Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Fatih Reşit Civelekoğlu

http://blog.milliyet.com.tr/psikosaglik

02 Şubat '15

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Fıtratımız Allah'ın isimlerine aynadır

Fıtratımız Allah'ın isimlerine aynadır
 

Yapılan çalışmalar genlerin  iradeyi asgari düzeye indirecek hatta iradenin varlığını tartışmaya açacak şekilde insanoğlunun psikolojinin ve fizyolojinin işleyişinde belirleyici olduğunu ortaya koymuştur.
 
Eş seçiminden suça eğilim, cinsel tercihlerden dini inançlara varıncaya kadar birçok husus, gerek dünya gerekse ahiret hayatımızda belirleyici olan birçok tercihimiz ciddi anlamda genler tarafından yönetiliyor. Son dönem yapılan çalışmalar bunu ortaya koyuyor.
 
Tabi bilim bu çalışmayı genler üzerinden yürütüyor. Fakat biz buna kendi kültürümüzde kader diyoruz.
 
İnsan bütün varlıklar içerisinde en mükemmel, en komplike, en harikulade özelliklere sahip bir varlık. İnsan, bütün varlıklar içerisinde varlığının farkında olan, bir üst benliğe sahip olan bir varlık. Buna metakognisyon deniliyor.
 
Bu insanı yaratılmışlar içerisinde en zirveye oturtuyor. Bir çok hayvana özellikle de memeli hayvanlara baktığımız zaman onlarla birçok konuda örtüştüğümüzü görüyoruz fizyolojik özellikler itibariyle. Özellikle primatlarla (maymunlarla) benzeştiğimiz yönler diğer hayvanlara kıyasla çok daha fazladır. Fakat bizde onların çok çok daha ötesinde, onların sahip olmadığı özellikler vardır.
 
Bizler Mevla nın Esma-ül Hüsna sına ve Sıfat ül Ülya-sına ayineyiz. Tabi ki Esmaül Hüsna dediğimiz Allah ın 99 ismi değil. Mevla nın 1001 ismi var.
 
İnsan bütün varlıklara kıyasla Mevla nın bu 1001 isminin şahsında tecelli ettiği bir varlıktır. Ve kainatta böyle bir varlık daha yoktur. Bu bizi farklı kılıyor.
 
 
 
Neden bundan bahsediyoruz?
 
İnsanoğlunun fıtratı, fizyolojik ve psikolojik özellikler itibariyle bizler Allah ın isimlerine ayineyiz.
 
Dolayısıyla kendimizi tanıma sürecinde, fıtratını tanıma sürecinde içimizdeki çocuk fıtratımızı temsil ediyor. Çocukluk halimiz fıtratımıza en yakın olduğumuz zamandır. Dolayısıyla içimizdeki çocuk da bizim fıtratımızı temsil eder. O çocuğu tanımak fıtratımızı tanımamız demektir.
 
İçimizdeki çocuğu dikkate almalıyız. Gerçeğimizle ters düşecek tavır içine girmememiz gerekiyor. Bu bizde bir gerilim meydana getiriyor. Genlerimizle ters düşüyoruz. Gerçeğimizle ters düşüyoruz. Etimizle, kemiğimizle, sinirlerimizle ters düşüyoruz. Kendimizle ters düşerek bu zorlu hayatta yol kat edebilmemiz pek de olanaklı değildir. Kendimizle uyumlu gitmek durumundayız. Hani buyuruluyor ya “Nefsiniz sizin binitinizdir. Onun sizin üzerinizde hakları vardır.”  Oradaki nefisten kasıt Allah ü alem, fıtrata vurgu. Sadece o bildiğimiz manada. Orada nefsi avvame veya nefsi levvame olarak tanımladığımız yapı değil, fıtrata vurgu olarak kullanıldığını düşünüyorum ben şahsen. Tabi bir psikolog gözüyle baktığım zaman ben.
 
Dolayısıyla fıtratımızla ters düşerek biz bu hayatın içerisinde hayatın zorluklarıyla baş edemeyiz. Fıtratımızla uyumlu olmamız gerekiyor.
 
 
 
Fıtrat neden bu kadar değerli?
 
Çünkü fıtrat Rahmanın isimlerinin ve sıfatlarının üzerinde tecelli ettiği bir yapıdır.
 
Evet, şunu farkettim. Allah ın El-Hakk ismi benim fıtratımda tecelli etmiş. El-Adl ismi benim fıtratımda tecelli etmiş. Günlük hayatımda hakka hukuka çok riayet ederim, çok hürmet ederim. Adalet duygusu benim için çok önemlidir.
 
Peki bunlar sonradan kazanılmış kazanımlar mıdır?
 
Ben bildim bilelim küçücük bir çocukken bile bu duygular benim için çok önemliydi. Bunları ben öğrenmedim. Bunlar benim fıtratımda olan özellikler. Allah ın o rahim sıfatı gereği çok merhametliyimdir. Onlar da benim fıtratımda tecelli etmiş vaziyette.
 
İnsanlarda değerler hiyerarşisi vardır. Kişiliğimize yön veren değerler vardır. işte bu değerler Allah ın isimleri ve sıfatlarıdır. Kişi, kişiliğin en temelini oluşturan değerlerle ters düşecek bir davranış sergileyemez. Bu psikolojinin kuralıdır.
 
Ülkelerde de bu vardır. Mesela Üniterlik, Laiklik ya da Sosyal Devlet olmak. Bunlar birer değerdir. Bizim devletimiz tarafından benimsenmiştir.
 
Mesela Laiklik anayasada vurgulanır ve laiklik ilkesiyle ters düşecek yasa, tüzük, kanun çıkartılamaz. Hepsi o laiklik yasasına uygun olmak zorundadır.
 
İnsanlarda böyledir. Eğer biz fıtrat üzere isek, eğer bizler Allah ın isim ve sıfatlarına ayine olma özelliğini taşıyor isek bizim değerlerimiz düşüncelerimize, duygularımıza ve davranışlarımıza ve onlara temel teşkil eden yargılarımıza kaynaklık eden değerlerimiz bunlar olur fıtrat üzere isek.
 
Eğer fıtratımızı bozulmuş ise, o zaman değerlerde zarar görüyor. Ya ifrata gidiyor, insanda adalet duygusu ileri boyuta gidiyor, adaletsizliklere isyan ediyor, adaletsizlik karşısında kavga ediyor. İşte bu fıtratın bozulmasıdır.
 
Fakat hak ile ilgili, adaletle ilgili ya da merhametle ilgili duygular o insanın fıtratında hep var olmaya devam ediyor. Bize düşen fıtrat üzere olmaktır. Fabrika ayarlarında olmaktır ve Mevla nın fıtratımız üzerindeki isim ve sıfatlarının sağlıklı bir şekilde tecelli etmesini sağlamak yani o ayine görevini layıkıyla ifa etmek, aynayı temiz tutmak, duru tutmaktır esas olan.
 
Kimi insanlara bakıyoruz onlarda Allah ın Vahhab ismi o kadar güçlü ki. Yani karşılıksız vermek. Bende o isim o kadar fazla tecelli etmemiş.
 
Fakat Allah ın Vehhab ismi varsa, çünkü Allah ın kaynakları sonsuz, onun kaynakları tükenmez. Ama bizim kaynaklarımız sınırlı, o kişi de sadece Vehhab ismi varsa ve karşılıksız verirse o kişi nolur? Fakirliğe düşer, kendisi muhtaç hale düşer. Muhakkak suretle ki o ismin yanında diğer isimlerde tecelli etmiştir.
 
Eğer kişi fıtrat üzere ise diğer isimler devreye girer ve kişi o Vehhab ismine o kadar ayine olur ki, o isim onda o kadar tecelli eder ki tabiri caizse ne şiş yanar ne kebap yanar. Kişinin kaynakları tükenmez, çevresini de memnun eder ve cömertlik abidesi haline gelir kişi.
 
Dolayısıyla fıtratımıza bir de esma penceresinden bakalım. Kendimizi tanıma sürecinde o Esmaül Hüsna ya bir göz atalım. Öncelikli o 99 ismi okuyalım. Ve acaba bu isimlerden hangisi bizim için önemli, hangisi dikkatimizi çekiyor, onu bir tespit edelim. O tespit ettiklerimiz içinde de hangisi bizim için daha önemli onları tespit edelim.
 
Diyelim ki 13 tane isim tespit ettiniz. Bunları önem sırasına göre sıraya koyuyorsunuz. Siz bu isimlerin ayinesi sizsiniz. Fıtratınızda bu isimler tecelli ediyor, dolayısıyla sizin kişiliğinizin işleyişine temel teşkil edecek o değerler eğitimini bu isimler oluşturmak durumunda. Değerlerimizi buna göre ayarlamak durumundayız ve bunlar da birbiriyle dengeli olmak durumunda.
 
Mevla nın bir Cemal sıfatları var. Bir de Celal sıfatları var. Sadece Cemal sıfatları olur, Celal sıfatları olmazsa olmaz. O zaman insanda bir dengesizlik, bir tutarsızlık hali söz konusu olur.
 
Diyelim ki 13 tane sıfatı tespit ettiniz bunlardan kaçı Cemal sıfatı, kaçı Celal sıfatı. Hocam bunların hepsi Celal sıfatı bende derseniz olmaz.
 
O zaman orada bir tutarsızlık, dengesizlik olur.
 
Muhakkak Allah ın O celal sıfatları, Cabbar, Müntakim, Kahhar, Adl, Hakk, sıfatları da tecelli etmiş olması gerekiyor. Onları da ara, onları da bul.
 
Hocam bende hep celal sıfatı tecelli etti, hiç Cemal sıfatı yok. Olmaz. Orada da bir yanlışlık var. O zaman sert bir insan olursun, şiddetli bir insan olursun. Cemal sıfatları da muhakkak suretle olmak durumundadır.
 
Şunu diyebiliriz. Bende Cemal sıfatları, Celal sıfatlarına baskın geldi. Ya da bende Celal sıfatları Cemal sıfatlarına baskın geldi. Bu olabilir. Fakat ikisi birbiriyle dengeli olmalı.
 
Bu şekilde Esmaül- Hüsna ya bakarak kendi fıtratımızı tanıyoruz. Şunu iyi biliyoruz ki bizler insan olmamız hasebiyle Esmaül Hüsna ya ve Sıfatul-Ulya ya ayineyiz. Fıtratımızda bunlar muhakkak suretle tecelli ediyor. Hangi isimler tecelli ediyor onlara bakmak kişinin kendini tanıması sürecinde harikulade bir olanak sunuyor. Fabrika ayarlarımıza geri dönme süreçlerinde Esmaül Hüsna ya ve Sıfatul-Ulya bize rehberlik edecektir.
 
Toplam blog
: 2
: 2203
Kayıt tarihi
: 02.02.15
 
 

1971 yılında Almanya'da doğan Fatih Reşit Civelekoğlu, İlköğrenimini Almanya ve İstanbul'da, orta..