Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '15

 
Kategori
Güncel
 

Fransa'da terör bizde mental karışıklık

Fransa'da terör bizde mental karışıklık
 

Dün yine yüzlerce masum insanın teröre kurban gitmesi haberiyle sarsıldık. Biz ve içinde bulunduğumuz coğrafya yıllardır bu terör olayını yaşamış ve hala yaşıyor olduğu için bu acı ve korkunun ne demek olduğunu biliyoruz tabii.

Ancak Avrupa ve Amerika gibi ülkeler alışık değil, böyle dibinde bombaların patlamasına ve terörden korkmanın, bir gün bu saldırılardan birinde kurban olmanın ya da bir yakınını kaybetmenin acısının ne olduğunu çok iyi bilmiyor. Bilmesin de....

Dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse bilmesin, terör içinde yaşamasın!

Kendi hayatını, evlâdını, arkadaşını kaybetmesin. İnsan hayatı bu, nerede ve nereli olursa olsun çok çok değerli...

Yaşam hakkı en doğal haktır ve bu terör olaylarını planlayan, eyleme koyan güçler,  gözlerine kestirdikleri yerde bu hakkı insanların elinden alırlar.

Bir alışveriş merkezinde, bir stadda, bir konserde, bir meydanda...

Dünyanın neresinde olursa olsun ölen ya da yaralanan aynıdır. İNSAN...

Ve İNSAN denen varlık dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi dili konuşursa konuşsun, neye inanırsa inansın aynı İNSAN dır.

Hayalleri, arzuları olan, sevmek, sevilmek isteyen, ağlayan, gülen, acıkan, uyuyan, korkan, mücadele veren, bu hayatta kalmak ve kendi deneyimini yaşamak için yaratılmış İNSAN...!

İşte bu insan sıfatına saygı duymadıkça, korkarım dünya daha da korkunç ve kötü bir yer haline gelecek. Hatta geldi bile...

İnsanların, ülkelerin, inançların, fikirlerin arasına nefret, kin duyguları ekilir ve bu sürekli beslenirse başka ne olacaktı?

Dünyadaki  bütün büyük terör örgütlerinin ardında güçlü ve kirli ellerin olduğunu, para ve silah yardımlarıyla desteklendiklerini hepimiz biliyoruz.

Şimdi olan, bu silahın geri teptiğinin resmidir. Yarattıkları canavar şimdi de kendilerini tehdit ediyor.

Avrupa ve Amerika'nın teröre ve terör olayları karşısındaki tavrı hep egosantrik ( ben merkezci) idi bu zamana kadar.

Bakalım bundan sonra ne olacak?

En tehlikelisi " Beni sokmayan yılan, bin yıl yaşasın" zihniyetidir.

Farklılıklara saygı duymayı,  birlikte barış kültürü içinde yaşamayı öncelik haline getirmek gerekiyor. Hem devletler hem de tek tek birey bazında..

Öç almaların " zarar gören bizden değil" zihniyetinin ve " hep ben, en büyük ve en güçlü ben" tavrının, uzlaşmazlığın, subjektif bakışların daha çok acıya sebep olduğu açık değil mi?

Maalesef bunu hep yapıyoruz. Hep bölünüyor, bir tarafa geçiyor, savaşıyor, yok sayıyoruz.
Kendi sokağımızda, oturduğumuz binada, yasadığımız şehirde...

Ayrımlar, ayrımları, kutuplaşmaları doğuruyor.

Acılar da bile, aynı safta yer alamıyoruz.

Ankara'da, Paris'te, Suriye'de, Amerika'da, Filistin' de patlayan bombalar ve ölen insanlar arasında ne fark var?

Dünyanın her yerinde yaşanan ve masum insanları hedef alan saldırılara " terör" , bunları yapanlara " terörist" denmedikçe ve bunlarla İNSAN lığın gereği olarak topluca mücadele edilmedikçe hiçbir devlet ve hiçbir kimse ne samimi ne de masum bana göre...

Teröriste " özgürlük savaşcısı", terörist eylemlere " özgürlük mücadelesi" denirse olmaz.

Bu çifte standartı görmeyenlere de şaşıyorum.

Sınırlarını dikenli tellerle çevirenler, kucağında çocuğuyla savaştan kaçanlara çelme takanlar, menfaati olmadıkça başka acılara kayıtsız kalanlar, ülkelerinde yaşayan göçmenlere 2. Sınıf insan muamelesi yapanlar,asimile etmek isteyenler, bundan sonra kendilerini de sorgular mı zaman gösterecek.

Dünden beri bakıyorum sosyal medyada bazı kullanıcılar profil resimlerini Fransız bayrağının rengiyle boyamışlar(?)

Ölenler için üzgünüz.
Acılarını paylaşıyoruz.
Terörü lanetliyoruz.

Ancak dünyanın her köşesinde bu terörden zarar gören devletlere ve başta kendi topraklarımızda da acı çeken insanlara " fransız" kalmamak koşuluyla...

 
Toplam blog
: 115
: 830
Kayıt tarihi
: 18.11.12
 
 

1967 yılında İstanbul'da doğdum.Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden 1988 yılınd..