Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '14

 
Kategori
Kitap
 

Galîz Kahraman

Galîz Kahraman
 

Güldürmeyi değil, kara mizahın ironisiyle daha çok düşünmeyi ve yergiyi amaçlayan İhsan Oktay Anar, son kitabı ‘Galîz Kahraman’da ucube sanat, oryantalist siyaset ve lümpen edebiyatın galîz kahraman(lar)ını yakalamış..!

İddialı bir romancının yaşama bakışı, söylemi (8 puan): ‘şâir takımının sadece âşık olması değil, fakat aynı zamanda ıstırab da çekmesi icap ettiğinden’ (s.22) ‘iyi edebiyatçı, kabiliyetli değil cesur olmalıydı.’ (s.27) ‘romancı bozkır kurdu kadar hürdü.’ (s.72)

Geleneksel anlatıdaki olay örgüsünü bırakıp, okuruna ‘an’lardan yakalattığı resimlerle kurguyu belleğine çizdirten postmodern romancı Anar’ın eleştirel bakışı, kitap içi eleştiri (5 p): “..adamın canına okumaya bile çalışacaklardı. Ne var ki mecmûanın müellifleri de, fikirlerini başka yerlerde yürüteceklerdi elbette. Bu arada Muhtar Lüpen, yakınları tarafından yine, ‘aramızda hiç kimse iyi olmasın, olacaksa başka  yerde olsun’ gibi aşırılmış feylesof sözleri…” (s.160) ‘Memleket ahalisi sâbite olarak asırlardır, fizik ilmindekileri değil de, çoğu birer fuhrer sultanların buyruklarını görmüş ve bunları vazgeçilmez belleyip dünyalarını ona göre inşâ etmişlerdi.’ (s.94)

Anlatımın önünü açan ‘edimler’, ‘nedensel olaylar’  ve ‘diyalog’ zayıf/silik kaldığı için ‘Galîz Kahraman’a roman kimliğini ver(e)meyen Anar, kitabı yüzde 3 (11.4 / 16)* diyalogla yazmış. (0 p) Öykü kıvamında bile değil. Sayfada ortalama 1.7 (3 / 2.7) paragraf yapmış. (0 p) Simgeli anlatımdan (4 p) yararlanarak bukalemundan becerikli/çatışmacı (4 p) siyasetçileri deneme oylumunda (2 p) dile getirmiş… 

''Bir pratisyen toktor ile’ (s.22), ‘pahalı fiski şişesini’ (s.35), ‘felsefe doktörü değil’ (s.35), ‘yigirmi dakika’ (s.39) Örneklerinde görüldüğü gibi konuşma diliyle anlatı yapan Anar, ‘Galîz Kahraman’ı yüzde 25.9 (31 / sayfada ortalama 21.4) yabancı sözcük kullanmış. (0 p) Eski dille okuru tökezletip yoran Yazar, tek anlatıcı (alt anlatıcı kullanmamış) gözüyle, üçüncü tekil kişi ağzı, (argo konuşmayı saymazsak) tek dili seçmiş.

Roman formatının dışına atlamasını seven Anar’ın yazın diline işlevsellik katan ayrıntısı (5 p): ‘Rütbesinin tenzili pahasına olsa bile bunu yaptı da! Hâlbuki bir Kasımpaşa çıyanı, değil bekçi, polis eli bile öpmezdi. ..hâdise yer altı âleminde derhal işitilmiş ve İdris Âmil Efendi Hazretleri nâhak yere, Babalar Kıraathânesi’ndeki ihtiyar heyeti tarafından ‘ciğersizin teki’ olarak damgalandığı’ (s.17)

‘Orduda yanaşık düzen neyse, romanda da gramer ve imlâ oydu’ (s.71) diyen Anar’ın alımlı çalımlı güzel sözleri (8 p): ‘Dünya denilen gebergâhtaki en aşağılık insan’ (s.64) ‘bakışları yekdiğerine değil, aşk perilerinin sevda değnekleri kalplerine deği değiverecek, ve sinelerinde toz pembe saadet kıvılcımları uçuşacaktı.’ (s.157) Hoş olmayan sözler: ‘İtler için / Menü / Bu Millete Taş Versen Yer!’ (s.122) Absürt ve argolu söz: ‘Hacı Seyfullah Efendi’nin torunu İdris gavat oldu!’ (s.24) ‘Behey deyyus!’ (s.59)

Romanın nesnel belleği öyküleri kalın çizgilerle göstermediği için okuru kitapta zor tutan (merak: 2 p) Anar, daha önceki romanlarında kullanmadığı atasözüne sayfada ortalama 0.011 kez yer vermiş. (0.1 P) Günümüz romanı, arayış sürecinde geliştikçe yapısal özellikleri de yeni kuramlarını oluşturuyor.

‘İyi edebiyatçı olmak için hayatın fokurdayan kazanında epey bir kaynayıp pişmek icap eder’ (s.110) diyerek eleştirmen pirlerine(!) göndermeler yapan Anar, deyimi sayfada ortalama 2 (1.6 / 1.4) kez kullanmış. (14 p) Eski yaşanmış yılları anlatan diğer yazarlarımız bu kadar yüksekçe oranı yakalayamamış. ‘sedasıyla yüreği ağzına geldi!’ (s.21) ‘başında aşağı kaynar sular dökülmüştü.’ (s.78)

İki ayaklı vicdanlıların yazarların siyasi söylemlerine bakarak tamamen sezgisel eleştirisiyle belirlediği yazar sıralamasına kitabında itiraz eden Anar, imgeye sayfada ortalama 2.1 (2 / 0.8) kez yer vermiş. (16.8 p) ‘Resmi hüviyetindeki hilâl olmasa, onun yanındaki yıldız gibi parlayacağından emindi.’ (s.47) ‘Yazarlığın asal ölçütü dildir’, bunu iyi kullanabilen yazar üstte/zirvededir.

‘Memlekette zaten toprak ağalarının yanı sıra, kültür ağaları da hüküm sürmüyor muydu?’ (s.36) diyen Anar, sayfada ortalama 0.2 (0.5 / 0.4) kez soru yöneltmiş. (0.6 p) ‘Mâlikü’/Mülk’e ait bu araziyi hele bir de satarsa, hırsızlık malı satmış olmaz mıydı?’ (s.83)

Kitabını mesaj verme yeri olarak kullanan Anar, gülmeceye sayfada ortalama 0.039 (0.1 / -) kez yere vermiş. (0.4 p) ‘ibâdetgâh bildiği hücresinde yanan mumların ışığında o, tövbeler olsun, güzelim kızlarını görememişti! Adamın üç kızını da namusuzlar kaçırmıştı! Hem Lât, hem Uzzâ ve hem de Manât yerlerinde değildiler.’ (s.128)

Saf ve düşünceli eleştirmen olamayanları haklı gerekçelerle topun ucuna koyan simya ustası Anar, benzetmeyi sayfada ortalama 1 (1.9 / 1.4) kez kullanmış. (4 p) ‘Nefton sarkacı gibi bir sağa’ (s.110) ‘aşk değil de, ıstırap ve gazap şiirleri yazmayı daha  münasip görür gibi’ (s.110) 

Yaşadığımız şu günlerin ‘Galîz Kahraman’larına kitabında rol biçen Anar, eğretilemeye sayfada ortalama 4.3 (1.5 / 0.7) kez yer vermiş. (12.9 p) “Feylesofun ‘Kendini bil!’ nasihatı” (s.20)

‘Hakikaten de ditatörlük, hesap kitap değil de,his işiydi. Çünkü kadın kız  yanı sıra halkı da, bir muhasebeci yahut filezof – kral değil, elbette şâir – diktatör daha kolay tavlardı’ (s.146) diye günümüz siyasetçilerine göndermeler yapan Anar, betimlemeyi sayfada ortalama 8.6 (18 / 3.8) kez yapmış. (1.7 p)

‘Galîz Kahraman’ da olsa, insanın kendi iç yolculuğunu bilecen denemelerle dile getiren donanımlı Anar, ruh çözümlemesine sayfada ortalama 3 kez yer vermiş. (0.9 p) ‘şâir kadar hisli olsaydı, belki şiddetli ıstıraba tahammül edemez, o tabancayla kendini vururdu. Ne var ki, bu kadarını galîz kahramanlardan beklemek haksızlık olurdu. Çünkü Efendimiz’in ağırlığı, elbette ki brüttü.’ (s.176)

Halk diliyle edebiyat yapan Anar, yananlama sayfada ortalama 1 (1.8 / 0.4) kez yer vermiş. (7 p) ‘Ümmü Gülsüm’ün o hisli ve canhırâş şarkısı, sanki kâh uzaklaşıp ta Kahire’ye gidiyor, ve kâh yaklaşıp odayı doldurarak gönülleri kebap eyliyordu.’ (s.92) ‘O rolü oynamakla sanki karpuzu çizdirmiş gibiydi.’ (s.144)

Sosyal konuları dile getirirken kıyaslamalar yapan masalsı anlatım ustası Anar, sayfada ortalama 1.3 kez sosyal konu çözümlemesine yer vermiş. (3.9 p) “ ‘Yüzünü erkek yüzü görmemiş, eline erkek eli değmemiş kızım Dilârâ’nın kıçını gördün. Seni sağ korsam sağda solda anlatır, namusumu iki paralık edersin! Bu yüzden şerîaten katlin vâciptir!’ ” (s.100)

Okurum sana söylüyorum, eleştirmenim sen anla demek ister gibi “ ‘kendi kulları addettiği romancıları, bizzât kendi muhteşem sûretine ne kadar benziyorsa işte o kadar sever ve takdir eder, benzemeyenlere ise nefret kusardı. Buna hakkı ve kudreti vardı; çünkü bütün kâinat aslında bu tür okuyucunun, yani ‘deuculus’un çevresinde dönerdi.” (s.160) diyerek farkı, fark edemeyen okura da dokunduran Anar, terimi sayfada ortalama 4.3 (5.5 / 1.7) kez kullanmış. (12.9 ) ‘Makam-ı İbrahim kokusuydu bu!’ (s.99)

Romanlarında kurguya hükmeden güçlü kahrakanlar yaratan, yalnız kitabında rol verdiği karakterlerin bilinç akışını /iç sesini dile getirmeyen Anar, ikilemeye sayfada ortalama 3 (0.4 / 1.5) kez yer vermiş. (6 p) ‘adam başını ağır ağır kaldırdı, yine yerinden aheste aheste doğruldu ve sabırla yavaş yavaş masadaki’ (s.92)

 ‘Kasımpaşa Rönesansı’ fazla uzun sürmedi..” diyerek güncele göndermeler yapam Anar, önad sıfatı sayfada ortalama 10.6 (7.5 / 8.3) kez kullanmış, oldukça yüksek bir oran. (21.2 p) ‘nazenin ses tellerinin âhenkle titreşip uçuklu dudakların büzülmesinin ardından, tütünden paslanmış sarı bir dilin’ (s.9)

‘Söylemek istediklerini kitaplar söyler’ diyen Anar, pekiştirmeye sayfada ortalama 0.7 (0.7 / 0.7) kez yer vermiş. (2.1 p) ‘Sabah vakti ise sersem sepelek, aptal avanak’ (s.114)

Poposuna parmak atıldığında bile hayatı alaya alan ve elini attığı her işte başarısız ‘Ressamların erişmek istediği güzellik, feylesofların aradığı hakikat, her teoremin tek ispatı, her nazariyenin yegane delili..’ (s.181) İdris Âmil Hazretleri gibi tiplerin ülkemizde kâinatın merkezi/kutup yıldızı yapıldığını yazan Anar, hazır söz kalıplarını montaj tekniğiyle sayfada ortalama 0. 044 (0.050) kez alıntılamış. (0.4 p)

Düşüngülü Eleştiri kriterlerine göre İhsan Oktay Anar’ın Galîz Kahraman romanına 142.9 puan verildi. En yaman eleştiri kıyaslamaktır!.. Düşüngülü Eleştiri, son söz değildir. Romanları türlerine göre kıyaslamayı size bırakıyorum.  Muzaffer Koçer’in ‘Gökçek Ölmemiş’ 110.9 p, Nurgün Erdinç’in ‘Kan Kırmızı İhanet’ 85.3 p, Muammer Yüksel’in ‘Cennet’ 94.5 p, Orhan Pamuk’un ‘Masumiyet Müzesi’ 96.2 p, Çetin Yiğenoğlu’nun ‘Kırmızı Koku’ 105.6 p, Yavuz Bahadıroğlu’nun ‘Kırım Kan Ağlıyor’ 76.8 p, Ahmet Ümit’in ‘Bab1 – ı Esrar’ 121 p, Hasan Hüseyin Gündüzalp’in ‘Yuğ’ 118 p, Ayşe Kulin’in ‘Umut / Hayat Akan Bir Sudur’ 109.4 p, Canan Tan’ın ‘En Son Yürekler Ölür’ 115.4 p, Elif Şafak’ın ‘Aşk’ 118.1 p, Ayfer Tunç’un ‘Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi’ 102.2 p, Sinan Akyüz’ün ‘Sevmek Zorunda Değilsin Beni’ 91.3 p, Ece Temelkuran’ın ‘Muz Sesleri’ 130.2 p, İnci Aral’ın Sadakat’ine 122.1 p, Oya Baydar'ın 'Çöplüğün Generali'ne 104.2 p, Tolga Gümüşay’ın ‘Hiç Kimsenin Kenti’ne 105.9 p, Ahmet Ümit’in İstanbul Hatırası’na 117.8 p, Sinan Yağmur’un Aşkın Gözyaşları / Tebrizli Şems’e 84.8 p, İskender Pala’nın Şah ve Sultan’a 112.6 p, Sürayya Köle’nin ‘Yakası Kürklü Yeşil Parka’ 107.9 p, Sinan Akyüz’ün ‘Piruze / Şam’da Bir Türk Gelin’ 102.9 p, Zülfü Livaneli’nin ‘Serenad’ 118.6 p, Nedim Gürsel’in ‘Şeytan, Melek ve Komünist’ 124.3 p, Elif Şafak’ın İskender 126.5 p, Ayşe Kulin’in Gizli Anların Yolcusu 127.8 p, İskender Pala’nın Od / Bizim Yunus romanına 95.5 p, Ahmet Ümit’in ‘Sultanı Öldürmek’ 142.7 p, Sinan Akyüz’ün İncir Kuşları 95.2 p, Celal Çalık’ın Naziler İstanbul’da 82.6 p, İskender Pala’nın Efsane / Bir ‘Barbaros’ 102. 6 p, Ayşe Kulin’in Bora’nın Kitabı 137.1 p, Ece Temelkuran’ın Düğümlere Üfleyen Kadınlar 146.6 p, Ahmet Altan’ın Son Oyun 97.2 p, Ayşe Kulin’in Dönüş 105.2 p, Zülfü Livaneli’nin Kardeşimin Hikâyesi 119.2 p, Hamdi Koç’un Çıplak ve Yalnız 86.9 p, Ahmet Ümit’in Beyoğlu’nun En Güzel Abisi 139.1 p, Elif Şafak’ın Ustam ve Ben romanına 95 puan verilmişti. İhsan Oktay Anar, Galîz Kahraman, İletişim Yayınları, 181 s.

*- Parantez içindekiler sırasıyla Suskunlar / Amat (bu iki romanın yerine Orhan Pamuk’un ‘Masumiyet Müzesi’nin sayısal değerlerini koymayı düşünmüştüm. Aşağıda yazılı, siz kıyaslayın) romanlarına ait değerlerdir.

Ali Akdemir

27. 04. 14

Çukurova

 
Toplam blog
: 172
: 425
Kayıt tarihi
: 15.07.09
 
 

Ali Akdemir, Adana tarihinin en büyük sel felaketini yaşadığı 21. 02. 1948 tarihinde doğdu. Edebi..