Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '11

 
Kategori
Futbol
 

Futboloji …

Futboloji …
 

Futbol ve dan dun...


Zaman geliyor, spordan da, futboldan da vazgeçtiğim anlar oluyor… Şikeli olduğu söylenen maçlar … Futbol sahalarındaki küfürler; hakeme edilen hakaretler … Ne yani bu seyrettiğimiz, izlediğimiz şey spor mu, futbol mu? dedirtiyor… Öyle kötü durumdayız, bana göre…

Her yeni dönemin başında takımlar, arslanlar gibi sahaya çıkıyorlar (ne olur sanki bizimkiler de Alman takımları gibi, küçük futbolcularıyla sahaya çıksalar…) Sonra neler oluyor ; o centilmen takımlar gidiyor; sanki birbirine rakip değil; düşman olan bazı gruplar, takımlar ortada kalıyor… Futbolun bir oyun, bir takım oyunu olduğu unutuluyor. Sanki bizim takım mutlak olarak galip gelmesi gereken, karşıdaki takımın mutlak olarak yenilmesi gereken, takımlar olduğunu var sayıyoruz ; öyle kabul ediyoruz….

Yok canım, ortada bir futbol topu var, işte 11 artı 11 eşit 22 oyuncu sahada koşturup duracaklar, topu karşı kaleye atacaklar, sonra oyun bitecek, herkes evine gidecek… Ama sanki böyle değilmiş gibi kabul edip; karşı takımı düşmancasına karşılayıp, düşmancasına uğurlayıp… canına okumak istiyoruz…

Sahada da yaptığımız ne; bir futbol topunun peşinden bilinçsizce koşturup durmak… Şu sahada futbol oynayan 22 oyuncudan kaç tanesinin bilinçli olarak  futbol bilgisi var. Sanmıyorum… Çünkü görüyorum. Bir  amacımız da, sanki karşıdaki takım oyuncularını saha içinde bitirmekmiş gibi bu oyunu oynamamız.. Karşıdaki takımı sahadan silmek istiyoruz… Nasıl ? Bir, iki üç kişinin ayaklarını eline vererek..!

Antrenörlerin, futbolcular sahaya çıkmadan önce söyledikleri son söz nedir?

“Şu futbolu kız gibi oynamayın, sert oynayın, sert… Korkmayın. Topa girin…” Yani son bir ajitasyon… Son bir , “istediğin gibi , girebilirsin, MAHVET ONLARI…” taktiği … Ondan sonra, sahada sarı kartlar, kırmızı kartlar uçuşup dursun… Sahadaki futbolcuların sayısı da giderek … 10’a , 9’a… inmeye başlasın … Takım mağlup olduğunda…

Antrenör:
“Siz de kafa mı var, nasıl dışarı atılırsınız? Nasıl bu kadar sert oynarsınız? Nasıl arkadaşlarınızı yalnız bırakırsınız…." Ver yansın eder… (Takımda ses yok…!)

Takım da 10 kişi kalınca , bütün suçu, atılanların sırtına yüklemek için, son derece gevşiyor… Sonra da mağlup olup dışarı çıkınca… “O atılan adamın yüzünden mağlup olduk,” diyorlar,
Sen sağ ben selamet…

Tabii  futbol bilgimizin temeli : DAN DUN… Mahalle futbolu oynayanlar anlamışlardır… sıkıştın mı topa asılacaksın, en uzak mevkiye atacaksın… Nereye giderse gitsin… Arkadaş filan, görmek gözetmek yok… dan dun…  Bunu özellikle , milli maçlarda çok iyi görebilirsiniz… Rakibin paslaşmasını kesemedin mi… dan dun… Vur Allah gitsin… Ama nereye giderse gitsin…

Her ne kadar antrenör: Paslaşın; paslarınızı dikkatlice kullanın; top kaptırmayın ,diye yüz kere tembih etse… Yine de , paslaşma işi nedense, bir yerde aksar, top kaptırılır… Ondan sonra… Aaaa … Gol oldu deriz…

Futbolu ilmine göre oynamıyoruz. Futbol ilmi var mıdır? Evet, vardır… İşte adını da hadi ben koyayım: Futboloji… Olmaz mı? Elbette var. Ben icat ettim… Herkes kendine göre bir şey icat ediyor… (Futbolojiyi ben duymadım, duyduysanız, özür dilerim, sözümü geri alırım…)

Almanlar rakiplerini, boşuna mı perişan ediyorlar; İngilizler nasıl futbollarıyla rakiplerini dağıtıyorlar ? Çünkü onlar gençlerini daha mini minicikken futbol ilminin kurallarına göre yetiştiriyorlar da ondan…

Peki bizde FUTBOLOJİ ilmini bilen var mı?  Var mı ben size , soruyorum ? Bence yok… Çünkü Beden Eğitimi, ve Spor, daha bir bilim olacak kadar akademikleşmedi… Ama bana göre gavurlar bu işi biliyorlar... ve okullarında bu işin ilmini öğretiyorlar.

Ne yani Büyük  Fatih Terim, bu işin ilmini bilmeden mi, Teknik Direktörlük yapıyor..?  Bilmem, futbolu nereden öğrenmiş, bir de kendisine sorun..!

Bizim antrenörlerin çoğu futbolu, tarlada, mahalle aralarında, semt sahalarında öğrenmişlerdir…. Öyle okullu falan değildir bizim teknik adamlarımız… Alaylıdır alaylı… Ondan sonra, sıkışınca, top tabii … dan dun…

Peki, diyeceksiniz ki, futbolu sınıf içinde, oturarak, nutuk çekerek mi öğreteceğiz, öğreneceğiz.. Ha? Yalnız öyle değil ki …

Ama bana göre her bilim dalının olduğu gibi, futbolun da bir “Nazariyat” kısmı, bir de “Ameliyat” kısmı vardır (eski terimlerle…)

Ama biz , “uygulama”yla başlıyoruz işe… Hadi çocuklar sahaya; bir iki ısınma turu… Sonra kol bacak salla, nefes al… sonra çift kale… O arada antrenör bir iki bağırır çağırır… Hop antrenman bitti, herkes banyoya gitti …

Bu mudur? İşte budur? Ama futbol bu kadar değil ki!

Peki, Nazariyat ? Hoca, boş versene sen… Futbolun nazariyatı mı olur   yaaa…! Olmaaaz … Olmazsa da işte futbol olmaz…

Ondan sonrası dan dun… DAN DUN…. Anladınız mı niye, bizim futbolumuz böyle… Çünkü insanımız eğitimsiz henüz… buna hemen hepimiz dahil…


 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..