Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '14

 
Kategori
Futbol
 

Futbol felsefesi

Futbol felsefesi
 

Fourfourtwo.com.tr


Futbolun bir felsefesi olabilir mi?
 
Elbette. Madem ki futbol  makro ve mikro düşünme alanları oluşturuyor. Öyleyse bütün futbol kavramları  ilişkisel olarak düşünülmesi gerekir ve insan hayatındaki aldığı rol ve roller üzerinde  fikir yürütülmesi gerekir.
 
Futbol herkesi ilgilendirmez de, yine de herkesi ilgilendirir… Niye  mi? Futbol her şeyden önce bir hareketi ilgilendiren bir yapıdadır. Ve her insanın şu veya bu şekilde hareket etmesi gerekir. 
 
Hareket etmeyen insan ölür.
 
Oysa düzenli spor yapan; bunu bilinçili olarak yapan insan çok yaşar; iyi yaşar ve güzel yaşar.
 
Beden eğitimi ve sporlar ya bireysel olarak yapılırlar; yada toplu halde…
 
Her iki durumda da insana getirdiği yararlar sayılmaz haldedir.
 
Belki de futbol, iki durumda kullanılabilir. 
 
Bir. İnsanları harekete geçirmek; uyandırmak ve kafasını çalıştırmak için. Çünkü hareket eden; işbirliği içinde bir oyun oynayan kişinin kafası olağanüstü bir şekilde çalışır. Futbolda insanlararası işbirliği en üst düzeydedir ve bunu anlayan takım; yani takım olmuş bir takım sürekli rakiplerini yener.  Futbolda başarı, işbirliği ve ortak karar almaktan geçer. Ortak akıl futbolda da bireysel akıldan üstündür. Futbol bir akıl oyunudur. Akıllıların oyunudur. Ancak akıllılar başarılı olabilir. Dolayısıyla ancak akıllılar işbirliği yapabilir. Futbolda imece varsa, en üst başarı gelir.
 
İki. Futbol kitleleri uyutmak, dünya gailelerinden uzaklaştırmak ve pasifize etmek için de kullanılır. Tıpkı inançlar gibi. Belli bir takımın üstün (ırk) olduğuna , onun taraftarlarını inandırdın mı, karşı tarafa harp bile açabilirsin. Onları öldürtebilirsin. Seri cinayetler işletebilirsin. Yeter ki  “İnansınlar” Ondan sonra her şey olabilir. Futbol  toplumların esrarı olabilir. Onun için insan bir kez alıştı mı, parasını, pulunu her şeyini takımına bağışlayabilir. Hayatını feda edebilir.
 
Oysa futbolun gerçek amacı nedir? Bir güzel karşılaşmada, sirk cambazları gibi, marifetli insanların  topla oynamalarını seyrederken kendinden geçmek ve onları tansık tansık  izleyip,  zevk almak. Marifetli bir futbolcunun çalımlarını  izlemek ve onun kaleye inip de son vuruşunu yaptığını görmek, bazı insanları kendinden geçirecektir. Bu, mutlaka bir futbol sanatçısının, bireysel vede organize işbirliğinin sonucunda becerisini göstermesi işidir. Teknik ve beceri yılların birikimidir. Bir Messi’yi seyretmek bazılarını başını döndürebilir.
 
Futbol bu kadar mıdır? Hayır… Psikolojik, sosyolojik, sanatsal yönüyle; ekonomisiyle, tekniğiyle, beslenme düzenleriyle; antrenman teknikleriyle; strateji ve taktikleriyle; çeşitli oyun düzenleriyle hem çok karmaşık ama aynı zamanda sahada çok sade  gibi görünen bir gösteri manzumesidir.
 
Futbol oynanır ve biter. O kadar mı? 
 
Her zaman bir futbol oyununun öncesi ve sonrası vardır.
 
Öncesinde bir futbol Teknik Direktörünün takımını hazırlama aşamaları vardır. Ondan da öncesi Yöneticilerin bir takımı oluşturma aşamaları vardır.
 
Kim nerde oynayacaktır? Bu her futbol maçında değişir. Çünkü karşındaki adama göre, bir futbol takımı kurmalısın ve adamlarını en yeteneklilerinden seçmelisin; onlara belli görevler vermelisin. Takımın kendi görevlerini eksiksiz yerine getirdiği gibi, arkadaşlarının hatalarını da örtmeliler ve kendi güç limitlerinin sonuna kadar kullanmalılar. 
 
Hem bireysel  olarak, her durumda , her futbolcu anlık doğru kararlar verebilmeli, bu kararları doğru bir şekilde uygulamalı. Ve sonuca gitmelidir.
 
İstenilen şeyler nelerdir? Özetle…
 
Çok iyi futbol oynamak. Seyirciyi ve yöneticileri, taraftarları memnun etmek ve aynı zamanda.. 
 
Gol atmak…
 
En iyi forvetleri almışsın, niye? Gol atsınlar, diye. Gol, futbolun tadı tuzudur… Golsüz, taraftarın boynu bükülür. Hele gol yerse… İfrit olur ifrit! Ne yapacağını bilemez. Ondan sonra başlar bağırmaya . Teknik direktör istifa; yöneticiler istifa; Recep istifa!  Sonra sıra futbolculara gelir.. Hele bakalım, uğraşın uğraşabilirseniz, taraftarlarla. Taraftarlar bazen tehlikeli bile olabilirler.
 
Takımlar. Futbol takımları kazanmaya zorunludurlar. Bunun için kurulurlar. Ama her zaman kazanamazlar. Bunu taraftarlara anlatmak gerekir. Medeni bir toplum bunu anlar ve yenilgilerden sonra, biraz kızsa bile, güler geçer… Oysa , bazı memleketlerde.. statlar yakılır; sandalyeler, oturaklar sökülür, yakılır… Memleket cehenneme çevrilir. Niye? Cehaletten..
 
Onun için futbolu uyutmak için kullanmayalım. Uyandırmak için kullanalım.
 
Çünkü, “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.”
 
Gençler spor yapsın; koşsunlar, yüzsünler, birbirleriyle futbol oynasınlar, voleybol vb.. oynasınlar, neşelensinler…
 
Böylece kötülük düşünmeye… Esrar eroin içmeye zaman bulamazlar.
 
Bu işlerin çaresi budur. Doğru beden eğitimi yapmak; spor yapmak, vücudunu geliştirmek.. bu da ancak çalışmakla olur. Yoksa  ataletin ardından, esrar eroin ve daha başka kötülükler gelir. Bunu onlara sadece inanç aşılayarak, konuşarak çözümleyemezsiniz. Onlara faydalı marifetler öğretmelisiniz. Vücutlarını doğru kullanmayı öğretmelisiniz.
 
Yoksa gençlere yazık edersiniz. Bütün uluslararası karşılaşmalarda yenilip giderler. 
 
Futbol nedir?
 
Futbol uğruna niye insanlar birbirini öldürürler?
 
Yenilince üzülürler, sevinince delirirler, niye?
 
Futbol nasıl daha iyi futbol olabilir?
 
Bütün bu gibi sorulara cevap vermek kolay değildir. Bir konu üzerinde derin  derin düşünmeye,  kendince çareler araştırmaya başladın mı.. İşte o  iş felsefe olup çıkar…
 
Futbol , insanın aklını ve vücudunu geliştiren bir araç olarak düşünülünce pek de enayice bir şey değildir.
 
Yeter ki felsefesine inilsin ve adam gibi  ve akıllıca yapılmaya çalışılsın. Zvk almak amaç olsun.
 
Yapmayanlar da seyrederek  bir güzel zevk almaya çalışsınlar efendim. O belki de dünyadaki en güzel “toplu” sporlardan biridir. Zevk almasını bilelim. Bilmiyorsak da öğrenelim.
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..