Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '17

 
Kategori
Edebiyat
 

Frida

Frida
 

Frida'nın hayatını okuyorum. Daha önce de farklı kalemlerden okumuştum. Bu sanırım onun gerçekten bir yakını. Ve ilerleyen sayfalarda şöyle bir cümle geçiyor: "yeni ay doğmuştu ışıl ışıl... Uzanıp baktım belki bir yüz görürüm diye"

Demek Ay'a bakarken yüz görme olasılığı sadece benim aklımdan geçmiyormuş. Neden? Aslında bir yüz saklı değil mi orada? Size de öyle gelmiyor mu? Anneannem uzunca bir zaman göremeyeceği bir arkadaşıyla ya da komşusuyla ayrılırken; "beni görmek istediğin zaman Ay'a bak" dermiş. Yani insanlar  bir zamanlar Dolunayda buluşurmuş. Kurt adam değillerdi elbet. Ama şu bir gerçek ki; Dolunay'da bir değil bir çok yüz gizli...

 

 

Frida...

 

Siyasi tavrı, kocasıyla yaşadığı çalkantılı hayatının ötesinde acıları olan bir kadın. Geçirdiği trafik kazasının onda bıraktığı korkunç acılar. Yatağa mahkumiyet ve bu mahkumiyetin neticesinde ortaya çıkan otoportreler... Umutla umutsuzluk çizgisinde gidip gelen bir portre. Kimine göre dalga geçilmeyi hak eden bıyıkları vardı ki o dönemin Meksika'sında bir kadının sahip olduğu saygınlık bıyıklarıyla orantılıydı. Yani; ne kadar bıyık o kadar prestij. Kılın ve tüyün ötesinde gördüğüm şey; bakışlarına hapsettiği "gelecekte"yi görebiliyorum. 

 

Yaşamın bir umuttan ibaret olduğunu anlatan ve umudu beklerken arayışları devam eden bir insanın bakışları...

 

Senin...

benim...

ve diğerlerinin bakışları gibi.

 
 
Toplam blog
: 47
: 145
Kayıt tarihi
: 24.10.17
 
 

Ege'li biri... ..