Fırtına ve çarpışan gemiler

Dün, yani pazar günü o güzelim ve sıcak hava birden bire fırtınaya dönüştü. Fakat, özellikle İstanbul'un Kartal-Pendik-Tuzla ilçelerinde çok daha fazla zarar veren fırtına, denizde de çok tehlikeli anların yaşanmasına neden oldu.

Kartal sahilinde demirli gemiler birbirine girdi. Sanıyorum, son teknoloji ile donanmış deniz otobüsleri hava durumundan daha önce haberdar edilmişti ki seferde İDO'ya bağlı deniz otobüsü ben göremedim. Fakat, denizlerin minibüsleri dediğim deniz motorları Kartal-Adalar hattında durmadan çalışıyordu. O fırtına sırasında deniz motorlarından inen bir yolcu "Hepimiz can yeleklerini taktık. Motor batacak diye çok korktuk, ağlayanlar, bağıranlar vardı" diyordu.

Fakat, işin ilginç yanı fırtınadan beş dakika önce denizle hava arasında ve denizin üstünde 30-40 santimlik beyaz bir tabaka oluştu. Kıyıda bulunan bizler şaşkınlıkla bu olayın ne olduğunu tartışırken aniden şiddetli bir fırtına başladı. Oradaki masa, sandalye, koltuk ne varsa uçtu. Kapalı alanları deniz bastı. Şalterler indirildi elektrikler her ihtimale karşı kapatıldı. Çünkü, yağmur da olağanüstü şiddetlenmişti.

O anki durumu ben de fotoğrafladım. O fotoğrafta fırtına öncesi beyaz tabaka, fırtına ânı ve fırtınada sürüklenerek çarpan iki yük gemisini görüyoruz.

Bir çoğumuzun "Hortum çıktı" diye korktuğumuz fırtına ve yağmur neyse ki kısa sürdü. Fakat, yine de Yalova'nın birçok ilçesinde fırtına ve yağmur çok daha şiddetli olmuş. Eğer, bu fırtına ve yağmur iki saat falan sürseydi, sanırım can kayıpları çok olurdu. Çünkü, bu kadar kısa sürmesine rağmen, kosterler batmış, ağaçlar devrilmiş, birçok uydu anteni uçmuştu.

(Diğer fotoğraflar galerim'de)