Futbolu yönetenler

Türk futbolunun lokomotifi üç büyüklerin başında da ülkemizin önemli iş adamları bulunmakta. Hepsi ülke ekonomisine yön veren şirketlerin tepelerinde bulunuyorlar ciddi ciroları yönetiyorlar hatta şu anda yönetimde olmayan ünlü işadamlarında potansiyel yönetici olarak görülüyor.

Bu kişilerin şirketlerine baktığımız zaman hepsini profesyoneller yönetiyor ve bu işin karşılığında ciddi paralar kazanıyorlar. Bazı aile şirketleri kurumsallaşma yolunda inanılmaz bütçeleri feda ediyorlar ve bunu başardıklarında övünerek başarıları anlatıyorlar.

Tüm bunları neden anlatıyorum derseniz, nedense bu patronlar kulüplerin başına gelince tüm kurumsallık düşüncelerini bir yana bırakıp iyi niyetleri ile birlikte kolları sıvıyorlar ve kulüplerini yönetmeye çalışıyorlar işte bunu hiç anlayamıyorum milyar dolarlarını profesyonellere emanet ederken neden kulüplerinin başına profesyoneller getirilmiyor.

Elbette bu iş gönül işi. Taraftarlık tabi ki çok önemli gençliğinde türbinde bağırmış olmak yanında taraftarla kucaklaşmış olmak bunlar çok önemli ama hep yazdığım gibi futbol artık çok değişti sadece sevmek ve gönülden bağlanmak yetmiyor.

Önemli maçlardan önce bazı başkanlar 3-4 gün takımın antrenmanlarını izliyor ama eminim çok önemli bir siparişten önce fabrikalarında işçileri ile vakit geçirmiyorlar.

Artık şu gerçeği kabul etmeliyiz futbol ciddi bir iştir ve ciddi yönetilmelidir. Şu anda kulüplerin başında ki tüm yöneticiler sonsuz iyi niyetliler bu uğurda haklı haksız eleştiriliyorlar, küfür yiyorlar, ve birde üstüne para harcıyorlar. Ama iyi niyet dünyada ki rakipleriniz ile mücadele etmeye yetmiyor.

Başarı için profesyonelleşmek şart. Bazen duygulardan aranmak başarı için şart oluyor.