Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '09

 
Kategori
Spor
 

Futbolu birak, basketbola bak.

Futbolu birak, basketbola bak.
 

Bu resim Milliyet internet haberden alınmıştır.


Takım sporlarının maçlarını seyretmeyi seviyorum. Hele bu takımlar ulusal takımlar olunca değme keyfime. Geçtiğimiz günlerde oynanan Estonya futbol maçında gösterilen başarı, Bosna maçını sabırsızlıkla beklememe neden olmuştu. Fatih Terim’in iddialı demeçlerinden sonra, kazanma yönündeki beklentilerim biraz daha artmış, zevkli bir karşılaşma olacağını ümit etmiştim. Bosna’yı Gürcistan karşısında gördükten sonra da, kazanacağımıza olan inancım iyice artmıştı. Maçın başlama saati öncesinde basketbol ulusal takımımızın NTV’den naklen yayınlanacak Avrupa Şampiyonası grup birinciliği maçı vardı. Önce basket maçını, sonra da futbol maçını seyredeyim dedim.

Efes Kup’ta seyretme fırsatı bulduğum 12 Dev Adam, sanki küçülerek dev adam olma özelliklerini kaybediyor gibi göründü bana. Atılan şutlardaki isabet oranı düşüklüğü, savunmada direnç gösteremeyen bir müdafaa ve yaratıcılıktan uzak oyun anlayışı, bir galibiyet bile alamadan sonuncu olmamıza neden olmuştu. Hem seyirci desteğini arkana alarak oynayacaksın, sonra da yenilgilere haklı bir gerekçe göstereceksin. İyi bir basketbol seyircisine bu durumu inandırmak oldukça zordu. 12 Dev Adam’ın asıl gücünün bu olmadığını düşündüm. Konu ile ilgili yazdığım”12 Dev Adam küçülüyor mu?” başlıklı yazımı yayımlamadım. Yetkililerin sonradan yaptığı açıklamada, Avrupa Basketbol şampiyonası öncesi takımımızın oyun düzenini rakiplerimizden saklamak için böyle bir yol izlendiğini ve bundan ötürü hedeflerinde birincilik olmadığı açıklaması yapılmıştı. Avrupa Şampiyonası grup maçlarını seyrettikten sonra, bu açıklamaların ne kadar doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyor ve doğru değerlendiriyorum. Son maça gelmeden kayıpsız tamamladığımız Litvanya ve Bulgarıstan grup maçlarını büyük bir keyifle izledim. Bosna futbol maçı öncesi rastlayan grup birinciliği maçını da ev sahibi Polonya ile yapacaktık. Çok güzel bir oyundan sonra Polonya‘yı da açık farkla yenerek, basketbolda büyük bir başarıya daha imza attık. Bu keyifli seyrin devamını da aynı gün yapacağımız Bosna futbol maçı ile sürdürmek istemiştim ama maalesef beklentilerimizin hepsi boşa çıktı. Yine bir hayal kırıklığı daha yaşadık. Mağlup dahi olabileceğimiz kötü bir oyundan sonra berabere kalarak Güney Afrika’ya gitme şansımızı son iki maça taşıdık. İhtimaller hesabına göre çok az bir ümit olsa da, Bosna’nın ayağına gelen bu fırsatı tepeceğini hiç zannetmiyorum.

Öte yanda Avrupa Basketbol Şampiyonası büyük bir coşku ile devam ediyor. Hem de üzüntü yaratan ulusal futbol takımının başarısızlığını telafi edecek üstün bir gayretle. Japonya ve Güney Kore’de yapılan Dünya Futbol Şampiyonası’nda ve İsviçre ve Avusturya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda yüreğimizin birlikte çarptığı, Milli takımımıza Türk Halkı’nın yeterli desteği fazlasıyla verdiğini hatırlıyorum. Şimdi alkışlanma sırası Basketbol Milli Takımı’nda. Hem oynadıkları basketbol da seyretmeye değer nitelikte ve keyifli. Zira bugün onların taraftar desteğine daha çok ihtiyaçları var. Hele bir de derece alırlarsa, o zaman futboldan duyduğumuz üzüntüyü biraz daha hafifletmiş oluruz.

İstanbul, 10 Eylül 2009

 
Toplam blog
: 72
: 1140
Kayıt tarihi
: 09.12.07
 
 

Rize merkez ilçeye bağlı Yiğitler Köyünde doğdum. Lise bitinceye kadar ilk gençlik yıllarımı geçird..