G-string oldu güncel yaşantımız...

Meseleyi yakından takip ettiğimiz için hepimiz biliyoruz...Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Gül kadar, susuzlukla çölleşmeye yüz tutan ülkemızın acı gerçeği, gündemi meşgul eden g-string donlarını...Aman ne kadar önemli bilseniz...Bize 17 Ağustos Marmara depreminin daha sarılmamış yaralarının yıldönümünü bile unutturdu...Kime ne ? Kim ne giyerse giysin!!! Size ne ?
Daha önce adını duymadığımız yazarımız İlhan Atmaca "g-string giyen kadın, haz noktalarına baskı yapıldığı için mütematiyen seks düşünür, sekse hazır haldedir" dedi.

Fakat ne amaçla giyilirse giyilsin dünya üzerinde g-string'den daha rahatsız bir şey yok. Pantolondan don izi çıkmasın diyorsanız keyfiniz bilir tabiki...Yine de paçalı ananelerden kalma büyük beden donlardan daha şık gösteriyor biz kadınları...G-string giyme standartı var mutlaka. Hele beden olarak kendine güvenmeyen bayanlar kesinlikle giyinmesin. Yoksa gün boyu aklınız iki lobunuzun arasında olacaktır. Tam düzelttim derken yarım dakikalık bir rahatlama. Lanet şey iki kıpraşmadan sonra zart diye kaçar araya...Hadeee...Gene başlar aynı huzursuzluk...
Bu durumda seks, meks düşünmek mümkünmüdür? Gerçekleri bilelim, gerçekleri konuşalım...

Bundan yirmi sene önce lise yılları üç kafadar o zamanlar servis olayı yaygın değil. Yayan gidip geliyoruz...Ben , Derya , kuzeni Yasemen her gün güle konuşa gidip geliyoruz okula. Aylardan Mayıs yavaş yavaş havalar ısındı . Biz öğrenci kızlar kilotlu çorapları çıkardık. Etek boyu dizlerden dört parmak aşağıda şimdiki gibi deniz şortu boyunda değil...Giyindik kısa beyaz çorapları.
Yasemen Bayburt' tan okumak için gelmişti dayısının yanına. Üniversiteye kadar can arkadaşım Deryalarda kalacaktı...Yasemen sıcaklar basmış hala kilotlu çorabını çıkarmamıştı. Onu öyle gördükçe bize sıcak basıyordu ısrarlarımızın karşısında fazla direnemedi ve kısa çorap giymeye başladı.... Demek ki direnişinin bir sebebi varmış
bunu biz nerden bilebilirdik ki;
Okulumuza giderken pazar denilen meydandan geçmek zorundaydık.Sağımız kasaplar, solumuz da manavlar ve kadınlar pazarı kuruluyor Cuma, Pazartesi günleri...

Günlerden Pazartesi okula gitmek üzere yola koyulduk. Allah'tan sabahın erken saatleriydi ki; Etraf tenhaydı. Büyüdük lise ye gidiyoruz yaa ! Sırt çantalarını attık defter, kitaplarımız ellerimizde tam manavların önünden geçiyoruz...
Yasemen'den bir ÇIĞLIK !!! DÜŞTÜÜ !!! İNDİİ !!!

Ben kitaplarına sarıldım herhalde kitapları düşüyor diyerek, bir yandan Derya'ya sende yardım et diyorum:

Yasemen kelimeleri unuttu sanki yine düştü!!! İniyor!!! Avaz avaz!!! Bir de ne görelim inmiş Yasemen'in ananesinden kalma büyük donu..Derya'yla ben kahkahlarla gülüyoruz, Yasemen başlıyor ağlamaya! Ağlama diyoruz ikimiz aynı ağızdan Allah'tan haftanın ilk günü donun temiz... Bak erken kimse yok ortalıklarda ...Kendine geliyor dakikalar sonra..Donun lastiği kopmuş..Keşke ısrar edip çıkartırmasaydık kilotlu çorabı Yasemen'in tutardı donunu besbelli...

Keşke o zamanlar olsaydı daracık ipli donlar belki de arkadaşımızın başına trajedi komik kaza gelmeyecekti... Ne zaman bir araya gelsek bu don mevzusu kahkahalara boğar üç kafadarı...Yasemen şimdi memleketinde öğretmenlik yapıyor...

Dostlarım biraz eğlenelim istedim. Gündemi meşgul edecek kadar önemli bir mevzu değil kanımca ...Benim keyifle hatırladğım anımı sizlerle paylaşmak istedim...

Yasemen kızmamışsındır umarım bana....Binlerce özür arkadaşım gönlümden sana...

Günlerdir uzayan bu don konusuna nokta koymak istedim gönlümce...Bende de fazla merak uyandırdı bu mevzunun uzatılması acaba giymek isteniyorsa, buyrun giyinin her yerde g-string'ten bol birşey yok..Hem dokunduğu seks noktalarının aldığı hazzı öğrenmiş olursunuz...

Onla da olmuyor onsuz da!!! Hepinize g-string li günler....