Füsun Akatlı'dan Yazı Bahçesinden

Bugün, Füsun Akatlı’nın yıllar önce (2003 ve ondan önce!) yazdığı şu yazıdan yapacağım alıntı tam yerine oturuyor, ülkemizde siyasette, sanatta ,sosyal yaşamda vb. saygının ne kadar azaldığını da algılayabiliyoruz:

“Edebiyatın, sanatın değeri gibi, insanın insan olmasıyla bağlantılı kimi değerler de değişmezlik taşır. “Saygı” bunlardan biridir. Kişinin kendine, başkasına, insana, insanın edebiyat, sanat, kültür birikimi gibi “zamansız” değerlerine saygısı bir değer bilincinin göstergesidir. Kendini bilmek, neyi bilip bilmediğini bilmek, haddini ve yerini bilmek de sanıldığı kadar kolay değil.”

Füsun Akatlı, formasyonum başlığı altında kendisini şöyle anlatmış:

“Felsefe okudum, edebiyatla haşırneşir oldum. Bu alanlar, dünyayı, hayatı, insanı “göründüğü gibi” değil de, “olduğu gibi” kavramaya yöneltirler kişiyi. Yüzeydekinin altına, derinlere çekerler. Kişi olmak gibi, kendini var etmek ve tanımak gibi, hayatın anlamını sorgulamak, anlamların peşine düşmek gibi hiç tamamlanmayacak, bir ömür boyu sürdürülecek iş ve işlevler yüklerler kişinin yüreğine, beynine. Huzursuzluğunu sürekli kılarlar.”

Huzursuzluk, bu dünyada ne kadar uğraşırsan uğraş doğru dürüst yaşanamayacağını algılamaktan olmalı!