Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '13

 
Kategori
Pazarlama
 

Futbol ve network marketing

Yazı için öyle zor bir konu seçtim ki aslında, ama ille de yazmam lazım gereken bir konu. Öyle ya, bir yandan futbol, bir yandan da network marketing üzerine yazıyorum, kafa patlatıyorum. İkisini birbirine bağlamam lazım. En azından tahtaya çizilen takım kadroları ile NM organizasyon şemaları birbirine benziyor.

Ne de olsa “hayat fena halde futbola benzer” de, network marketing futbola neden benzemesin? Endirekt atış bile fazla, penaltı atışı kadar direkt olarak benziyor aslında. Hele ki Türkiye’de.

Dünya üzerinde sıradan insanların hayattan yırtma fırsatlarından biridir futbol. Dikkatlice bakılırsa futbolcu tayfasının bütün dünyada ülkenin dar gelirli ailelerinden çıktığı görülür, gerçi dikkatli bakmaya gerek yok bakılsa yeter. Örneğin dünyanın en çok futbolcu ihraç eden ülkesi Brezilya. Bir ara yurtdışında oynayan Brezilyalı futbolcu sayısı için 10.000 falan deniyordu. Bu nedir yahu? Merak ediyorum Türkiye’nin herhangi bir ürününün birim başına 10.000 ihracatı var mı? 10.000 ton olur, 10.000 km.olur, fark etmez. Özellikle metreküp demedim, inşaat firmaları misliyle imalat yapıyorlar yurtdışında.

Belki tam ifade edemedim ama bizim beyin göçü dediğimiz yetişmiş insan sayısı binlerle ifade edilemez sanırım. Yahu tamam, hala iyi örneği bulamamış olabilirim ama 10.000 futbolcu ihraç etmek çok acayip bir sayı değil mi? Siz buna odaklanın, benim hatamı bulmakla uğraşmayın.

Eski bir futbolcu abimiz, ki ismi bende saklı, Emilio Butrogueno’dan bahsederken “dışarıda da futbolcu varoş abicim” demişti. Aslında diyor ki “topçu milleti zengin aileden gelmez”. Hatta Brezilyalı Kaka için ailesinin çok zengin olduğu söylenmişti ama sonradan yanlış olduğu öğrenilmişti. Kaka’nın babası mühendismiş. Yani, en azından fakir değillermiş. Kaka milyon dolarları almaya başlayınca artık zenginler ailecek, orası ayrı. “Vay be Kaka’nın ailesi zenginmiş lan meğerse” şeklinde kahvelerde geyik malzemesi olmuştu, çünkü bir topçunun fakir aileden gelmemesinin haber ve dedikodu değeri vardı. Kahve halkı haklıydı.

Brezilya’nın bu kadar futbolcu ihraç etmesi de, topçu milletinin genellikle fakir ailelerden gelmesinin sosyo-ekonomik araştırmalarının vardığı sonuç; bu gençlerin hayattan yırtmak için ellerindeki tek imkan olduğu gerçeği. Öyle ya, Türkiye’de ve dünyada milyon dolarlar kazanan bir çok futbolcu, futbolcu olmasalardı asla böyle bir hayat yaşayamazlardı. İki kere iki dört.

Bizim açımızdan asıl sorun burada başlıyor. Brezilya ile Türkiye sosyo-ekonomik olarak birbirine çok benziyor. Peki bizim neden dünyada Brezilya kadar olmasa da hatırı sayılır sayıda futbolcumuz yok? Avrupa’da doğmuş, büyümüşleri saymazsak şu anda sadece Arda Turan var. Sadece 1. Neden? Futbol ve ekonomisi açısından bakıldığında ve Türkiye’de futbolu yönetenlerin yaklaşımları değerlendirilerek çok sayıda cevap ve sayfalarca yazı yazılabilir. Bugüne kadar birçok aklı başında futbol yazarı bu konuya değindiler, çözüm önerileri getirdiler. Bu konuda ben de bir şeyler yazmıştım geçmişte. Biraz daha farklı bakıyorum konuya. Çünkü konu sadece futbol ekseninde değerlendirildiğinde bizi yanlışa götürür. Bugüne kadar çözüm bulunamamasının milyon tane sebebinden biri de sadece futbol olarak bakmaktır.

(Konunun network marketingle bağlantısını hala merak ediyorsunuz değil mi, azıcık sabır bağlıyorum. Henüz birinci sayfanın sonuna yeni geldik yahu:)

Futbol konusunda sır, Türkiye’deki insanların yaklaşımında. Bir anımı anlatarak konuyu özetlemek isterim. Bir gün Edirne’den İstanbul’a dönerken molada Serpil Hamdi Tüzün hocayı gördüm. O zamanlar sigara içmiyordum, hocanın yanına gidip oturmak için izin istedim. Şaşırdı ama “hiç hocam olmadınız ama hepimizin hocası sayılırsınız” dediğimde gülümsedi. (Halbuki kendime güvenemediğim için hocası olduğu Beşiktaş genç takımına gitmediğimi bilemezdi, gerçi hoca ilk 11’den birinin ayağı kırılmazsa kulübeye bakmaz dedikleri için korkmuştum) Sağolsun, buyur etti. Çubuk kraker ikram ettim, bir tane aldı ama 3 beyazdan uzak durmamı söyledi. Un, şeker, tuz mu dedi, Rus, Ukraynalı, Polonyalı mı dedi tam hatırlamıyorum şimdi, geçmiş zaman. Neyse, hoca meğer Edirne’de, milli takımlara topçu seçmek için, alt yaş gruplarından oluşturulan il karmaları maçlarını izlemiş. Bazı futbolcuları beğenmiş. Nereden hocam bu gençler diye sorunca öğrendim ki; epsi de Trakya illerinin takımlarıydı beya. Ocaya dedim ki “Trakya’dan istikrarlı futbolcu bulmanız zor”. Şaşırdı hoca. (gittikçe Hikmet Karaman-Arsene Wenger muhabbetine dönmeye başladı) Hocaya dilim döndüğünce anlattım. Trakya’da ve Türkiye’nin her yerinde çok yetenekli futbolcular var. Ama sorun şu ki; küçük hesaplar peşinde koşuyorlar. Genç milli olmuş şahane bir topçuyla birkaç sene birlikte oynadım. Benimle aynı takımda oynuyordu çünkü müessese takımında oynayıp devlet memuru olmak istiyordu. Oldu da. Yahu ben bir idman hatırlıyorum, 5-6 kişiydik. Bir gün önce memurluk sınav sonuçları açıklanmıştı ve takımın dörtte üçü futbolu o gün bırakmıştı. (Meraklısına not: o zamanlar KPSS icat olunmamıştı) Serpil Hoca dinledi, o zaman hak vermediyse bile sonradan ne demek istediğimi anlamıştır. Ben yıllardır Trakya’dan futbolcu çıktığını hatırlamıyorum nitekim.

Nasıl ki futbol dar gelirli aile çocukları için zengin olma fırsatıysa aslında network marketing de her kesimden sıradan insana zengin olma şansı verir. (ve yazar konuyu bağlamaya karar verdiğini belli eder) Bu konuyla ilgili binlerce örnek var dünya üzerinde. Geçen bir yazıda yine bahsetmiştim, network marketing dünyada sıfırdan milyonerliğe götüren ikinci sektör. Networkten milyoner olan binlerce insan var. Benzer şekilde futboldan da sıfırdan milyoner olan binlerce insan var yeryüzünde. Örnek için Brezilya’ya gitmenize gerek yok, tüm Türkiye Süper Lig ve PTT 1. Lig futbolcuları ya milyonerler ya da adayı. Yukarıda futbolla ilgili yazdıklarımda bir çelişki yok çünkü milyoner olan Türk futbolcu sayısı çok daha fazla olabilir. Kendilerini her yönden (yabancı dil, kültür v.b.) geliştirmeleri şartıyla dünya üzerinde dolaşan lejyonerler olabilirler. Afrika’dan, eski Yugoslavya ülkelerinden yüzlerce futbolcu nasıl oluyor da dünyanın her takımında oynayabiliyor, bizimkiler neden oynayamasın. Ama işte, bunun için güçlü bir istek ve cesaret gerek. Network marketing için de aynı durum geçerli. Kaldı ki, futbolun içerdiği sakatlık, torpil gibi riskleri içermez network. Düşük bir yatırım maliyeti vardır ve doğru çalışılırsa milyoner olma yolu açıktır. Büyük hedefleri olmak, bunlar için yanıp tutuşmak ve bedeli ödemeye hazır olmak gerekir. Azim ve kararlılık network marketingde çok kazanmak için şarttır. Haftanın her günü idman, maç, kendine dikkat etmek, maçta terinin son damlasına kadar savaşmak gerekliliği ile benziyor mu ne…

İnsanların bir çoğu futbolcuların yaptığı iş konusunda yanılırlar. Çok ciddi ve ağır idmanlar yapar topçu milleti. Konu sadece “yeteneği var adamın abicim, milyonları götürüyor” durumu değildir. Aynı yaş grubundan binlerce genç profesyonel olmak için aynı yola çıkar ancak aynı yaş grubundan sadece bir elin parmakları kadar yıldız çıkar belki. Neden? Çünkü sadece isteyenler, cesaret edenler ve bırakmayanlar kazanır yarışı. Network marketing de dışarıdan kolay para kazanma yolu gibi gözükür. Kimisine göre kolaydır da. Kim için? Elbette tutkuyla isteyen, bedel ödemeye hazır olanlar ve eyleme geçenler için. NM işinde insanlara ne yaparlarsa, ne kadar kazanacakları anlatılır. Bunun için de çalışmaları gerektiği ve hatta nasıl çalışmaları gerektiği öğretilir. Ancak insanların birçoğu başta anlatılan paraları çok kısa sürede kazanacaklarını umarlar ve bedel ödemeden kazanamayacaklarını görünce vazgeçerler.

İnsanlar alışkanlıklarını değiştirmek konusunda çok gönülsüzdürler. Bilinçaltı izin vermez zaten. O yüzden, az bir para için yıllarını benzeri işlerde geçirirler. Bakın bu eleştiri değil, tespit ve sadece Türkiye’ye özgü bir durum da değil. Ancak, kim ne zamanki alışkanlıklarını değiştirmeyi göze alır ve bunun için çalışır işte o zaman hayatı gerçekten değişir.

Demem o ki; insanlar aza kanaat getirmeyi bıraktıklarında, sadece faturalarını ödemek kendilerine yetmediğinde, dünyadaki bütün güzelliklerin kendileri için hazır olduğunu anladıklarında yaptıkları şey ne olursa olsun başarılı ve her anlamda zengin olabileceklerdir.

Aklınızda olsun; NM’de başarılı olmak için diplomalar, sertifikalar, özel yetenekler aranmaz. Öğrenmeye açık olun ve tutkuyla isteyin yeter.

Bir de geç kalmayın:)

 
Toplam blog
: 13
: 2033
Kayıt tarihi
: 09.10.08
 
 

İ.T.Ü'den mezun İşletme Mühendisi Kişisel Gelişim Uzmanı Yaşam Koçu Öğrenci Koçu ..