Fukaralar önce ölür

Amerikalı Şapkalı Kadın Sarai'nin ülkemize gelişi sonrasında ki cinayeti ardından beynim kendini düşünmeye ve bazı soruları sorgulamaya adayarak geliştirdi gibi sanki...

Bu kadın niye şapkası ile gezdi?

Ben soru ve soruları sormayı seviyorum. Hiç unutmam Muğla Ticaret Lisesi'nde iken sevgilim olan bayan kız arkadaşım veda mektubunda şöyle yazmıştı: "Adnan, senden sıkıldım. Neden, niçin, niye diye başlayan sorgulamaların var ya, sen tam bir köylüsün... Ve inandım ki seninle hiçbir yere varılmaz..."

Mektubu uzun idi...

Yine bir gün hiç tanımadığım biri geldi, dedi ki: "Seni dövebilirim, ancak dövmeyeceğim. Şimdi sen bana kızkardeşimin yazdığı mektubu vereceksin ve kurtulacaksın..."

Hiç tanımadığım bir beladan kurtulabilmek, kurtulma adına mektubu verdim ve o günlerde kurtulmanın özgürlüğünü doyasıya yaşadım...

Durup dururken kafama sorular takılıyor.

Bu Amerikalı kadını kim, niye öldürdü?

FBİ diyor ki: "Sarai sanıldığı kadar masum değildi. İstanbul'a geldiği ilk günden itibaren kötü kişilerle buluştu, onlarla birlikte oldu..."

Bizim emniyet birimleri olsun, basınımız olsun soruyor mu?

"Ey FBİ, demek ki sen bu Sarai'yi daha ilk günden takip ediyordun, niye takip ediyordun ve bu kadın kötü dediğin kimlerle buluştu? Daha ilk gününü biliyor isen, sen; bu kadının son gününü de bilebilirsin. Anlat, anlat ki biz de bilelim..."

Diyen var mı?

Şu ana kadar demediler, bakarsın bundan sonrasında diyen biri bulunur!

Zavallı Sarai, Porto Riko kökenli Amerikalı bir fukara!

Dedim ya, "Fukaralar önce ölür" diye.

Siz hiç Doğu'da, Güneydoğu'da zengin bir adamın, yüksek bürokratın, kaymakam, emniyet müdürü, vali, milletvekili, albay, genaral ve holding sahibi bir adamın, ailenin çocuğunun ölümünü gördünüz mü?

Hitler'in İsrail Devleti'ni kurmayı meşrulaştıran Yahudi Cinayetleri, yok edip öldürdükleri de fakir, fukara ve yaşlılardı...

Ve çoğu da Musevi Türkler idi.

Tarihin gerçek tarihçiler elinde bir gün gerçekleri yazacağına olan inancımı tüm olumsuzluklara rağmen henüz kaybetmedim, çok şükür.

Sarai Cinayeti bilinmezliği ve açmazlığında bir soru daha takılıyor kafama, "Sarai ile barın tuvaletinde birlikte olduk" diyen bir Taylan K. var, kim bu Taylan K.?

Merak edenlere söyleyeyim.

MİT Ajanı da olabilir, Derin Yapılanma Adamı da, çok zengin bir ailenin mensubu da... Zaten avukatı da diyor ki, "Taylan K. tahsilini yurtdışında yapmış iyi bir aile çocuğu..."

Gariban, fukara bir adamın çocuğu olsa idi şimdiye kadar medya da bir sürü pozlar da fotoğrafları yayınlanırdı ve hatta basın onu itham eder, mahkum eder, sonra da idam ederdi...

Olayın gidişatından anlıyorum ki, Taylan K.: Ötekilerden biri!..