Futbolumuzun Dinamiti Spor Programları

Ülkemizde maçlardan sonra pozisyonları onlarca açıdan tekrar izleyip yorum yapma ve çoğu kez de ihaleyi maçın hakemine bırakma amaçlı programlar vardı bir dönem, sayıları zaman içerisinde gitgide azaldı.

O zamanlar bir sunucu, düdüğünü asıp arkadaşlarını kesmeye karar vermiş eski bir hakem ve tanınmış veya tanınmamış birkaç yorumcu bir araya gelir özellikle pazar gecelerimizi ablukaya alırlardı.

Hepimiz onları çok severdik. Programları ikinci bir maç gibi ilgiyle ve heyecanla izliyor, hepimiz maçta emin olamadığımız pozisyonları bu programlara bırakıyor hatta maçtan sonra kendisine mikrofon uzatılan futbolculardan şunları duyuyorduk: “akşam televizyonda hocalarımız yorumlayacak, göreceğiz”.

Bu programların bugün nerelerde olduğunu hiç düşündünüz mü?

Çoğu yayından kalktı, direnen bir kısmı da neredeyse sabahın ilk saatlerine kaydı, bir de her hafta yayınlanma garantisi olmadan.

Programlar ortadan kayboldu kaybolmasına ama geride büyük ve aşılması çok zor bir sorun bıraktı: hakemleri tartışmak!

Bir maçın hakeminin her kararını tekrar tekrar izleyip onun hatalarını bulursanız ve bir de bu hatalara mantıklı veya mantıksız bir senaryo yazarsanız başarısızlığına yana yakına bir kılıf arayanlara bulunmaz bir nimet vermiş olursunuz ki bu durum futbolumuzun hâlihazırda en büyük problemi.

Bugün Türkiye’de hakemlik müessesine saygı yok, sevgi yok, her şeyden önce güven yok. Bir maç başlamadan önce hakemi etkileme, maç bittikten sonra da tüm suçu hakemlere yıkma çalışmaları başlıyor ve taraftarın da desteğiyle bu çabaların sonuç vermesi hiç zor olmuyor.

Bundan sonra bu tip programların izleyici bulması mümkün değil ve bu durum toplum olarak biraz daha yatışmamıza vesile olacaktır.

Umarım yeni nesil futbol izleyicileri, bu tür programlardan da uzak durarak, tarafsız ve hakem tartışmalarına kulak asmadan maçları takip eder; ligimizde de Çarşamba gecesi oynanan B.Münih-Lyon karşılaşması gibi, çıkan iki kırmızı karta karşın kavgasız ve gürültüsüz maç yönetme ortamları oluşur.