Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '07

 
Kategori
Güncel
 

Fuhuş yaptıran öğretmen

Fuhuş yaptıran öğretmen
 

Haber; "Evinde fuhuş yaptıran emekli öğretmen tutuklandı."

Haberin başlığı aynen böyle. Zavallı öğretmen. Vicdansız öğretmen. Toplumun yüz karası…

Özellikle öğretmen olduğu vurgulanmış. Neden? diye pek sorulmaz artık. Karar verilmiştir. Öğretmen acayip şekilde suçludur. “Birde öğretmen olacak. Bakın şunun yaptığına”.

Haberle nasıl bir bağ kurarsınız bilmiyorum ama, bu tür “Fuhuş” haberleri okuyunca nasıl bir maskeli yaşama itildiğimizi sorgulayıp duruyorum.

Düşünün sevdiğiniz bir insan var. Onunla cinsellik yaşamaktan daha doğal ne olabilir ki?

Eve götüremezsiniz. Çocuklarınız engeldir. Hem torun sahibisinizdir. Ayıp olur böyle şeyler. Komşular ne der sonra. "İlişkiizin sınırı evine götüremeyecek kadarmı? diye sorarsanız, lütfen okumayın."

En iyisi otele gitmek diye düşünürsünüz. Otel aramaya başlarsınız. Sonuçta en az haftada 1-2 otel parası ödeyeceksinizdir.

Beş yıldızlı oteller sorun değildir. “Yanındaki kim?” diye sormazlar. Oraya yüklü bir miktar bıraktığın zaman yeterlidir.

Orta halli bir otel ararsınız. Bulamazsınız. Bulduklarınız evlilik cüzdanı isteyecektir. İnsaflı olanları, yani halden anlayanları, iki kişilik otel odası fiyatı isteyeceklerdir. Ve yanındakine tuhaf bir istekle bakacaklardır. Yani yanındaki bir hayat kadınıdır sanki. Bu tür otellere girip kalamazsınız.

Yanılıp ta her otele gitmeyin. Hayat kadınlarının kaldığı oteller sizi alabilir, fakat akşam bir baskın yemek işten bile değildir.

Ya “Fuhuş” yapılıyorsa. Memleket ne olur sonra. “Önce savaşmalı insanlar, sevişmek ahlaksızlıktır. Ne kadar mutlu olursa insanlar o kadar tehlikelidir hani”

Boşuna dolaşıp durmayın. En iyisi aracınız varsa, akşam karanlığında sesiz sakin bir yere çekin…

Diyeceğim ama, bir sürü namusuz veya vergisini ödemeyen veya kanunsuz bir sürü iş yapanların peşinde olması gereken Polis sizi mutlaka yakalayacaktır. Yani sevişmek yasaktır “garp cephesinde”.

“Vatan sevgisinin, hukuktan üstün tutulduğu memleketlerde” başka türlüsü olmaz zaten. Polis ya içki içenlerin (Yola pusu kurarak) peşindedir veya sevişen çiftlerin.

En iyisi ev tutmaktır. Buna “Garsoniyer” denir. Kimse ses çıkarmaz diye düşünürsünüz. Ama en kısa zamanda maskeniz düşecektir. Mahallenin namus bekçileri derhal evinizi bastıracaktır. Günün birinde garsoniyeriniz basılır. Siz zina eden biri, sevdiğiniz emek verdiğiniz insan hayat kadınıdır artık. Kurtul kurtulabilirsen. Ama mahallenin namusu kurtulmuştur. "Önemli olan mahalledir".

Sonra aklına; “neden böyle?” diye bir soru takılır.

Bir sürü sanatçı, varlıklı kişi sevgilisiyle veya arkadaşıyla evlerinde veya beş yıldızlı otellerde güpegündüz kalmaktadır. Üstelik TV larda bunlar açık açık konuşulmaktadır.

“Demek ki parası olana bunlar serbest, parası olmayan yasaktır” diye bir kalıp oluşturursun.

İsyan edersen et. Bu kimsenin umurunda değildir. İsyana devam edersen damgalanabilirsin. Senin için pezevenk derler, veya şerefsiz, yanındaki çok sevdiğin sevgilin veya dostun veya hayat arkadaşın içinde ……...………derler.

Sende Anayasamızın 12. maddesini (Temel Hak ve Özgürlükler) hatırlayarak burnunu çekersin.

Yanakların kıpkırmızı olmuştur. Üşüdüğünü sanırsın. halbuki aklına yerleşen “Neden bu ülkede Temel Hak ve Özgürlüklerin herkese (Anayasamızın 10. maddesi) eşit olarak uygulanmadığına takılı kalmıştır.

Boş ver dersin.

Sonuçta önemli olan “mahallenin namusu” değimlidir? İnsanların ne önemi var ki?

Foto: en blanco y negro

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..