Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '14

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray'a şampiyonluk uzak

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Galatasaray'ın eksilerini daha net anlatabilmek için, devre arası katılan oyuncularla çıkılacak ilk deplasmanı bekleme kararı almıştım ve Antalyaspor maçı da tam bu düşünceme paralel gelişti.
 
Galatasaray bu yıl deplasmanlarda fazlasıyla zorlanıyor. Aslında temel sorun kaybetmemek değil, kazanamamak. Deplasmanda alınan 2 mağlubiyete karşın sadece 3 kez kazanabilmesi, Galatasaray'ın Arena dışında sonuca gitmekte yaşadığı zorlukları net biçimde gösteriyor. Maçın hemen başında skor avantajını Burak'la bulmasına rağmen, güçlü ve kararlı bir oyun ortaya koyamadı Sarı - Kırmızılı ekip. Antalya'ya pozisyon vermese de, maçı alıp götürecek ve rakibin direncini minimuma çekecek mesajı bir türlü veremedi. Dakikalar ilerledikçe de Antalyaspor pas yapmaya başladı ve Tita - Diarra ikilisiyle savunmayı delme girişimlerine başladılar. Diarra'nın her topta ofsayta düşmesinin bir önemi yoktu çünkü Semih - Burdisso savunması tedirgin olmuştu bir kere. Nitekim Tita'nın arkaya kaçısında bu sefer ofsayt da yoktu ve Burdisso'nun refakatçiliğinde (!) skor eşitlendi. Devre böyle biter, bir çay söyleyelim derken de Galatasaray 18'inde inanılmaz anlar yaşandı. Kale sahasında ve civarında hiçbir Antalyalı yokken kendi kalesine "ekip ürünü" bir gol attı Floryalı savunmacılar. Auta giden topa Telles neden hamle yaptı bilinmez ama şampiyonluk maçının son dakikası gibi bir stres, kaos vardı üstlerinde. Samet Aybaba'dan bu golü idmanlarda tahmin ettiklerine dair bir veciz gelir mi bilinmez..
 
İkinci yarıda Galatasaray'dan reaksiyon bekleyenler, 85'e kadar beklemek zorunda kaldı. Sahadaki kişiliksiz, enerjisi düşük ve yer yer korkunç oyun gerçekten inanılmazdı. Selçuk ve Drogba ,eski tabirle takımı 9 kişi oynattı desek yeridir. Mancini geç de olsa Drogba'yı oyundan aldı ve Umut'un pres gücüyle geç de olsa baskıyı kurdu Galatasaray. 86'daki beraberlik golünden sonra "kapıya dayanmış yumurta" atakları yapılsa da sonuç değişmedi. Galatasaray yine pozisyon vermeden yediği golü çeviremedi.
      
İsimlerden bahsedersek, Burdisso'nun neden alındığını anlayamadım. Kendisiyle ilgili yorum yapmak için erken diyenlere de bu gece şampiyonluk yarışında geç kaldığımızı hatırlatmak isterim. Semih'in de dengesini bozdu Arjantinli stoper. 
 
Telles de defansif olarak hala çok eksiği olduğunu gösterdi. İlk goldeki katkısı güzel ama Riera'nın en çok çektiği eleştirinin "defansı zayıf" olduğunu birileri kendisine anlatmalı. Özellikle deplasmanlarda bu sorun daha çok göze çarpıyor. Tabi sağ kanat savunmasının da evlere şenlik olduğunu söylemeye lüzum yok.
 
Melo, sarı kart sınırında olmanın da etkisiyle pasifti. İdare etmeye çalıştı ama yetmedi. Selçuk da başlama vuruşuyla birlikte stop edince takım ileri gidemedi. Burak koşup didindi ama kendisine eşlik eden yoktu.
 
Ve Sneijder.. Hollandalı süperstar, bu takım için hayati bir öneme sahip. Rakip yarı alanda topu Sneijder'in ayağına değdirmek zorunda Galatasaray. Basit, akıcı ve akılcı pasları atabilen tek oyuncu o. Galatasaray'ın 2 golünde de top bir şekilde onun ayağından çıktı. Özellikle Selçuk, Wesley'i "unuttuğu" sürece rakip kaleye inmekte zorluk yaşayacak Sarı - Kırmızılılar.
 
Drogba mı? Sanırım kendisini Arena'daki Chelsea maçına ısındırıyordu. Bol bol jogging yaptı, sağlıklı spor niyetine.
 
Toplam blog
: 18
: 95
Kayıt tarihi
: 28.02.13
 
 

Futbolda, bilhassa Galatasaray'la ilgili görüşlerimi yazıyorum. Beğenirseniz ne mutlu bana. ..