Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '09

 
Kategori
Sinema
 

Friends

Friends
 

Friends


Hayatınızdan en iyi arkadaşlarınızın çıktığını düşünün bir an için. İşte son günlerde yaşadıklarım, beni böyle düşünmeye sevk eden. Belki bir kaç kişi kendi kendine söylenmeye başlamıştır, bu adam ne anlatıyor diye. Sizleri fazla meraklandırmadan konuya gireyim. Son zamanlarda Friends dizisiyle geçti günlerim. 1994-2004 yılları arasında Amerikan televizyonlarında yayınlanan ve bugün bile en iyi komedi dizileri arasında gösterilen Friends dizisiyle tanışmam biraz geç oldu. Geç de olsa iyiki de olmuş diyorum. Aslında yayınlandığı yıllarda eş zamanlı olarak izlemeyi isterdim ama ne teknolojik imkanlar ne de zaman izin vermedi buna. Sonrasında ise hep aklımdaydı zaten. Derken bir arkadaşımdan bölümlerini alıp izlemeye başladım.

İlk bölümü, hayatınıza yeni giren ve içinizin oldukça ısındığı bir dost izlenimi vermeye yetti. Ayrıca 90'lı yılların saç stili ve moda anlayışını da görmek ayrı bir güzellikti. Süresi de sizi sıkmayacak kadar iyi düşünülmüştü. Hoş Friends dizisinin süresi 22 dakika değil de 122 dakika dahi olsa insanın sıkılması mümkün değil ya herneyse. Derken ikinci bölüm, ardından üçüncü bölüm, sonrasında dört derken zamanının nasıl da geçtiğini anlayamadım. İlk sezonu bitirip de ikinci sezona başlayınca bir günde 23 bölüm(!) izleyecek kadar Friendskolik olmuştum bile. (1 bölüm daha izleyebilseydim koca sezonu bir günde bitirecektim.) Ardından diğer gün de 22 bölüm izleyince birden aklıma takılan sorular oluşmaya başladı. Tamam dizi oldukça güzeldi ve hiç bitmesin istiyordu insan. Peki bu acele neden, bitince ne yapacaktım. Sonrasında daha az bölümü, daha çok keyif alarak izlemeye başladım. Tabi sezonlar ilerledikçe içimde bir korku oluşmaya başladı. Çoğu dizi ilk sezonundan sonra istediği başarıyı bir türlü sağlayamıyordu. Acaba dedim Friends de öylemi olacak. Öyle mi, böyle mi derken bir baktım kendimi 10. ve son sezonda buluverdim. Ne kadar yavaş olmaya çalışsam da son sezon gelmişti artık.

Son sezonun finaline geldiğimde boğazımda bir şeyler düğümlenmiş gibiydi. Bir yanım final bölümünde neler olduğunu delicesine merak ediyor, diğer yanım da bu istenmeyen sona direniyordu. Derken final bölümünü de izleyip Friends'e noktayı koydum. Final bölümü öncesi karakterler ve yaşanan olaylarla ilgili flashback denilen, önceki sezonlardan görüntüler ve yapılmış röportajlardan oluşan hoş bir bölüm vardı. Sonrasında da iki bölüm uzunluğunda final bölümüyle güzel bir veda töreni sunarak, unutulmayacaklar arasında yerini aldı.

İnternette dolanırken okuduğum kimi yorumlarda Friends dizisini eş zamanlı olarak izlemiş, yani on sezonunu kendi hayatının on senesiyle özdeşleştirmiş birçok kişi olduğunu fark ettim. Elbette onların hissettikleri çok farklı olsa da, ben Friends’i hayatıma geç girmiş, hayatımın kısa bir döneminde yer bulmuş ama bu kısa zamanda oldukça derin etkiler bırakan bir arkadaş olarak görüyorum. Haftada bir bölüm izleyenlerin aksine ardı ardına bölümleri izlediğimden, bir bölümün sıcaklığı bitmeden diğerinin sıcaklığını hissetmek de ayrı bir duygu, bunu belirtmek isterim.

Bilmeyenler için neyi, nasıl anlatıyor Friends, kısaca açıklamaya çalışayım. Birbiriyle bir şekilde bağlantılı 6 arkadaşın 20’li yaşlarının ortalarında başlayıp, 30’lu yaşların ortalarına dek uzanan, aralarındaki arkadaşlığın, ilişkilerin eğlenceli bir dille anlatıldığı bir sitcom.

Rachel Green(Jennifer Aniston)
zengin bir ailenin kızı ve modaya düşkün birisidir. Evleneceği gün nişanlısı Barry’i nikah salonunda terk edip, şehirde tek tanıdığı kişi olan Monica Geller’ı(Courtney Cox) bulmak için <ı>Central Perk isimli cafeye gelir. Rachel ile Monica liseden arkadaşlardır. Monica ağabeyi Ross(David Scwimmer), eski ev arkadaşı Phoebe Buffay(Lisa Kudrow), Ross’un üniversiteden arkadaşı ve Monica’nın karşı komşusu olan Chandler Bing(Matthew Perry) ve Chandler’in ev arkadaşı olan Joey Tribbiani(Matt LeBlanc) ile oturmaktadırlar. Grubun Rachel ile tanışması bu şekilde olur. Bir nevi sizinle de tanışmışlardır aslında. Altısı da birbirinden oldukça farklı ve bir o kadar da birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olan bu altı arkadaşın macerası çoktan başlamıştır. Bu noktadan sonra dizinin gidişatıyla ilgili bilgi vermek istemiyorum. Çünkü bu diziyi imkanlarınız doğrultusunda muhakkak izleyin diyorum.

Gelelim bu diziyi bu kadar başarılı kılan etkenlere:


    Dizinin başarısının en büyük sırrı, her işte olduğu gibi ekibin çok titiz ve düzenli çalışması. İnternet üzerinde kamera arkası görüntüler ve dizi ile ilgili yapılmış olan belgesellerde bu etkeni görmek mümkün.
    Dizinin yaratıcıları olan David Crane ve Marta Kaufmann’ın detaylara inecek kadar projeyi benimsemiş olmaları da dizi ekibine olumlu bir sinerji katmış durumda.
    Dizinin başrollerinde bulunan altı isim; Jennifer Aniston, Courtney Cox Arquette, Lisa Kudrow, Matt LeBlanc, Matthew Perry ve David Schwimmer isimleri şu an oldukça tanıdık gibi görünse de dizinin başladığı yıllarda çok fazla ünlü değillerdi.(Hoş onları üne kavuşturan yapım Friends’tir.) Bu altılı içinde proje öncesi en çok tanınan ve daha bilindik projelerde rol alan isim Corutney Cox idi. Senaryo ekibi, bu altı ismin canlandırdığı Rachel Green, Monica Geller, Phoebe Buffay, Joey Tribbiani, Chandler Bing ve Ross Geller karakterlerine eşit mesafede olmuşlar ve hiçbir karakterin diğerinin önüne çıkmasına fırsat vermemişlerdir. Dizinin yayınlandığı toplam 238 bölümün hepsinde bu altı karakter de yer almıştır.
    Sonraları yıldızı en çok parlayan isim olan Jennifer Aniston’ın isminin jeneriklerde ilk olarak yazılmasının, her ne kadar bu konuda herhangi bir bilgi bulamasam da soy isimlerine göre yapılmış bir sıralama sonucu olduğu düşüncesindeyim. Dizi oyuncuları her hangi bir karakteri ön plana çıkarmanın yanlış olduğu düşüncesiyle, ödül törenlerinde adaylıklarının “en iyi başrol” olarak başlayan adaylıklar yerine, “en iyi yardımcı” ile başlayan adaylıklar arasında gösterilmesini istemişlerdir. Dizide birbirlerine oldukça sıkı sıkıya bağlı altı arkadaşı canlandıran bu isimlerin gerçek hayatta da dostluklarının ileri düzeyde olduğunu da belirtmek gerek.
    Dizinin çekimleri Warner Bros şirketinin Kaliforniya’da bulunan stüdyolarında çekilmiştir. Çekimler esnasında senaryoda yer alan repliklerin izleyicide oluşturacağı tepkiyi ölçmek için dizinin bazı çekim aşamalarında stüdyoya 500 kadar izleyici alınmıştır. İzleyicilerden yeterli tepkiyi alamayan replikler yenileriyle değiştirilmiştir.
    Dizinin 22 dakikalık bir bölümünün çekimleri yaklaşık olarak 5-6 saati bulmuştur. Çekimlerde 4 veya 5 kamera kullanılmıştır. Bu süre çoğu sitcom tarzı dizilerin çekilme süresinin yaklaşık iki katıdır. Tekrar çekimlerin ve değiştirilen repliklerin tekrarlanmasının bir sonucudur bu. Bu da bize senaryo ekibinin ve yapımcıların projedeki hassasiyetini ortaya koymaktadır.
    Dizinin final bölümünün yayınlandığı 6 Mayıs 2004 günü, diziyi izlemek için yaklaşık 52.5 milyon izleyici ekran başına geçmiştir. Bu rakamla Friends; M*A*S*H, Cheers ve Seinfeld dizilerinin finalinden sonra en çok izlenen dördüncü dizi finali olarak tarihe geçmiştir.
    Final bölümünde her 30 saniyelik reklamda kanal yaklaşık $ 2.000.000 para kazanmıştır.
    Dizinin oyuncuları ilk sezonda bölüm başına $ 22.500 kazanırken, son sezonda bu rakam bölüm başına $1.000.000 olmuştur.

İşte bu ve bunun gibi birçok etken Friends’i unutulmazlar arasına soktu. Bahsedilen reklam gelirleri bile dizinin nasıl bir fenomen haline geldiğinin kanıtlarından biri. Her şeyden öte dizideki karakterlerin o denli gerçekçi olması, diziyi başarılı kılan en önemli faktör. Bu gerçekçilik öyle bir noktaya geliyor ki, bir süre sonra bu altı karakteri arkadaşınız olarak görmeye başlıyorsunuz. Joey’in <ı>“How you doin?”, Monica’nın <ı>“I know.”, Phoebe’nin <ı>“ A ha!” ve Ross’un ayrı bir hava kattığı <ı>“Hi” sözcükleri geliyor aklınıza bir süre sonra. Bu bile anlık bir tebessüm oluşmasını sağlamaya yetiyor. Final bölümüyle beraber Chandler'in tuhaf şakalarını, Joey'in yemeğe ve kadınlara düşkün olan yapısını, Monica'nın temizlik takıntısını, Phoebe'nin tutarsız tavırlarını, Rachel'in güzelliği ve Ross'la karmaşık ilişkisini, Ross'un paleontolijiye ve dinazorlara olan sevgisini uzun zaman unutamayacksınız.

Herkesin hayatında böyle dostları olması dileğiyle. Sağlıcakla kalın.

Not: Diziyle ilgili beğeneceğinizi umduğum, dizi ile alakalı bilgilerin bulunduğu bir spin off yazısı da devamında gelecek.


Kaynaklar:

http://en.wikipedia.org/wiki/Friends

http://www.imdb.com/title/tt0108778/

 
Toplam blog
: 92
: 2632
Kayıt tarihi
: 28.01.09
 
 

Parliament Sinema Klübü'nde yayınlanan filmleri izlemek için çocuk halimle uykudan feragat ettiği..