Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Gabriel Garcia Marquez.

Gabriel Garcia Marquez.
 

"'Hayat, insanın yaşadığı değildir; aslolan, hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır" der usta Edebiyatçı. Bana göre Marquez büyük bir deha. Derin felsefeler yapıyor eserlerinde.

1928'de Kolombiya'da küçük bir şehir olan Aracataca'da doğdu. 1946 yılında ailesinin isteği üzerine hukuk fakültesi'ne girer. Eşi ile de orada tanışır. 1950 yılında hukuk eğitiminden sıkılarak yarım bırakır, şiir ve edebiyatla ilgilenmeye başlar. Franz Kafka'dan, Sofokles'ten çok fazla etkilenir. 1954 yılından sonra küçük öykü ve film senaryoları da yazmaya başlar. 1967'de yazdığı "Yüzyıllık Yalnızlık" adlı romanı 10 milyon adetten fazla satınca yazarlığa geçiş yapmıştır.

Gabriel Marquez editörlerin ricası ile batmak üzere olan Cambio adlı dergiyi satın alarak kendisi de bu dergide haberci olarak çalışmaya başlamıştır. Dergiyi satın alışını "Nobel ödülü aldıktan sonra çok para isterim diye kimse beni işe almak istemiyordu. Neyse, dergi aldım da bu dertten kurtuldum." sözleri ile açıklamıştır.
70 yaşını kutladığı 1997 , medya tarafından Marquez yılı ilan edilir.

Bakınız, sinema sanatına uzak duruşunu nasıl açıklıyor Marquez ; Sinema izleyicisi tutsaktır, okuyucu ise uçabilir.
Okur, roman kahramanlarını istediği gibi canlandırıp, istediği mekana yerleştirebilir. Roman filme alındığında ise, kahramanı artık, kendisini canlandıran aktörle hatırlanmaya mahkumdur.

Bu nedenle de romanlarının filme alınmasına izin vermemiş, senaryo yazmayı uygun bulmuştur. 1982 yılında Nobel Edebiyat ödülü alır.

En çok etkilendiğim, "Anlatmak için yaşamak" ve "Yüzyıllık Yalnızlık."

Yüzyıllık Yalnızlık'ta ;.......yüzyıllık serüven, yalnızlık sona eriyor. Aynaya bir zerrenin , cüz’ün yansıması bir zerre olarak gördüğümüz yansımamızda bütüne varabiliyorsak devinim tamamlanmıştır. Bunun için bir cisim olarak bizim yansımamızın ötesinde gerçek özümüzün yansıması gerekir. Biz ortadan kalkarsak, ancak o zaman özümüz yansıyabilir. “Sen çık aradan, kalsın gerçek varolan….”

Yalnızlık kavramı demişken aklıma Nobel Edebiyat ödüllü yazar Jose Saramago'nun bir kitabında okuduklarım geldi. Özü şu ; Yalnızlık, yalnız yaşamak değildir. İçimizdeki birine veya bir şeye yoldaşlık edememektir. Kendinizi gerçekten lüzumsuz hissettiniz mi? İlk yalnızlık işte bu, kendini lüzumlu hissetmemek…...

Gabriel Garcia Marquez'den düşündürücü sözlerle bitirmek istiyorum yazımı.

-Seni, sen olduğun için değil, senin yanında olduğum zaman ben olduğum için seviyorum.

-Hiç kimse senin gözyaşlarını haketmez. Onu hakeden seni asla ağlatmayacak olandır.

-Birinin seni, senin istediğin gibi sevmemesi, onun seni tüm varlığıyla sevmediği anlamına gelmez.

-Gerçek dost, elini tuttuğunda kalbinede dokunandır.

-Birini özlemenin en kötü yolu, yanyana oturduğun halde, onu hiçbir zaman elde edemeyeceğini bilmendir.

-Üzüntülü olduğun zamanlarda bile gülümsemeyi asla bırakma. Biri gülümsemene aşık olabilir.

-Bu dünyada bir insan olabilirsin. Ama birisi için bir dünya olabilirsin.

-Bir sona geldiğin için ağlama. Onu yaşadığın için gülümse.


Sağlıklı ve Mutlu kalın.
 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..