Fotoğraflarla Gezi ve Tatil Notlarım!

Haziran’ın 19’unda çıktık yola… Türkiye'yi bir başından diğer başına gezdik... Ve Ramazan'a ancak ulaşabildik! İşte benim en beğendiğim fotoğraflarımla tatil günlüğü...

İlk durak Bursa:
Bizim -eşimin ve benim- yedi sülalemiz Bursa’da yaşıyor.
Eş, dost, akraba, arkadaş ziyaretleri…

21-22 Haziran THK İnönü Cemal Uygun Bahar Buluşması:
Blogdan sanal ortamda görüştüğümüz birçok dostla yüz yüze görüşme, tanışma ve sohbet ortamı bulduk… Uçtuk, uçuştuk… Tekrar Talip Bölükbaşı ve ekibine teşekkürler…

Bursa’da en eski Türk köylerinden Cumalıkızık’ta ahududu yemenizi öneririm.

Sonra ailece Balıkesir Erdek’te, Ocaklar’ mevkiinde yıllık deniz keyfimizi ve stokumuzu yaptık. Deniz temizdi, hava çok sıcak değildi ve sivrisinek hiç yoktu… Erdek’e ikinci gidişimdi…

Çanakkale Gelibolu yarımadasını gezdik. Gelibolu’nun meşhur rüzgârı bizi biraz yordu. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle bir kez daha andık. Çocuklarıma Çanakkale’yi adım adım anlattım. Benim ceylanlar okudukları ve seyrettikleri Çanakkale Destanı’nı yerinde yaşadılar, gördüler, öğrendiler. Aynalı Çarşı ve Troya atı...

Yollarda gecelediğimiz şehirlerden Sivas… Gökmedrese’nin onarımı daha bitmemişti… Erzurum’a en çok benzeyen şehirlerden biri… Öğretmenevi hem personeliyle hem temizliğiyle harika! Hele açık büfe sabah kahvaltısı…

Derken bu sefer de annem, babam ve ablam Bursa’dan bize geldiler. Yazın o kavurucu sıcaklarını Erzurum’un yayla havasında geçirdiler. Yıllar sonra babamlarla köyümüze gittik. Harman zamanıydı, patos vuruyordu köylü, yıkanan buğdayları kurutuyordu köylü kadınlar… Bol bol suya girdik, çoluk çocuk…

Babamın çocukluğundan beri gezip gördüğü ilçelerimizi, mahalleleri ve mekânları bir daha tek tek gezdik…

Ağustos’un ilk haftasını tamamlarken babamlar Bursa’ya döndü, İzmir’den eşimin halası ve çocukları geldi… Onlara da benzer gezi tarifesi… Köylerimiz farklı tabii ki…

Ve ağustosun ikinci haftası abimler geldi Denizli’den… Yengem ve iki yakışıklı yeğenimle… Tam 10 yıl olmuştu Erzurum’a gelmeyeli… Erzurum’un havasından çok etkilendiler… Abim de Erzurum’daki hatıralarını aradı bir bir… Eski mahalleleri, tarihi mekânları, mezun olduğumuz okulları, çocukluk arkadaşlarını ve Erzurum’un öne çıkan güzelliklerini, ilçe ve köylerini gezdiğimiz küçük safari…

Bu yaz gelen her misafirle sık sık Erzurum'da Tortum gölü ve dünyanın en yüksek ikinci şelalesi olan Tortum Şelalesi, Narman Peri Bacaları gezimiz oldu!

Geçen hafta da Doğu Karadeniz gezisi… Bu yaz Ordu'ya planladığım halde gidemedim. Gitseydim arkadaşımız Yekruseha'ya uğrayacaktım. Kendisi de davet etmişti. Nasip olmadı. Bir de planladığım güneydoğu gezisini gerçekleştiremedim. Annemler sıcaktan korkup benimle gelmeyince onları Erzurum'da bırakıp gitmek de olmazdı. Canımız sağolsun!

Önce Ayder yaylası... Sisli günündeydi Ayder, şanssızdık... Uzungöl, sonra da Maçka ve Sümela Manastırı... Maçka'da ilk defa rastladığım mısırunu kurabiyelerinden tattım. Sarı sarı kurabiyelerin tadı iyiydi de sanki biraz boya katkılıydı.

Trabzon’a varmadan yol kenarından kilo kilo taze fındık aldık… Giresun fındığı kadar olmasa da güzeldi…
Tabii bu arada Karadeniz’in meşhur yemeklerini tattık, Ayder’de balık, Uzungöl’de kuymak ve mısır, yollarda lahana dolması ve hamsili pilav ve Zigana’da Hamsiköy’de köfte ve sütlaç…

Sonra tabii ki Gümüşhane…

Karaca mağarasının büyülü atmosferinden sonra, yolda aldığımız pestil ve cevizli kömeleri yiye yiye Bayburt Aydıntepe yer altı şehri… Karanlık ve gizemli bir şehir… Gümüşhane’den ilerlerken Bayburt’a 10 km. kala sola saptınız mı yer altı şehrinin olduğu Aydıntepe’ye varırsınız.

Abimler Ramazan’ın ilk gününde Denizli’ye döndüler… Yakışıklı yeğenlerim Mahmut ile Ömer Erzurum’dan ayrılmak istemedi… Şubat tatili için sözleştik… Erzurum’a gelecek ve kayak kursuna devam edecekler...

Ve eşim ve çocuklarımla 3 ay sonra baş başa kaldık… Şimdi evde Ramazan temizliği var, ev dağınık… Bizim küçük cadı, ilkokula başladı. Annesiyle her gün okula bir iki saatliğine gidip geliyorlar… Gökçe Dilay, okula başladığı için çok sevinçli ve heyecanlı… Sürekli ödev yapmak istiyor, inşallah kızım hep böyle kalır…

Ya ben, bu kadar kıymetli misafirlerimle ilgilenirken kurumun idari işleriyle uğraşmaktaydım. Sağolsun müdür yardımcım Yücel Şenol ve halkla ilişkilerden sorumlu arkadaşımız Emine Hanım, beni fazlasıyla idare ettiler…

İşte böyle dostlar… Sayısız fotoğraf ve kamera çekimi… Bol misafirli, yani bereketli bir yaz yaşadık... Yazacak çok şey var; ama… Darısı başınıza:)

Şimdi iş zamanı… Hepimize kolay gelsin:)