Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Fransız: Fransız usulü Romanları başından defetti.

Fransız: Fransız usulü Romanları başından defetti.
 

Resim internetten alıntı


Romanyalı Romanlarla ilk kez Berlin’de karşılaştım.

Hayır dedim kendi kendime; dilenmekse dilenmek ama böyle olamaz.

“Köşedeki; bıyıklı fiyakalı sakız beyaz gömlekli hem seni hem de beni dikizliyor; adamım fabrikada ter dökerken senin erin dünyaya ahkâm kesiyor.

Kalk ayağa; otur bir köşeye, ser önüne tarihi geçmiş bir gazeteyi hatta sıcak tutar otur üstüne ama ne olur diz çökme önümde ellerini kavuşturarak. Cebim senin cebinden daha dolgun görünse de sakın aldanma; içi kurumama dolu.

Sokak tüylüleri yok biliyorum; bu ülkede…

Dilenmeye zorlanan; yeraltı treni giriş çıkışlarında sözde efendilerinin; kalkan görevini üslenen talihsizler için bu kuru mama… Kuruşlar efendiye; kurumamalar tüylülerin…”

Huşu içinde diz çökmüş ile omuzları çökmüş ben; ortak bir dil bulamadık sanmıştım yanılmışım.

“Mangırına kıyamıyorsan, çekil git başımdan; görmüyor musun ben mesleğimi icra ediyorum. Sen sokakları tek başına arşınlarken; mesai sonrası erimden hem dayağımı hem de kazandığımı afiyetle yiyeceğim. Sen kendi haline bir mum yak; bir arada olduğunu sandığın ailenle kendini ye bitir.

Bizler dövüşürüz, sevişiriz. Bitlerimizi paylaşırız.

Sizler kendi halinize yanın, merhametini al git şaşkın kadın”

Bakışların dilini es geçmişim.

Ben halden anlarım; çeker giderim.

Elin Fransız’ı bu sözler karşısında sakinliğini korumaz.

Tepeler alimallah.

Bir de adı Sarkozy olursa…

Sarkozy: O dünyaya hesap sormak için gönderilmiş.

Kökenleri farklı olanlar, birbirlerine düştüklerinde; tarafsız Hâkim cübbesini atar omuzlarına…

“Özür dile bakimmm; tazminat öde bakimmm, ambargo koyarım şeyine” tehditlerini savurur.

Şimdilerde köşeye sıkıştı kendileri…

Üyesi olduğu AB veryansın ediyor ona…

Brüksel kaşlarını çatmış; Almanya’nın tepesi atmış.

Hesap soruyorlar.

8000 Romanyalı Romanları uçaklara doldurduğu gibi yollayıvermiş çıkış noktalarına…

…Dua etsinler hallerine ya kağnılarla yolcu ediverseydi… Adamın keyfine kâhya mısın? Ülkesine hizmet anlayışı… Gemi yan yatarsa; hayati önem taşımayan yük denize dökülür; felsefesine sarılmış karizmatik lider, ne var bunda büyütülecek…

-İlhami sen taş kalpli olmaya yüz tuttun son zamanlarda… Seni anlamakta güçlük çekiyorum.

… Sen halimi, gel, bir de bana sor yazanım.

Eşitlik, hürriyet, haklar hukuklar tazminatlar…

Her gün aynı menüyü tıkınmaktan iflahım kesildi.

Fransa, Fransız olmak varmış bu dünyada…

Ne yapsalar yeridir… Bizim Velinin başı kel midir nedir?

-İlhami; doğru olmayan bir davranış bize emsal olamaz.

Uçak tehlikeli, kağnılar çok yavaş…

…İyi öyleyse, bizde yayan göndeririz.

-İlhami! Yazılı görsel medya bir müddet için sana tabu...

Düşün taşın arada bir kaşın.

Günün lakırdısı: Hem nalına hem mıhına değil niyet… Karşıdan gelen davulun sesine hayran olmak daniskalı cehalet…

16 Eylül 2010 Perşembe/ İnternetli Köy

Alev Meisel

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..