Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '14

 
Kategori
Spor
 

Futbol paradigmamız Mancini'yi tüketiyor.

Galatasaray’ın Chelsea’ye yenilmesiyle birlikte en kolay yol olan teknik adam üzerinden tartışmaya başladık.

Türkiye’nin spor paradigmasına ait gerçeği budur.

Öyle olduğu için bugün Türkiye’de bir Yılmaz Vural fenomeni vardır; onun açtığı yoldan ilerleyen de onlarca teknik adamımız bulunuyor.

Venglos, Hiddink, Löw, Toshack, Rijkaard, Halilhodzic, Doll, Zeman, Tigana, Schuster, Del Bosque ve şimdi de Mancini...

Bu saydığımız teknik adamların hepsinin bir tarzı, futbol felsefesi, anlayışı, oyun karakteri vardı. Ancak kendilerini ne anlamaya çalıştık ne de çalışmaları için uygun bir ortam, fırsat yaratabildik.

Hiç mi olumlu örnek yok?

Derwall, Piontek, Milne, Parreira ülkemizde sadece çalışmakla kalmamışlar peşlerinden de bir miras bırakarak görevlerini yapmışlardır.

Beşiktaş eğer Milne’e biraz sabır gösterebilmiş olsa, spor dünyamıza egemen olan popülizmin peşinden koşmasa muhtemelen İngiliz hocadan ve Beşiktaş'tan bugün çok farklı şekillerde söz ediyor olurduk. Ancak yine de çalıştığı süre boyunca Beşiktaşla yakaladığı başarı unutulmazdır.

Temel mesele ne istediğimizi bilmemiz, kendimizi tanımamız, mevcut kaynaklarımızı ne şekilde yöneteceğimiz konusunda da fazla fikir üretememizden kaynaklanmaktadır.

İtalyanlar gibi savunma bilgisine dayalı, Almanlar gibi güçlü, disiplinli, Brezilyalılar, Hollandalılar gibi teknik, göz hoş gelen, İspanyollar gibi hepsinden bir sentez yapan bir futbolumuz olsun istiyoruz.

Hepsini bir arada istediğimizden ve ortaya neye benzediğini hiç bilmediğimiz anlaşılması çok zor bir ürün çıkıyor.

Bizim karakterimizi çok iyi bilen, sezgileri güçlü, pragmatik düşünebilen ve haraket edebilen teknik adamlar da sürecin meyvalarını topluyor.

Mustafa Denizli, Fatih Terim ve Daum bu tip teknik adamlardan oluyorlar.

Daum’un Fenerbahçe’ye oynattığı modeli bir kenara koyarsak; örneğin Mustafa Denizli’nin futbol anlayışını, karakterini, felsefesini, taktik ve teknik yapısını bugün ortaya koyup tarif edecek bir kişi var mı?

Bugün Mancini’yi sürekli taktik ve oyuncu değişikliği yapıyor diye eleştirenler Mustafa Denizli’den ne farkı olduğunu anlatabilir, gösterebilirler mi?

Futbol tarihimizin en başarılı teknik adamlarının geleceğe elle tutulur bir gelenek bırakamamış olmaları onların olduğu kadar bizim de sorumluluğumuzdadır.

Talep etmedik!

Fatih Terim...

Geçen sene Başkan Ünal Aysal karşısında dik durup Drogba’nın transferini engellemiş olsa, kendisinin bir oyun formatı olduğu, buna uygun futbolcular transfer edilmesi gerektiğini belirtse kesinlikle bu yazının içinde farklı şekillerde anılırdı.

Fatih Terim 2011-12 sezonunda çok başarılı olmuş kadro ve taktik kurgusundan nasıl ve neden vazgeçtiğini bize açıklayabilmiş midir?

2004-2010 yılları arasında 6 sene milli takımda ne yaptığını ya da yapmak istediğini gösterebilmiş midir?

Mancini’ye nasıl bir kadro bırakmıştır?

Peki...

Şimdi gerçekten cevabını aramamız, bulmamız gereken soruyu soralım. Bu sorunun muhatabı bugün Ünal Aysal’dır, yarın Fikret Orman olur, diğer gün Aziz Yıldırım.

Sayın Ünal Aysal nasıl bir Galatasaray futbol takımı düşünmüştür de buna uyan bir teknik adam arayışına girişmiştir?

Mancini buna uyan bir teknik adam mıdır?

Mancini’nin nasıl bir teknik adam olduğu bilinmemekte midir?

Mancini’yi Mourinho üzerinden referans alarak değerlendiriyoruz. Mourinho çok güçlü bir futbol geleneğine sahip kültürün içinde temel futbol yapısına bağlı olarak Manicini’yi eleştirirken, acaba bizimle aynı yerden mi bakıyor olaya? 

Mourinho’nun ne demek istediği konusunda gerçekten fikir birliğimiz var mı? 

Mourinho Türkiye'ye gelse benzer eleştirilere uğramayacağının bir garantisi var mıdır?

Ortada devasa boyutlarıyla bir Drogba sorunu yaşanıyorken Beşiktaş'ın Ronaldinho transferi çalışmalarını anlayabilmek mümkün müdür?

Chelsea'nin attığı golde Galatasaraylı dört oyuncunun duruş, pozisyon alışlarıyla ilgili büyük sansasyon koptu. Burada Mancini'nin sorumluluğu futbolcuların yanında o kadar küçük bir alan kaplar ki? 

En basit bir halı saha maçında dahi mesleği futbol olmayan sıradan vatandaşlarımız bile duran top organizasyonu sırasında bilgisi, görgüsü çerçevesinde pozisyon almaya çalışır ve böylesi bir görüntüye izin vermez; zaten gol olur ve oldu da. 

Futbol pradigmamız Mancini'yi kısa sürede tüketmeye hazırlanıyor. 

Ülkemizin her tarafında çok farklı kategorilerde ve şekillerde tespih imalatı var ve bunun en güzel örneklerini futbolda gerçekleştiriyoruz. Mancini tespihin en güzel tanelerinden biri olarak sıraya dizilmek üzere bekliyor. 

Gerçekten yok mu başka yorumunuz? 

Hep mi aynı şeyler konuşulur? 

Ya bu kafaların içindeki değer yargıları, düşünme kalıpları değişecek ya da yeni değer yargılarına sahip farklı kişiler görevi devralacak.

Hangisi?

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..