Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

Fransa'nın kuyruk acısı

Fransa'nın kuyruk acısı
 

HATAY'I SAVUNAN YEREL GÜÇLER VE LİDERLERİ DAVULCU AĞA


 

   ‘’Hiçbir milletin tarihi,Türkler’inki kadar değişik ve olağanüstü durumlarda yazılmamıştır. Bir millet felakete uğradığında veya adaletsiz bir durumla karşılaştığında onun yardımına koşmak ve ona adaletli davranmak gerekir. Gelecek nesillerin, zayıfları korumayı, ezilenlerin öcünü almayı kendilerine görev sayacaklarına inanıyorum. Milletler tarihleri boyunca çoğu kez cezalandırıldıkları gibi, bazı durumlarda da öç’lerinin alındığını ve haklarının teslim edildiğini görürler. Bu sözlerimin bir örneği Türkler’dir. Onlar gün olmuş, adlarının ve ırklarının yok olma tehlikesi ile karşılaşmışlardır. Ancak Türkler, derin uykularından sıçrayarak uyanmasını bilmişlerdir. Ne var ki, denizlerden ve karalardan saldırıya uğrayan, anayurtlarında hakaret edilen, egemenliklerine el konulan da yine onlar olmuştur. Sayıca çok olan Rus orduları tarafından işgale uğrayan Türkler, ellerinde kalan topraklar üzerinde dimdik ayakta kalmasını bilmişler, Osmanlı imparatorluğunun Türk kanında canlanacağını ve sonsuza kadar yaşayacağını dünyaya ispat etmek için canını dişine takarak savaşmışlardır. Bu gün de onurlarını korumak için çarpışmaktadırlar.’’ Kaynak (A.de Lamartine. Osmanlı Tarihi, önsöz)

   Fransız tarihçi ve yazar Lamartine, işte böyle diyor  1800 lü yıllarda kaleme almaya başladığı Osmanlı tarihini anlattığı yazılarında.

   Lamartine, 1838 de eşi ile birlikte çıktığı yolculukta Osmanlı topraklarına gelmiş ve hayran olduğu bu coğrafyada uzun süre kalarak eserlerine konu olan bu ülkeyi yeterince tanıma fırsatı bulmuştur.

    Bu gün, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili kararları parlamentosundan oy birliği ile geçirmiş olan Fransız hükümetinin üyeleri, Lamartine’den utanmalıdırlar. Aynı zamanda utanmaları gereken başka  olaylar da vardır; Haçlı seferlerinden sonra, Napolyon döneminde de Türkler karşısında yenilgilere uğradıkları gibi, daha sonra Hatay, Urfa, Mardin gibi güneydoğu illerimizi işgal ediptürlü mezalimler yaptıktan sonra Türk ordusu ve yerel güçler tarafından def edilmişlerdir. Bunların kuyruk acıları daha geçmemiş anlaşılan. Antep’te annesine tecavüz etmek isteyen Fransız askerlerine karşı koymaya çalışan bir Türk gencini süngü ve dipçik darbeleri ile katledip kirli emellerine ulaşan alçakları tarih kaydetmiştir.

   Kim ne derse desin, Türkler tarih boyunca türlü fetihler ve akınlar yapmış olmalarına rağmen, feth ettikleri ülkelerde kadın, çocuk, yaşlı ve mağdur kimselere asla kılıç kaldırmamışlar ve o ülkelerde yağma ve katliam gibi insanlık dışı hareketler yapmamışlardır. Bunu en iyi dile getiren kişilerden biri, 3. Selim zamanında Rus çar’ına mektup yazıp Türklerin nasıl yenilebileceğine dair bilgiler veren ve bu mektubu padişahın eline geçmesi sonucu patrikhane kapısında idam edilen Patrik Gregorius’dur. Patrik mektubunda şöyle diyordu günümüz lisanı ile özetlersek; Türkleri top, tüfek, kılıç ile yenemezsiniz. Türkleri yenmeniz için onların sahip olduğu kuvvetli aile bağları, devlet’e itaatkarlık, dürüstlük, mertlik gibi özelliklerini yok edecek eylemler yapmalı, onların yapılarını bozmalısınız. Bu taktirde onları kolayca alt edebilirsiniz. Aslında bu taktik, hala geçerliğini korumakta olsa da Türk Milleti, sahip olduğu bu kalıtımsal ve tarihsel özellikleri yitirmeyecek, içini kemiren kurtları ve solucanları mutlaka bünyesinden atacaktır.      

 

 
Toplam blog
: 53
: 671
Kayıt tarihi
: 22.12.09
 
 

1969 Tarhan Kolej (lise), 1978 Atatürk Eğ. Ens. Türk dili ve edebiyatı bl. Mezunuyum. Araştırmak ..