Galatasaray'a "Eş" Teknik Direktör

Şimdiki karar, karar vermişler Hamza Hamzaoğlu’nun ayağını kaydırmak… Kim karar vermiş; kim konuşmuş bilemiyoruz. Söylentiler ve haberler öyle.

 

İnsandan ne çabuk vazgeçiyoruz. Düne kadar Hamzaoğlu ne kadar kıymetli idi… Daha dün, üç tane kupa almış, kaldırmış bir adam… Şimdi (Rize maçından sonra) tu kaka ha… Evet o maçta Hikmet Karaman hem taktik hem strateji açısından Galatasaray’dan üstündü ve böylece GS’ı alt etmesini bildi. Fakat Hamza Hamzaoğlu bu kadar değildir. 

 

Hamzaoğlu, Galatasaray’ı tanıyor; ayrıca Türk futbol dünyasını biliyor… Ayrıca futbolcular da Hamzaoğlu’nu seviyorlar. Ama ondan korkmuyorlar… Bu nereden anlaşılıyor?

 

Maçlarda bakıyorsunuz, sık sık, üç dört futbolcunun “sakatlandım, değiştirin” numarasına girmesi çok sık oluyor. Bu, Hamzaoğlu’nun iyi niyetine çok fazla güvendiklerini gösteriyor.

 

Takım, Teknik Direktör, onun yetkilerinden (ve yapabileceklerinden!) çekinmedi mi, yatmaya başlar… Antrenmanlar hafife alınır; maçlar hafife alınır. Maçın başında bir gol atınca o golün üzerine yatmaya çalışılır. Bol bol hakeme itiraz edilir. Ve olmadı mı çift sarıdan sonra Kırmızı kart alınıp, doğru soyunma odasına gitmeye çalışılır.

 

Ne yazık ki, Galatasaray’da bu hastalıklar son zamanlarda çok sıklıkla görülmeye başlandı.

Rize maçında da, Sneijder’in golünden sonra adeta takım durumu rölantiye almaya çalıştı. Zaten Burak gibi, Umut gibi bazı futbolcular çoktan beri yatıyorlar, kendi biriktirdikleri krediyi kendileri harcıyorlar.. Sonu ne olur… Kendileri bilir. Futbolleri Anadolu’nun bir takımında bitebilir.

 

Son sezonda bazı futbolculara olduğundan fazla önem verildi. Özellikle Sabri hem ödenek olarak, hem prestij olarak olduğundan fazla övgü gördüler. Ama son maçta Sabri’nin yaptığı hatalar bini aştı… Savunmadaki yerini bırakıp, gol atmaya gitmeler, gereksiz pas atmalar. Sabri yerini çok çabuk kaybediyor, bu affedilemez.

 

Hamza Hamzaoğlu elinden geleni yapıyor. Benim eleştirdiğim nokta maç içinde onun kulağını çekecek bir yardımcısının olmaması. Galatasaray’a maçı okuyan bir adam lazım. Hamzaoğlu bu konuda yavaş kalıyor. Belli ki Hamzaoğlu’na Galatasaray içinden karışan görüşen hiç kimse yok. Bu bakımdan gayet rahat. O Fenerbahçe’de olsaydı, şimdiye kadar kulağı Reis tarafından on kere çekilmiş olurdu. Galatasaray bunu yapmıyor. Öyleyse ne yapıyor? T.Direktörü kulağından tutup atmaya çalışıyor.

 

Yahu bi oturun, bu maçları bir güzel analiz edin… Maçlardaki hataların kaçta kaçı T.Direktörün, kaçta kaçı futbolcuların..? Bunu görmeye çalışın.

 

Hamzaoğlu’nun önemli hataları var. Selçuk’un babası ölmüş, 2 gün sonra sen gel bu adamı takımdaki yerine koy. Bu adamın eli ayağı tutmaz be… Nitekim de öyle oldu. Orta sahada Selçuk’un yerinde oynayacak hiç mi adam yok… Yoksa zaten Galatasaray ölmüş demektir. Puan durumuna bakılacak olursa Galatasaray’ın Üçüncü duruma gerilediği görülüyor. Kimin hatası… Bazıları çıkıp, bu tamamen Hamzaoğlu’nun hatası derse.. Ben ona: “Hadi oradan..!” derim.

 

Takımı bir kenara çekip, akil adamlarla birlikte arada sırada bir güzel “Grup terapisi” yapmak gerekir. Neden birden takım duruyor… Neden bazı adamlar duruyor… (da bazı adamlar vuruyor..?)

 

Bu takımda kritik golleri Olcan Adın atacaksa, o zaman Burak’a Umut’a filan ne gerek var.. Koyun Olcan Adın’ı santraya, atsın golleri siz de utanın, alem de utansın..!! Bu nedir?

 

Takımda bir acaiplik var. Bazen harika oyunlar, goller çıkarıyorlar. Bazen de kendi kendilerini tanıyamıyorlar ve çok utanıyorlar..? (Acaba?)

 

Utandırmak gerekir… Bu takımın oyuncuları böyle olmamalı.

 

Teknik Direktörü de…!

 

Ne dersiniz, son zamanlarda çok moda. Galatasaray’da “Çift Teknik Direktör” modası çıkarılsa… Biri oturur biri maç yönetir. Öteki, bazı şeyleri fısıldar. Yani durumu ayarlarlar.

 

Kanımca çok da iyi olur. Ama kavga etmezlerse… Bu olayı doğal karşılarlarsa… Malum Türk milleti…

 

Tabii bu arada sormak gerekir. Bu Galatasaray yöneticileri arasında futboldan anlayan var mı?

 

Haydaaa…?