Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '15

 
Kategori
Siyaset
 

G-20'ye kimler katılabilir?

G-20'ye kimler katılabilir?
 

G-20 toplantılarına kimler katılır?

Bu işin bir usulü, prosedürü ve bir esası var mıdır?

Katılımcı bir ülkeyi G-20 toplantılarında kim temsil eder?

-         Başbakan mı?

-         Cumhurbaşkanı mı?

Cumhurbaşkanının yapacağı işler Anayasamızda teker teker sayılmıştır.

Bu işler, "devletin başı" sıfatıyla, "temsil" işlevi başlığı altında toplanabilir.

Sözünü ettiğimiz bu işlev, sembolik bir anlam taşımaktadır.

Bunun dışındaki yetkiler, Anayasamızın "Sorumluluk ve Sorumsuzluk Hali' başlığını taşıyan 105. maddesinde sınırlanmıştır.

Şöyle yazıyor 105. Madde:

E. Sorumluluk ve sorumsuzluk hali:

MADDE 105. ?Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerekolmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.

 

Yani, Cumhurbaşkanı'nın, sözünü ettiğimiz temsil işlevinin dışında kalan tüm işlemlerinin hukuken geçerli olabilmesi için, Başbakan ve ilgili Bakan'ın ek-imzaları şarttır.

Ve... Bu kararlardan Başbakan ve ilgili Bakan sorumludur.

Yani... Cumhurbaşkanı, rutin temsil yetkisinin dışında sorumsuzdur.

Dolayısıyla da, "yetkisiz"dir.

Şimdi...

Bu [Anayasal] bilginin ışığında G-20'ye yeniden bakalım.

Geçtiğimiz günlerde yapılan G-20 toplantısına Cumhurbaşkanı katıldı.

Ama daha önceki G-20 toplantılarına Başbakan katılıyordu.

İşin ilginç yönü, her iki katılanın da, aynı kişi; yani, Recep Tayyip Erdoğan olmasıdır...

G-20 toplantısında alınan kararlara Türkiye adına irade sunacak ve gerektiğinde imza atacak olan kişi bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır.

Dünün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül G-20 toplantılarına katılmamıştır.

Bugünün Başbakanı da G-20 toplantılarına katılamamıştır.

Bizim Cumhurbaşkanımız devleti bir başbakan gibi yönetmektedir.

Anayasa'ya açıkça aykırı olduğu üzere, Başbakan'ın, ilgili Bakanlıkların ve canın istediği her yetkilinin yetkilerini kullanabilmekte ve görevlerini [şöyle ya da böyle] yerine getirebilmektedir.

Cumhurbaşkanı, "cumhur"un başı olmayı reddetmekte ve "Devlet"in başkanı olmak için var olan hukuk düzenimizin altını üstüne getirmektedir.

Bu altını üstüne getirmenin hukuktaki anlamı Anayasa'yı ihlaldir...

Ve Cumhurbaşkanımız, bu açık ihlal karşısında yine aynı Anayasa'nın 105. maddesinden yararlanmaktadır. Bu madde, Cumhurbaşkanı'nın sadece ve sadece, vatana ihanet suçundan yargılanabileceğini yazmaktadır.

Bu hükmün işleyebilmesi için ise, TBMM üye çoğunluğunun en az 3/4'ünün bu yönde oy kullanması gerekmektedir.

Evet... Bu çoğunluk, bugünkü koşullarda asla sağlanamaz.

Ama... Cumhurbaşkanlığı görevinin süresi de sonsuz değildir.

 

@farukhaksal42

www.soruyusormak.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..