Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '22

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray’a Evinde Şok!

Galatasaraylı taraftarlar, geçen hafta Antalya deplasmanında Gomis’in son dakika golüyle gelen üç puan ve yeni transferlerin coşkusuyla koşmuşlardı ligin ilk iç saha maçında tribünlere. Sarı- kırmızılı futbolcular, elli bine yakın coşkulu taraftarının önünde sahaya çıkarlarken tribünde ve yeşil zeminde üç puana olan inanç tamdı. Ancak Galatasaraylı futbolcular ve hatta teknik yönetim, üç puan için gerekenleri sahaya yansıtamadılar. Böyle olunca da Galatasaray, sezonun ilk iç saha maçında büyük bir hayal kırıklığı ve şok yaşadı, yaşattı!

Galatasaray, maçın ilk on beş dakikasında pres görüntüsü altında bir şeyler yapmaya çalıştı ama bu asla tam anlamıyla bir pres değildi. Nitekim on beş dakikalık bu yalancı baskı saman alevi gibi söndü ve her geçen dakika sarı- kırmızılıların aleyhine işledi. Tabii panik havası da her geçen dakika arttı.

Galatasaray orta sahasında Midtsjö umut verirken Oliveira yine tam olarak hazır bir görüntü sergilemedi. İlk yarıda frikikte direkte patlayan topu, onun adına geceye bırakılan en güzel enstantaneydi.

Emre Akbaba, bu sezonki Galatasaray hikâyesine de kötü başladı. Kanatlar deseniz, verimli çalışmadı. Kerem Aktürkoğlu, topla hızlı ilerlemeye çalışırken acelecilikten dolayı başarılı olamadı ve çok top kaybetti. Bekler zaten hücumlara hiç katkı veremediler. Bütün bunların sonucunda Seferovic, aynı geçen hafta olduğu gibi yine topla çok fazla buluşamadı.

Esasen Galatasaray’ın oyun anlayışı, ileride baskılı ve hızlı oyun ile bir an önce gol bulmaktı. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi gerçek anlamda bir baskı yapılamadı ve hızlı oynamak adına telaşlı oynanınca, futbol namına ortaya bir şey konulamadı. Tabii bu telaşlı ve hatalarla dolu oyunun sonucu olan pas hataları da üretkenlikten uzak futbolu taçlandırdı.

Okan Buruk, ikinci yarıya Gomis ile başlayarak çift santrafora döndü. Ancak çift santraforlu oyun, sarı- kırmızılılara bekledikleri hücum zenginliğini getirmediği gibi Galatasaray’ın orta sahada tamamen etkisiz kalmasına ve Giresunspor’un çok daha rahat çıkmasına neden oldu.

Okan Buruk’un daha sonraki hamleleri doğru ama geç yapılmış hamlelerdi. Nitekim bu futbolcuların mücadeleye dahil olduktan sonra Galatasaray’ın oyununa getirdikleri hareket, bu durumu ispatlar nitelikteydi.

Esasen Galatasaray’ın sorunu üretememekti. Bu nedenle ikinci yarının başında Gomis ile beraber Torreira da oyuna dahil olmalı; Okan Buruk, Torreira kadar hazır olmadığını düşündüğü için aynı zamanda olmasa bile kısa bir süre sonra Mertens de sahaya sürülmeliydi. Etkisiz Kerem Aktürkoğlu doksan sekiz dakika oyunda tutulmamalı, sahada kalma tercihi Yunus Akgün’den yana kullanılmalıydı.

Galatasaray’daki stoper sorununa geçen hafta değinmiştim. Bu maçta da Abdülkerim’in yaptığı büyük hata, sarı- kırmızılılara çok pahalıya patladı. Galatasaray gibi bir takımın stoperinin böyle bir hata yapmaması lazım. Abdülkerim, Konyaspor’da çok başarılıydı. Lakin Galatasaray’da oynamak başka bir şey. Abdülkerim’in iki haftalık performansı bu anlamda olumlu sinyaller vermedi. Nelsson’un Sevilla’ya gitme ihtimali de Galatasaray adına bu bölgedeki tehlike sinyallerini arttıran bir olay.

Öte yandan geçen haftanın ardından bu maçın ilk yarısında da topla buluşturulamayan Seferovic’in ikinci yarıdaki performansı ve ceza sahasında ayağının dışıyla yaptığı skandal vuruş ile Kazımcan’ın ortasında yaptığı etkisiz kafa vuruşu, Gomis’in geçen hafta oyuna girdikten hemen sonra attığı gol ve bu maçta mücadeleye dahil olduktan sonraki çırpınışı ile değerlendirildiğinde artık birinci santraforun Gomis olması gerektiği sonucunun çıktığını düşünüyorum.

Ligin başında yaşanılan puan kayıpları, eğer doğru dersler çıkartılırsa geleceğe pozitif yönde ışık tutabilirler. Galatasaray üretemiyor! Okan Buruk’un da bunu dikkate alıp özellikle orta saha kurgusunda değişikliğe gitmesi gerekiyor. Torreira ve Mertens’in kısa süre içerisinde ilk on bire monte edilebilecek duruma geleceklerini düşünüyorum. Takımın form durumunun da yükseltilmesi gerekiyor. Doğru bir kadro, dinamik ama telaşlı olmayan bir oyun anlayışıyla başarıya ulaşabilir. Bekleyip göreceğiz…

 
Toplam blog
: 1042
: 299
Kayıt tarihi
: 02.03.08
 
 

Yazmak benim için bir tutku, bir yaşam kaynağı. Sadece basit bir hobi olarak açıklanamaz yani. Be..