First Laydiyi kendi silahıyla vurmak

Siyasette bir gün nelere gebe gerçekten. Yeni Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül'ün değerli eşi türban konusunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşımıştı.

Şimdi size şu soruyu yöneltmek istiyorum: ''Bir insan kendi ülke mahkemeleri dışındaki bir mahkemeye adaletine güvenmese, inanmasa başvurur mu?

Bence başvurmaz, güvenmese inanmasa başvurması da anlamsız olur, akıl dışı kaçar. O zaman buradan şu sonuç çıkıyor: ''Sayın Gül'ün değerli eşi, yani yeni 'first laydi'miz AİHM'nin adaletinin kılıcına ülke mahkemelerine güvenmediği için, onların verdikleri karardan tatmin olmadıkları için başvurmuştur.

O zaman, rektörlerin ''anayasada türbana üniversitede evet çıkması durumunda, AİHM'ne gideceğiz'' açıklamasına, hükümet yanlısı medyada çıkan olumsuz tepki haberlerine, rektörleri çağ dışı ya da demokrasi karşıtı nitelendiren yorum yazılarına ne cevap vermeliyiz? Kendilerini liberal, demokrat ya da AB yandaşı olarak nitelendiren, tarikat finanslı bu medya mensuplarının makyazı akmış, gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. Asıl demokrasi karşıtları onlardır. AB karşıtı olanlar da onlardır. Zamanında AB'ye Hıristiyan kulübü diyen ya da faiz haram diyen zihniyet de bunlardı. Şimdi işlerine öyle geldiği için dünyanın en yüksek faizini uygulayan ya da AB kalkanı ardına sığınarak takiye yapanda bunlardır. Arkadaşlar artık peruk düştü kelleri göründü.

Kimse şunu unutmamalıdır ki; bu ülke çağdaş bir seviyeye gelebilmek, iyi bir demokrasiyi oturtabilmek için çok bedel ödedi. Kimse ama kimse Türkiye üzerinde Malezya hayali kurmasın. Demokrasimizin üzerine yeniden ne şal örttürürüz ne de türban.