Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '14

 
Kategori
Futbol
 

Futbol fanatizmi ve savaş

Futbol fanatizmi ve savaş
 

Savaşta kendi aralarında futbol oynayan askerler.


Futbolsever bir insansanız eğer, haftanın herhangibir günü ülkede ya da ülke dışında, bir topa ayak vurularak oynanan her türlü spor müsabakasını zevkle seyredebilirsiniz. 

Bu müsabakanın, milyonlarca dolarlık stadyumlarda, halı sahalarda ya da plajda olması, canlı olarak gözünüzün önünde veya televizyon ekranlarında gerçekleşmesi aslında çok da önemli değildir. 

Siz futbola gönül verdiğiniz için, sahadaki futbolcuların üzerlerine giydikleri formaların renklerinin de önemi yoktur. 

Seyir amacınız; futbol sporunun, insan gözüne ve kalbine hitap eden heyecan verici, keyif alınan rekabet yönüdür.

Ancak öte taraftan sadece taraftarı ve hatta daha da ileri giderek fanatiği olduğunuz renklerin yandaşı olmuşsanız da, futbol artık sizi kör eden bir tutku haline gelmiştir.

O noktadan sonra, ne izlerken o eski masumane zevki duymanız söz konusu olur, ne de artık sizin bu yandaş tutumunuz nedeniyle yorumlarınıza itibar edilir.

Kahvede maçı izlerken hakeme ya da 'karşı' takım oyuncularına küfürleriniz ağzınızdan salyalarla beraber ortalığa saçılıp, rakip taraftarlar da fiziksel şiddetinize maruz kalabilirler.

Statta izleyici olmayı tercih etmişseniz de, orada söyleyeceğiniz sözler ya da daha ileri giderek yapabilecekleriniz, takımızın sahasının kapatma cezası almasına kadar varıp, işi iyice çığrından çıkartabilir.

Bazen futbol kulüplerinin yöneticileri, takımlar arasındaki gerginliklerden çıkar umup, takımlarını destekleyenleri kışkırtmaya yönelik beyanlarda bulunabilirler. Tabii bunu son derece profesyonel bir uslupla, her an geri adım atıp sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyleyecek şekilde de yapabilecekleri gibi, kimi zaman dilin kemiği yok derecesinde de hayata geçirebilirler.

Fanatizmin kör ettiği, akıl yürütmeyi çoktan bırakmış, toplumsal konumlarından doğan ezilmişliği  diğer insanlara şiddet göstererek yansıtmaya meyilli kimileri de bu noktada 'insanlıktan çıkar'  ve saldırganlaşırlar.

İşte futbolda, insanları top oynayanları seyretmek zevkinden uzaklaştırıp, üzerlerine giydikleri formalara göre 'bizden-onlardan' diye ayıran mantık, gerçek hayatta da iyi ve kötü kavramlarını kendince yorumladıktan sonra, insan ölümlerine haklı kılıflar bulmaya ve zamanla da bu davranışlarını insanlara normalmiş gibi empoze etmeye çalışır.

Ülkemizde ve çevresindeki 'komşularında' günlerdir insanlar ölüyor. Türk, Kürt, Yezidi, Türkmen sadece üzerlerindeki formalardan birkaçı. 'Bizden' saydığımız birisi ya da bir grup diğerlerini öldürünce haklı, ancak bunu karşı taraf yapınca ise 'insanlık dramı' oluyor.

Ne taraftan bakarsanız  bakın, ölenler insan. Herbirinin anası, babası, kardeşleri belki de çocukları var. 

21. yüzyılda eline silah alıp, düşüncesini karşı tarafa silah zoruyla kabul ettirmek isteyen herkes, büyük bir insanlık suçu işlemektedir.

Bu savaşa kıyısından köşesinden taraf olan herbirimiz tek tek suçluyuz.  Bunu görmemek için ancak ya fanatik ya da kör olmamız gerekir.

Biz ise sadece 'renk körü' olursak ve formaların hepsini tek bir renk gibi görüp içlerindekinin insan olduğunu hatırlarsak bu maçı kazanabiliriz, aksi halde ne yazık ki rövanşı bile olmayacak bir hezimet bizleri bekliyor.

 

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..