Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '07

 
Kategori
Tıp
 

Fizyoterapistler yasal haklarını istiyor

Fizyoterapistler yasal haklarını istiyor
 

TÜRKİYE'DE VE DÜNYADA FİZYOTERAPİ MESLEĞİ
Prof. Dr. Gül ŞENER
Fizyoterapist Türkiye Fizyoterapistler Derneği Başkanı

Fizyoterapistlik Mesleği, dünyada yaklaşık 112 yıldır, ülkemizde ise 45 yıldır toplum sağlığı ve yaşam kalitesi ile doğrudan ilgili bir bilim dalı olarak gelişimini sürdürmektedir. Fizyoterapi bilimi, kas iskelet sinir sisteminin, anatomisi, egzersiz, masaj, çeşitli fiziksel ajanların vücut sistemlerine etkileri ile ilgili bilgiler ışığında fiziksel fonksiyonların geliştirilmesi amacı ile başlamıştır.

Fizyoterapistlik mesleği dünyada özellikle savaşlar, travmalar ve çocuk felci epidemilerini takiben oluşan özürlü nüfusun fonksiyonel kayıplarını giderebilmek amacı ile doğmuş ve pek çok aşamadan geçerek günümüzdeki popüler konumuna ulaşmıştır. Günümüzde tıp bilimindeki ilerlemeler ve sağlık bakım alanındaki gelişmelere paralel olarak hastaların yaşama şanslarının artmış, yaşamak kadar yaşam kalitesinin önemli olduğunun anlaşılması ile sağlıklı olmak tanımının daha geniş bir perspektifle değerlendirilmesi fizyoterapistlere duyulan ihtiyacı arttırmıştır.

Fizyoterapi ve rehabilitasyon, hareket yetersizliğine yol açan hastalıklar, yaralanmalar ve ağrılı durumlar sonrasında fonksiyonel durumun olabildiğince iyileştirilmesi ve devamı için bilimsel kanıtlara dayalı değerlendirme ve fizyoterapi rehabilitasyona özel tedavi yaklaşımlarının fizyoterapistler tarafından uygulandığı bir bilim dalıdır. Sağlıklı yasamın temel kavramlarından olan fiziksel uygunluk, fizyoterapistler tarafından geliştirilmiş bilgi, beceri ve yaklaşımların kullanımı ile devam ettirilebilmekte veya artırılabilmektedir.

Fizyoterapist, yaralanma, hastalık, doğuştan gelen özür, hareket sistemi bozuklukları veya diğer durumlardan kaynaklanan ağrı ve fonksiyon bozukluklarında; kişilerin fonksiyonel limitasyonlarını, ağrıyı, özrü ve yeteneklerini özel ölçme, değerlendirme ve inceleme yöntemleri ile belirleyerek hekimin tanısına göre, fonksiyonun ve fonksiyonel kapasitenin geliştirilmesine yönelik fizyoterapi ve rehabilitasyon programını planlayan, uygulayan ve tekrar değerlendirerek rapor eden, sağlıklı kişilerin sağlığını devam ettirmek amacıyla uygun egzersizler / koruyucu programlar planlayan mesleki otonomiye sahip olan bir sağlık personelidir.

Fizyoterapistlik mesleği; Türkiye'de 1961 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulunun kurulması ile başlatılmıştır. Şu anda ülkemizde; İstanbul Üniversitesi Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Dokuz Eylül Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Pamukkale Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kemal Demir Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Kütahya Üniversitesi Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Başkent Üniversitesi Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Süleyman Demirel Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu olmak üzere sekiz okul mevcuttur. Bu okulların hepsi dört yıllık eğitim vermektedir. Bu okullara liseyi bitiren öğrenciler üniversiteler arası seçme ve yerleştirme sınavından "sayısal" puan alarak girmektedirler.

Eğitimin 4 yıl üniversite eğitimi olmasının fizyoterapistlik mesleğine yararı, bilimsel formasyonunu çağdaş düşünce ve yaklaşımlar ile şekillendirebilen fizyoterapistler yetiştirmek olmuştur. 2006 akademik yılı itibari ile Türkiye'deki mezun fizyoterapist sayısı 4100 civarındadır. Ülkemizde fizyoterapi-rehabilitasyona gereksinimi olan özürlü sayısının 10.000.000 civarında olduğu düşünüldüğünde, fizyoterapist sayısının ileriye yönelik artırılmasının hizmet sunumu açısından önemi ortaya çıkmaktadır. Türkiye'de her yıl ortalama 400 fizyoterapist mezun olmakta ve 10 yıl sonra Türkiye'deki fizyoterapist sayısının 7500'e ulaşacağını göstermektedir. Fizyoterapistlik mesleğinin güzel olan bir yani da ülkemizde bu alanda is bulabilme sorununun olmayışıdır.

Eğitim programı içinde anatomi, fizyoloji, histoloji, fizik gibi temel tıp ve ısı ışık, hidroterapi, elektroterapi, masaj, tedavi hareketleri prensipleri, hastalıklara yönelik özel değerlendirme ve egzersiz teknikleri, kinezyoloji, protez, cihaz, pulmoner ve kardiyak rehabilitasyon, sporcu sağlığı ve eğitimi, iş uğraşı tedavisi, mesleki rehabilitasyon, işitme konuşma tedavisi gibi mesleki dersler, nöroloji, dahiliye, ortopedi, kadın doğum, gibi klinik dersleri teorik ve uygulamalı olarak verilmektedir. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Yüksekokullarının eğitim programı fizyoterapistlerin, fizyoterapi rehabilitasyona yönelik değerlendirme ve eğitim yaklaşımları ile özürlü kişileri tedavi etmeleri, daha bağımsız ve sağlıklı olarak topluma kazandırılmaları ve bu konuda dünyadaki gelişmeleri izleyerek sürdürülmektedir.

Aldıkları eğitimi toplumun değişen gereksinimlerine uyumlandırabilen fizyoterapistler hareket ve fonksiyondaki kayıpları, varolan yetenekleri, özürlülüğü ve engeli değişik ölçme-değerlendirme, özel testler ve yaklaşımlar ile değerlendirir, fizyoterapi tanılamasını takiben kişinin fonksiyonel gereksinimleri, yetenekleri ve motivasyonunu göz önünde bulundurarak tedavi programını planlar ve uygular. Fizyoterapi- rehabilitasyon programını uygularken nöroterapatik yaklaşımlar, egzersiz, manuel tedavi yöntemleri, fiziksel, elektroterapi ve mekanik ajanlar, fonksiyonel aktivite eğitimi ve mesleki rehabilitasyon yaklaşımları gibi yöntemlerden yararlanırlar. Gerekli durumlarda yardımcı, adaptif, destekleyici ve koruyucu ekipman, cihazlar ve araç/gerecin tasarımını ve takiben günlük yasam aktiviteleri sırasındaki kullanımını bizzat gözlemleyip eğitim vererek yardımcı olurlar. Herhangi bir neden ile kolunu yada bacağını kaybetmiş kişileri fizyoterapi yöntemlerinden yararlanarak protez (suni uzuv) uygulanmasına hazırlar, hastaya uygun protezin tasarımı ve protez ile rehabilitasyonunda görev alırlar.

Tıbbın pek çok alanına (Nöroloji, ortopedi, pediatri, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, fiziksel tip ve rehabilitasyon, jinekoloji, üroloji, romatoloji, psikiyatri gibi) hizmet veren fizyoterapistler, zamanla toplumun değişen gereksinimlerine göre çeşitli alanlarda özelleşmişlerdir. Dünya Fizyoterapistler Birliği Avrupa Bölgesi'nin Fizyoterapi'de mezuniyet sonrası eğitimi konusunda her yıl gerçekleştirdiği toplantılar kapsamında özelleşmiş fizyoterapistlerin profili de çizilmiş ve Avrupa Birliği ülkelerinde yaygınlaştırılmıştır. Geçtiğimiz yüzyılda fizyoterapideki önemli bir gelişme fizyoterapinin hastane temelli uygulamaların yanı sıra hastane dışına taşınmasıdır. Özellikle endüstriyel alanda rehabilitasyon çalışmaları, ev ve iş ortamında yapılan ergonomik düzenlemeler ve toplum temelli rehabilitasyon hizmetleri, sağlıklı ve özürlü kişiler için spor ve rekreasyonel aktivitelerin organizasyonu, özürlü kişilerde fonksiyonu kısıtlayan, çevresel ve mimari engellerin düzeltilmesi ve fiziksel uyum için eğitim, fizyoterapistlerin önemli aktiviteleri ve sorumlulukları arasına girmiştir. Fizyoterapistler ayrıca yönetim ve organizasyona dayalı hizmet planlama, şekillendirme, hizmetin verilişi, devamlılığı ve kaynakların etkin kullanımı konularında da başarılı çalışmalar yapmaktadırlar.

Türkiye'de fizyoterapistler dünyadaki meslektaşları gibi mezuniyet sonrası bilim uzmanlığı ve doktora çalışmaları yapmakta, doçent ve profesör olabilmekte, fizyoterapi-rehabilitasyon yüksekokullarında öğretim elemanı olarak görev yapabilmektedirler. Ancak çalışma koşulları, görev-yetki ve sorumlulukları bakımından hak ettikleri seviyeye bir türlü ulaşamamışlardır. Özellikle meslek yasalarının olmayışı, çalışma koşullarını zorlaştırmakta ve mağduriyete yol açmaktadır. Dünyada ve Avrupa Birliğinde yaygın olan uygulama, hekimin gördüğü ve tanısını koyduğu hastanın o hekim tarafından fizyoterapiste gönderilmesidir. Söz konusu hekim herhangi bir branştan olabileceği gibi aile hekimi de olabilmektedir. Maliyet etkinliği bakımından da önemli olan bu çalışma koşulu, ulusal fizyoterapi-rehabilitasyon giderlerini önemli ölçüde azaltmaktadır. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde sağlık politikaları kapsamında fizyoterapi-rehabilitasyon hizmetleri yapılandırılırken hizmetin kalitesinin arttırılması ve devamlılığı üzerinde yoğunlaşılmakta, hasta hakları ve hastanın yararına olabileceği düşünülen çözümlemelere yer verme çabaları görülmektedir.

Dünyadaki tüm ulusal fizyoterapi derneklerini aynı çatı altında toplayan ve temsil eden Dünya Fizyoterapistler Konfederasyonunun misyonu dünya fizyoterapistlerinin birbirleri ile iletişimini, bilgi ve deneyim alışverişini sağlamak, fizyoterapi eğitimi ve uygulamalarını, standardı yüksek araştırmalar ile güçlendirmek, sosyal ve eğitim amaçlı kongreler ile mesleğin gelişimini bilimsel ve yasal açılardan desteklemektir. Dünya Fizyoterapistler Konfederasyonu yayınladığı bir dizi bildirgeyle eğitim-araştırma ve uygulamalarda uluslar arası yüksek bir standart oluşturmayı amaçlamıştır. Söz konusu bildirgelerden en önemlisi mesleki otonomidir. Buna göre Fizyoterapistler sağlığın iyileştirilmesi, koruyucu fizyoterapi, bakım ve fizyoterapi hizmetlerini kendi bilgi ve yeterlilikleri içerisinde, mesleki muhakeme yeteneklerini özgürce kullanarak uygulayabilme hakkına sahiptirler. Fizyoterapistlerin mesleki kararları işveren veya diğer meslek mensupları tarafından kontrol edilemez ve/veya kısıtlandırılamaz. Mesleki unvanın korunması ile ilgili bildirgeye göre fizyoterapi hizmeti yalnızca fizyoterapistler tarafından veya fizyoterapistin direktifi ve gözetimi altında yapılabilir ve bu hizmet değerlendirme, fizyoterapi tanımlaması, fizyoterapi yaklaşımlarının belirlenerek planlanması, uygulanması ve yeniden değerlendirmeyi kapsar. Hekimler ile ilişkiler konusundaki bildirgede ise fizyoterapiste gönderilen sevklerde, bu sevkin fizyoterapide neler yapılacağını değil, yeterli tıbbi bilgiyi içermesinin uygunluğu belirtilmektedir.

Dünyanın ve Avrupa Birliğinin standardı yüksek fizyoterapi-rehabilitasyon yüksekokullarındaki eğitime eşdeğer eğitim veren yüksekokullara ve bilimsel ve mesleksel olarak çağdaş bir alt yapıya sahip olan ülkemizde geleceğin mesleği olarak gördüğümüz fizyoterapistlik mesleğinin yasal açılardan da çağdaş düzeye ulaşmasını diliyoruz.
 
Toplam blog
: 3
: 2025
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

1999 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünden mezun old..