Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '10

 
Kategori
Futbol
 

Futbol takımlarımızın analizi-Magazini

Futbol takımlarımızın analizi-Magazini
 

Türk Futbol Takımları Analizi-Magazini

Beşiktaş ve Bursa Spor'un son Avrupa maçlarını izlediğimizde buna bir de Avrupa'da elenen takımlarımızı (Galatasaray, Trabzon Spor ve Fenerbahçe) eklediğimizde görünen bazı gerçekler var. İlk görülen sonuçlardan biri şu; takımlardaki yabancı oyuncu sayısı artıkça futbolun ve takımlarımızın teknik olarak daha iyiye gitmesi gerekirken (İngiltere ve İspanya örneklerinde olduğu gibi) takımlar daha kötü ve beceriksiz futbol oynuyorlar.

Sebepleri;

-Alınan yabancılar ya üçüncü sınıf genç ama yeteneksiz yabancı futbolcular ya yaşlı bilinen ama fiziksel olarak bitik futbolcular ya da Avrupa'nın futbolda önemsiz ülkelerinden sıfr yabancı kontenjanı dolsun diye alınan futbolcular

-Yabancı ve bilinen futbolcular hem 33 yaşından sonra ülkemize gelip emelilik günlerinin son aşamalarını yaşıyorlar hem de çok yüksek bir fiyatla geldikleri için ülkemize sevinerek geliyorlar. Çünkü bizdeki futbol anlayışı gereği koşmadan 90 dakika ortalarda gezinerek maç oynayabilirler, genelde çoğunluğu da öyle yapıyor.

Ülkemizdeki genç yerli ve yetenekli binlerce futbol yıldızı adayının yaşlı ve üçüncü sınıf yabancı futbolcular arasından sıyrılıp kadrolara girme şansı hiç yok. Genelde büyük takımlar yerli ve yetenekli A2 ve diğer ümit milli takımlarda oynamış genç futbolcularımızı alırlar. Bu futbolcular büyük takımlarda ya sürekli yedek beklerler ya da takımdaki tüm yabancılar (yaşlı ve üçüncü sınıf kalitesiz oldukları için) sakatlanır ya da çok formsuz (gece alemlerinde ve magazin basınında görülenler) olurlarsa o zaman maçın genelde 75. dakikasında oyuna girerler. Dün Beşiktaş maçında oynayan ve paf takımından gelen Ali gibi. Muhteşem oynuyor ya da sürekli yalnız kalan ve çok yetenekli ve kaliteli olan Necip gibi. Oyuna ısınıncaya kadar dakika 85 olur, bir iki kez topla buluşurlar sonra da maç biter. Bir daha maçta oynayıncaya kadar yine yabancı bir futbolcunun sakatlanmasını ya da form tutmasını ya da Noel tatili için ülkesine erken gitmesini beklemek zorundadırlar.

Ülkemizde bir şekilde takıma girip başarılı olan genç futbolcularımızı bekleyen ikinci tehlike ise genelde fiziksel olarak maça hazır olmadıkları için bir iki maç oynadıktan sonra çabuk sakatlanma riskiyle karşı karşıya kalma ve sonrasında da uzun süreli sakatlıklar ve iyileşip yeniden sakatlanmalar. Sonuçta her halükarda asla kalitesiz bir yabancının onda biri kadar kadroda şans bulamama ve sonrasında büyük takımlardan orta sınıf takımlara transfer ve sonrasında kaybolan yetenekler.

Bursa Spor maçında izlediğimiz Manchester United ise bunun tam tersi bir yetenek avcısı kulübü. Türkiye de dahil dünyanın her ülkesinden en genç ve yetenekli futbolcuları bulurlar ve bünyesinde ucuza toplarlar. Ucuza aldığı futbolcuları kesinlikle ucuza aldım demezler ve takımda yer buldukça ve iyi oynadıkça fiyatlarını artırırlar ve gerekirse başka ülkelere yıldız yapıp çok yüksek fiyatlara satarlar. Çünkü sistem düzgün işlemektedir ve giderlerin yerine yeni yıldız adayları gelmektedir. Bursa Spor maçında çama giren her Mancherster'li futbolcu o kadar formlu ve canla başla mücadele ediyordu ki Bursa Spor karşısında sanki yedeklerden oluşan ikinci takım yokmuş da as takım varmış gibi. 2010 yılı şampiyonumuz Bursa Spor ise elinden gelenin en iyisini yapmasına rağmen hiç bir atak bile yapamadı. Çünkü ileride oynayan forvet oyuncuların son derece yorgun gözüküyordu (özellikle magazin gündeminde sık sık gözüken Sercan). Turgay ise maçta yoktu. yabancılar ise sadece takımda yabancı futbolcu olsun denilerek satın alınmıştı. Bursa Sporun fizik kondisyonu Manchester'in 2. takımına bile erişemedi.

Beşiktaş ise Porto karşısında çok daha iyi bir futbol oymasına rağmen sonuca gidemedi ve kaleci, defans hatlarından gol yedi. Portolu Hulk'u durduracak bir tek fizik kondisyonu iyi olan futbolcu yoktu. Necip ve genç Ali çok iyi oynadılar, İbrahim Üzülmez ise işte gerçek Türk futbolcusu bu şekilde hırslı olmalıdır dedi ama sonuç nafile. Yine yenilgi yine hüsran

Türk futbolunun geldiği nokta budur. İkinci ve üçüncü sınıf yabancılarla ve devşirme brezilyalılarla doldurulmuş ligimizde yıldız futbolcularımız magazin basınında göz doldururken; Mesut Özil gibi bir futbolcunun niçin alman milli takımını seçtiğini görmek ve Arda ve Bursa Spor'dan Volkan'ın niçin hala İngiltere'de oynamadığına tanıklık etmek son derece üzücü.

 
Toplam blog
: 537
: 1884
Kayıt tarihi
: 10.06.10
 
 

Gündemi ve olayları yakından takip etmeye çalışıyorum. Sinema, kitaplar, spor, doğa, siyaset, miz..