Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Gabriel Garcia Marquez'in veda mektubu

Gabriel Garcia Marquez'in veda mektubu
 

Gabriel Garcia Marquez


En son, Kolera Günlerinde Aşk - Gabriel Garcia Marquez, romanını okuyorum. Çok az kaldı devretmeme... Hayranlıkla okuyorum... Nobel Ödülünü hakkıyla almış Marquez, düşüncesi geçiyor aklımdan.  

Okul yıllarımdan kalan bir alışkanlığım var. Edebiyat derslerinde, sınıf arkadaşlaşma, yazarlar hakkında, yeni hiç duymadıkları bilgiler aktarmaya bayılıyordum. O zaman bu hızlı iletişim yoktu elbette ve pek çok bilgiye zor ulaşılıyordu. Kütüphanelerde araştırmayı seviyordum...  

Velhasıl kelam ( konuyu savurmadan : ) ) okuduğum kitapların yazarları hakkında bilgi edinmeyi seviyorum. Marquez hakkında bildiklerimden fazla, biyografik bilgi edinmek amacıyla , nette keşfe çıktım.Bir kaç tuşa basarak, şimdilerde bu durumdan çok büyük keyif alıyorum, daha önce hiç duymadığım ve dolayısıyla okumadığım bir veda mektubu ile karşılaştım...  

Tanınan bir mektuptu belki, yazarın hayranları mutlaka bilirler. Benim için küçük bir sürpriz oldu. Mektup hakkında düşüncelerimi, kendim için ve benim gibi bihaber olanlar için , sayfamda paylaşmak istedim. Lenf kanserine yakalanan yazar, ölümü çok yakın hissetmiş olmalı... Son anlarını yaşarken, bir yazara yakışır şeklinde dostlarına ve hayranlarına bir mektup ile veda etmiş... Ben etkilendim satırlardan, her ne kadar bu mektup hakkında çelişkili haberler okumuş olsam da...  

Marquez, yeni, hiç kimsenin daha önce düşünmediği ve kalbinden geçirmediği bir şey söylememiş aslanda.Ama öylesine sade, öylesine güzel ifade edebilmiş son vasiyetini, beni satırlarına hayran bıraktı. Çocukça masum ve bilgelik dolu sözlerle, neler yapmamız gerektiğini, giderayak bir kez daha tekrarlamış… Bu mektup, onun son kitabı, son satırları... Vakit olmadığından bu kısacık metinde, hayat felsefesini özetlemeye çalışmış… Belki de tam bu yüzden mektup beni çok etkiledi.  

(Markuez’in mektubuna, burada yer vermek isterdim, ancak nette ulaşabildiğim metin, amatör bir çeviri gibi geldi, ayrıca tercüme kime ait olduğunu yazmıyor. Satırlardan etkilendim, fakat bir şeyler eksik gibi geldi. Bazan bu duyguya kapılıyorum, özellikle tercüme metinler ve kitaplar okurken… Yazmak istediklerimin havasını bu not ile bozmak istemiyorum, fakat çeviri konusunu çok önemsiyorum. Kötü çeviriler, okura ve özellikle yazara , çok ama çok büyük haksızlık olarak değerlendiriyorum . Nette öğrendim; söz ettiğim veda mektup, 16 Ocak 2001 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanmış.)  

Mektuba dönecek olursam, düşündüm ki ; Bir metinden, bir kitabın sayfalarından, bir şiirden etkilenmek, gerçekleri bütün çıplaklıyla görmek, kolay. Okurken ve yazarken iyi olmak da çok kolay. Ancak biz insanların arasında yaşıyoruz… Ve tam buna vurgu yapmış Marquez...  

Mektubundan benim anladıklarım;  

Az uyumak ve çok hayal etmek gerekiyor....  

Sade giyinmek...  

Bir insana, sadece onu kaldırmak için yardım eli uzatırken, tepeden bakmak bağışlanabilir...  

Çikolatalı dondurmanın tadından zevk almak...  

Mutluluk, dağın zirvesinde olmadığını, küçük ayrıntılarda gizli olduğunu görebilmek...  

Nefretimizi buzun üzerine kazımak ve erimesi için güneşi beklemek...  

Sevdiklerimize; " lütfen", "seni seviyorum", "özür dilerim", "sana ihtiyacım var", "beni bağışlar mısın" diyebilmek, çünkü yarın olmaya bilir...  

Ve  

Aşkla, aşk içinde yaşamak.  

Satırlarımı okuyanlarla bu güzel şarkıyı paylaşıyorum;  

http://www.youtube.com/watch?v=N9vlkQO468w 

Hamiş: Aşağıdaki linklerde, nette, benim bulabildiğim mektubun Türkçe ve İngilizce metinler var.  

http://edebiyatsair.blogcu.com/gabriel-garcia-marquez-in-veda-mektubu/3191773 

http://www.museumofhoaxes.com/marquez.html 

 

 
Toplam blog
: 144
: 1854
Kayıt tarihi
: 13.03.08
 
 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..