişler ve Süleymaniye Türklerin eline geçmiştir(3).

Anadolu'daki Türk Ordusu'nun Yunanlılara karşı kazandığı başarılarına paralel olarak Musul bölgesindeki bu başarılar, buradaki Türkleri yüreklendirmiş ve bölge halkı yönetime karşı gelmeye başlamıştır.

İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Musul Meselesi'ne bir çözüm getirilemezse, "İngiltere'nin bu duruma hem ekonomik hem de askeri açıdan fazla dayanamayacağını"(4) belirtti.

x       x       x

MUSUL HALKI TÜRK ORDUSUNUN GELMESİNİ BEKLİYORDU...

Lozan yakın öncesinde, Anadolu'da kazanılan başarıların bir devamı da Fırat'ın doğusunda elde edilmişti...Lozan Konferansı'nın hazırlıklarının yapıldığı sıralarda Anadolu'da olduğu gibi Musul bölgesinde de siyasi ve özellikle de askeri üstünlük Türklerin elindeydi...

Süleymaniye  işgal edilmiş, Musul ve Kerkük Türklerin askeri kontrolü altına girmişti. Genelkurmay Başkanlığı tarafından bölgenin kesin olarak işgali için planlar yapılmış, harekata başlamak için tüm hazırlıklar tamamlanmıştı.

Mustafa Kemal, Musul'un Misak-ı Milli hudutları içinde olduğunu tekrarlamakta ve Musul'un Türklerin olması gerektiğini belirtmektedir...Mustafa Kemal, Musul halkı gözünde bir kahraman olarak görülmektedir. Halk, yerel yönetime karşı direnmekte, mitingler tertiplenmekte ve boykotlar yapılmaktadır.

Aynen, 1974 Kıbrıs Harekatı'nda olduğu bibi Türk Ordusu'nun gelmesini beklemektedir...

AMA TÜRK ORDUSU GİTMEDİ...

Bunun nedenlerini de, sonraki bloglarımda açıklamaya çalışacağım...

cdenizkent

 ------------------------ :

(1) Bilal N. Şimşir, Lozan Telgrafları-I(1922-1923), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1990, s.449

Dr. Rıza Nur'un öngördüğü doğru çıkmıştır...1980'li yıllarda, ülkemizin güneydoğusu ile sınırımızın hemen güneyinde Fırat'ın doğusunda yaşanan PKK kaynaklı bölücü faaliyetler, daha sonra-kısa bir durgunluk döneminin ardından- Ermenistan bölgesine kaydırılmış ve PKK-Ermeni işbirliği ile aynı terörist eylemler Doğu Anadolu'da da görülmüştür...5 Temmuz 1993'de Erzincan/Başbağlar köyünde 33 insanımızın öldürülmesi ile sonuçlanan katliam bunun örneklerinden biridir(cd).

(x) Revandiz(Revanduz)

(2) Türk İstiklal Harbi Cilt-IV(Güney Cephesi), Ankara: Genelkurmay Başkanlığı,1996, ss.269-270

(3) İngiliz Arşivleri'nden M. Kemal Öke, Musul ve Kürdistan Sorunu(1918-1926), Ankara: Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü, 1992, s.99

(4) A.g.y., ss. 100

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..