Frekans ayarınız sizi çekiyor mu ?

Evren içerisinde en güçlü ve zengin donanıma sahip olan varlık, insandır. Dünya üzerinde, en çok çeşidi bir arada yiyebilen varlık yine insandır. Havada, karada, suda yaşayan bir çok hayvandan, hem yemek hususunda hem de giyim hususunda yararlanan insandır. Renklerin bir çok çeşidini aynı anda gören ve anlamlandıran da insandır. Bu listeyi uzatabilmek mümkündür, en... insandır...en...insandır... diye gider.

Peki ! Bu kadar mükemmel özelliklere ve imkanlara sahip olan insan, ne kadar mutlu ?

Bir serçe kuşuyla hadi yarışalım, bakalım kim daha mutlu, sorumuzun cevabını bulmaya çalışalım.

- Sabah erken saatte cik cik sesleriyle güne başlayan bir kuşa mutsuzluktan cik cikliyor dememiz pek mümkün görünmüyor. Durumundan anlaşılıyor ki oldukça keyifli bir halde güne başlıyor.

- Tüm bahçeler onun, istediği bahçeye girip keyif sürebilir, istediği havuzda güneşlenme safası sürebilir. Özellikle köy hayatında müşahede etmiştim. Bahçede küçük bir havuzun kenarında su damlalarının altında ıslandıktan sonra, kanatlarını açarak güneşlenen serçeler vardı.

- Yiyeceğini her yerden kolaylıkla bulabiliyor, yiyeceğini bulana kadar da herhangi bir endişe ya da stres yaşamıyor. En ilginç tarafı da bir gün de kendi ağırlığının yaklaşık olarak üç katı besin tüketebiliyor.

- Gelecek endişesi yok, yarın umurunda değil bugünün tadını çıkarıyor.

- Obezite olma, aldatılma ya da küçük düşürülme gibi evhamları hiç mi hiç yok.

- Bir serçe saatte yaklaşık olarak 90 defa çiftleşebiliyor.

- Evini yaklaşık bir günde tamamlayabiliyor.

- Benzinsiz uçabiliyor.

 Bu listeyi de uzatmak mümkündür, lakin mesele tavazzuh ettiği için kısa kesiyorum.

Gelelim insana, kendimize; burada bahsedilen insan benim, sensin, o, diğeri, bir diğeri.. Evet benim diyebilirsin, çünkü birazdan yahu bu anlatılan kişi benim sanki, diyebilirsin.

- Sabah uyanınca yorgun ve mutsuz kalkabilir.

- Uyandığında eğlenmeye pek vakti yok, çözülmesi gereken bir dünya sorun var.

- Kahvaltısını çok da istemeden mecburiyetten yapabilir.

- Ev sahibi olmak için, çok çaba sarfederek uzun yıllarda ancak hedefine ulaşır.

- Binek almak için , uzun yıllar taksit ödemesi gerekir.

- Her an kandırılabilir, dolandırılabilir.

- Çok kıskançtır, bazen hayatını kendine zehir edebilir.

- Hemcinsinin  ilgisini çekmeye çalışır.

- Popüler olma derdi vardır.

- Teknolojiye bağımlı olabilir ve bunun bir çok olumsuz sonucuna katlanmak zorunda kalır.

 Bu olumsuzlukları çoğaltmak mümkündür, lakin asıl anlatmak istediğim bu olmadığı için sadede geliyorum.

Hemen hemen her türlü imkana sahip olduğumuz halde, neden hayvanlar kadar mutlu olamıyoruz ?

 Hayvanları geçmiş ve gelecek düşünceleri yok. İçinde bulundukları anın keyfini sürüyorlar. İnsan ise geçmişten gelen acı hatıralar ve gelecek endişesi içinde bulunduğu anın tadını çıkarmasına az da olsa mani olmaktadır.

Asıl sebep ise kendimiz olamıyoruz. Hep yönlendiriliyoruz. Başka frakanslardayız. Reklamlar, medya,internet bizi bizden o kadar çok uzaklaştırmış ki, kendimizi kaybetmişiz. 

Tercihlerimizi kendi adımıza ama gerçekten tamamen kendi adımıza yapabildiğimiz bir gün, mutluluk kapıları aralanacaktır. Başkası ne der diye yaşamaktan uzaklaşmalıyız. Gerçekçi tercihlerimiz olmalı. Ben böyle istiyorum derken başkalrının gözünde iyi olduğu için değil gerçekten de benim istediğim olduğu için tercihlerde bulunmalıyız. işte o zaman daha güzel bir dünyamız olacaktır. Moda dediğimiz alışkanlık tamamen frekansınız kaymasıdır. Kendi modanızı kendiniz oluşturun. Herkesin bir modası olmalı tekdüzelikten uzaklaşılmalı.

Sen gerçekten de biriciksin, artık farkında ol ve frekensını kendine çevir...