Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Galata Köprüsü'nde bi an

Galata Köprüsü'nde bi an
 

Galata Köprüsü 1957 / Ara Güler


Arthur Weegee’nin olay yerinden fotoğraflarını seviyorum. Ama ille de Ara Güler. İstanbul. Ve Ara Güler’in sıradan görünen insanların sıra dışı hayatlarından karelerine bakmak beni yaşamadığım, ama o zamanlar yaşamayı istediğim devre götürüyor.


Bu kareyi de netten görsellerden rastgele seçtim. Tamam itiraf ediyorum pek de rastgele değil işte. Hoşuma gitti Galata Köprüsü’nde yürüyenler, Silivri yoğurtçusu ve gizemli bi çift ve sahanlıkta duran adam.

Ya Yeni camiinin tüm haşmetiyle insanları ibadete çağırmasına ne demeli?

Şimdi Ramazan davulcusu mani söyleyerek geçiyor, belki de sırf bu yüzden seçtim bu fotoğrafı kimbilir, bilmiyorum.
Hadi bakalım, bu kareye dair bi öykü kur dedim, kendime. Tamam kuralım, bakalım nereye kadar gideceğiz.

Kasım ayı olmalı. İnsanlar yeni yeni sandıklardan pardesülerini çıkarmışlar. Hava hemen kararmaya başlamış. En kısa günler başlıyor. Nırı nırı nımmm. Yeni yağmur yağmış. O zamanlar hava tahminleri tutmadığı için yanlarına şemsiye almamışlar. Ama yağmurda yürümekten hoşlanıyorlarmış. Hoşlarına da gitmiş bu durum. Yoğurtçu dışında.

Sahanlıkta duran gizemli adam: birini mi bekliyor yoksa sıkılıp, hava almaya mı çıkmış. Evde duramayan, hafakan ruhlulardan mıymış? Belki de köprü altına inecek, iniyor. Görmediğimiz elinde, içki şişesi var. Efkâr basmış, orada içecek. Bi yandan da sigarasını tüttürecek. Denizin iyot kokusunu, havanın ayazını kemiklerinde hissetmek istiyor belli. Sonra bi dolmuşa atlayıp, Fatih’teki evine gidecek. Karısı içki içtiği için hafif bozulacak ama renk vermeyecek. Surat asmakla yetinecek. Adam dumanlı kafayla pek de iplemeyecek. Vurcak kafayı yatacak.

***
Ya o çift nereye gidiyorlar?
Nişanlı olmalılar? Ailelerinin yanında oturup konuşamıyorlar. Damat kayınpederden izin almış, bi pastanede oturmak için. Her ikisi de Galata’da yürümeyi seviyorlar. Karaköy’e geçip, tünelden Beyoğlu’na çıkacaklar. Çok iyi anlaşıyorlar ve birbirlerine huzur veriyorlar.

***
Silivri yoğurtçusu. Erken inen karanlıkta evine dönecek o da. Rami’de oturuyormuş. Geçim derdinde ama çok da kötü durumda değil. Şükrediyor… kızı bu yıl okula yeni başlamış. Zehir gibi. Seviniyor yoğurtçu. Erkek evlat istemesine rağmen, dört kızı olmuş. Artık kanıksamış. Evlat evlattır yeter ki hayırlısı olsun diyor. Şimdi Yeni camiye gidiyor. Akşam namazını burada kılacak. Abdest almak zor oluyor, ayakları üşüyor. Ne yaparsın? Camiden içeriye girdiğinde, o uhrevi hava onu dünyadan koparıyor. İbadet etmenin, inanmanın gücü ona iyi geliyor. Güvenli ve rahatlamış hissediyor kendisini.

***
Hepsi dağıldılar şimdi. Köprüden tek tük de olsa başkaları geçiyor. onların da benzer ama kendi içinde farklı öyküleri var.
Peki fotoğrafı çeken Ara Güler ne yaptı o gece, işte onu bilmiyorum:)

 
Toplam blog
: 246
: 1012
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

..