Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '14

 
Kategori
Spor
 

Futbolumuzun miladı; takımların gerçek şampiyonluk sayıları nedir?

Takvim ne zaman başlar?

Hristiyan dünyası için Hazreti İsa’nın doğum günü milattır ve bütün batı dünyası takvimlerinin sıfır noktasını burası olarak görür. Biz Cumhuriyete kadar İslam dünyasının kullandığı Hicri takvime göre zamanı tuttuk, sonra batı medeniyeti ile daha kolay entegre olabilmek adına onlarınkini kullanmaya ve saymaya, hesaplamaya başladık.

Musevi dünyası 5774 yıllarını yaşıyor; ancak bu ne Hz. İsa’nın doğumgününü, ne Sezar’ın öldürülmesini, ne İstanbul’un fethini hiç değiştirmiyor.

Nereden sayarsanız sayın aslında eşitlik ve toplam hiç değişmez.

Ancak ülkemizde öyle çarpıklıklar var ki bunu ne matematik ne de başka bir şey kolay kolay açıklayamıyor.

Örneğin TFF’nin sitesine bakarsanız kuruluş tarihi 1923 gösteriyor. Hatta Cumhuriyet’in ilanın bile önce kurulup, 21 Mayıs 1923 tarihi itibarıyla FIFA’ya da üye oluyor.

Milli Takımlar düzeyindeki ilk karşılaşmamızı 26 Ekim 1923 tarihinde Romanya ile oynuyoruz.

2000’li yıllardan önce FIFA’nın en görkemli organizasyonu olan Dünya Kupası’na 1950 ve 1954 yıllarında iki defa katılma hakkı kazanıyor; ancak sadece 1954’te gidiyor.

Peki Cumhuriyet’ten bile daha eski olan 3 büyük kulübümüzün kuruluş tarihleri nedir; 1903, 1905 ve 1907. Ezeli rekabete dair maçlar bu tarihselliğin içinde sayılıyor.

TFF, yurt ölçeğinde ilk şampiyonayı ne zaman düzenliyor?

İnternet sitesine göre 1936 yılına kadar Türkiye Şampiyonası adı altında bir lig düzenliyor.

Sonra 1936 ile 1951 arasın dönemde Milli Küme oynanıyor. İçinde, İstanbul, İzmir, Ankara takımları var.  

Türkiye 1. Futbol Ligi 1959 yılında kuruluyor; 2005 yılında da Süper Lig adını alıyor.

Resmi rakamlara baktığınızda Türkiye’de 1923 yılından itibaren FIFA ölçeğinde futbol organizasyonları yapılıyor; Dünya Kupalarına gidiliyor, en azından elemeler oynanıyor.

Ancak yüz yılı devirmiş kulüplerimizin olduğu 91 yıldır TFF’nin yönettiği futbolda şampiyonluk sayılarının toplamı 58’dir.

Fenerbahçe  19
Galatasaray 19
Beşiktaş 13
Trabzonspor 6
Bursaspor 1

1959’dan bu zamana yılları hesap ederseniz 56 sayısını bulursunuz. Peki 58’e nasıl ulaşıyoruz?

Özel bir alıntı yapalım.

Türkiye 1. liginin başladığı tarih TFF tarafından 1959 yılı olarak kabul edilmesine karşın, TFF Tahkim Kurulunun 09.05.2002 tarih, 2002/52E ve 2002/68K sayılı kararı tahtında, Beşiktaş kulübünün 1956-1957 ve 1957-1958 sezonlarında Türkiye Ligi şampiyonu olduğuna ve bu şampiyonlukların TFF Yıldız Kriterine dahil edileceğine karar verilmesi sebebi ile toplam şampiyonluk sayısı, toplam lig sezonu sayısından 2 fazladır.

Türkiye’de 1956-57 ve 57-58 sezonlarında bir şampiyonluk düzenlendiyse ve eğer bu Süper Lig klasmanında değerlendirebiliyorsa diğerlerinin kazandığı şampiyonlukları buna hangi gerekçe ile dahil etmiyoruz?

Matematikte böyle kabuller olabilir mi?

Üniversite sınavında soru olarak sorsanız Türkiye’de bu sorunun matematiksel formülünü kimse bir denklem olarak kuramaz.

Akla, bilime, matematiğe uymayan bir sayı sayma yöntemi olur mu?

Ülkemiz için çok tuhaf değil; oluyor.

Oysa sadece bu yazının tarihselliklerini alt alta sıraladığınızda Türkiye’de Ulusal anlamda düzenlenmiş liglerin toplamına Türkiye Şampiyonası ve Milli kümeyi eklediğinizde şöyle bir tablo ile karşılaşıyorsunuz;

Fenerbahçe  9
Beşiktaş 5
Galatasaray 1

Toplam 15 eklenmesi gereken şampiyonluk sayısı daha vardır. Bu durumda nihai ve gerçek icmale aşağıdaki şekilde ulaşıyoruz.

Fenerbahçe  28
Galatasaray 20
Beşiktaş 18
Trabzonspor 6
Bursaspor 1

Bu doğru bir toplamadır ve matematiksel olarak da açıklanabilirdir.

Bütün Avrupa’da olan şekli budur.

Geçmişini doğru kurgulayanlar, tarihine gereken önemi verenler kuşkusuz gelecekte çok daha doğru ve başarılı işler yapacaklardır. 

Ayrıca hakedilmiş, büyük emek ve alınteri ile kazanılmış şampiyonlukları o kulüplere verilmelidir. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..