Fransız Devriminin ve Gezi Parkı direnişinin "bileşenleri"…

Gezi Parkı Direnişi’nin öne çıkan kavramları;

- Özgürlük, demokrasi ve adalettir…

Genç insan devletin [hükümetin] kendi yaşam alanına girerek onu keyfince şekillendirmesini istememektedir.

Ancak bu talepler buzdağının su üstünde kalan ve bu yüzden ilk bakışta görülebilen yanıdır.

Direnişin bir de suyun içinde kalan, yıllardır biriken asıl ana gövdesi vardır.

Buzdağı bugün için Taksim Gezi Parkı trampleninden balıklama atladığı sıvının içinde yüzmektedir.

Yıl 1989…

Büyük Fransız Devriminin “bileşenleri” sokaklarda, caddelerde, meydanlardadır…

Dillendirdikleri talepler neler?

- Özgürlük, eşitlik, adalet!..

Ve bu taleplerin yarattığı mücadele ruhu bütün insanlığa bir çağ atlatıyor…

Ve böylece dünya kültürüne siyasi demokrasinin getirdiği özgürlük, eşitlik ve adalet değerleri armağan ediliyor.

Sonra, gelişen süreç içinde anlaşılıyor ki, ekonomik özgürlük olmadan siyasi demokrasi gerçekleşmez… Gerçekleşemez!..

İnsanların cebinde para yoksa, seyahat etme özgürlüğünün Anayasa’da yazılı olması hiçbir anlam ifade etmez. Edemez!

Dünya bu kavramları tartışırken, kapitalizm, emperyalizm aşamasına önemli bir sıçrama yapıyor.

Batı’nın kapitalist sanayi toplumları, ürünlerini kendi iç pazarlarının dışında pazarlayamadıkları takdirde, çökecek bir doygunluğa erişiyorlar: Kapitalizmin buhranı başlıyor!

Ancak buhranın aşılması gerekiyor.

Çare: Dış pazarlardır.

Dış pazarlardaki işbirlikçi yandaşları ile birlikte yeniden oluşturulacak bir mekanizmadır. Bu mekanizmanın dış ülkelerdeki koruyucuları olacak siyaset adamlarıdır, bankerleridir; yandaş medyadır.

Ve emperyalizm böylece ve bu yoldan yeni yapılanması ve makyajı ile tüm Dünyaya egemen olma savaşımının merkezinde oturuyor.

Bu yeni yapılanmanın elindeki en tehlikeli araç medyadır; toplum mühendisliği teknolojisidir.

Bu teknolojinin de en önemli silahı,

- Demokrasi söylemleridir. Demokrasi yetmez, ileri demokrasi, ılımlı demokrasi gibi kavramlar fırına sürülür.

Gezi Parkı gençliği işte bu karmaşık ortam içerisinde sahaya inmiştir.

Dillerdeki en öndeki talep demokrasidir…

Ama bu demokrasinin içeriğinde ne vardır?

İşte sahaya inen gençlik bu içeriği sorgulama işlevi ile karşı karşıyadır.

Bu sorgulamadan çıkarılacak sonuç, direniş sürecinin geleceğini; başarısını ya da bir saman alevi gibi sönüp sönmeyeceğini ve toplum mühendisliği teknikleri ile yok edilip edilemeyeceğini ortaya koyacaktır.

Özgürlük talepleri, kişisel özgürlük alanına müdahalenin önlenmesi noktasında mı kalacak ve sınırlanacaktır?..

Yoksa, ekonomik özgürlük talebi ile derinleşerek, yeni bir toplum düzeninin inşasına mı ulaşacaktır.

Eğer özgürlük kavramı, kendi içeriğini çağdaş uygarlığın aydınlanmacı niteliği ile donatabilirse, o zaman çağın canavarı olan emperyalizm ile göğüs göğüse gelecektir.

Sahaya inen gençlik, sahanın koşullarını ve oyunun kurallarını öğrenmek ve iyi tartmak zorundadır.

Yoksa direniş, hoş bir çapulcu edebiyatının içine gömülür, kalır!..

farukhaksal@gmail.com

www.soruyusormak.com

www.dnm-ler.com

www.akceder.com