Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '14

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray’da Bursaspor maçıyla iyice su yüzüne çıkan gerçek!..

Galatasaray’da Bursaspor maçıyla iyice su yüzüne çıkan gerçek!..
 

Sneijder, Hollandalı...

Maçın ilk golünü atıyor. Umut Bulut ile Selçuk İnan, onu kutlamaya gidiyorlar.

Aa, o da ne?

Sneijder, elleriyle Selçuk’u itiyor, uzaklaşıyor. Arkadan sarılmak isteyen Selçuk, iyice arkada kalıyor.

Sonrası...

Gidiyor, uzaktaki Melo’ya sarılıyor, yıllar sonra kavuşan iki dostun sarmaş dolaş olması gibi...

Bunu fazla yorumlamaya gerek var mı?

Yok; çünkü bu iki görüntü, birer “resim” değil, “fotoğraf”...

*****

“Hiç kimse, Galatasaray’dan büyük değildir.”

Doğru, yerinde, “kurumsal kimliği” öne çıkaran bir söz/ slogan!..

Kim diyor bunu?

Kendine “bağımsız taraftar oluşumu” denen grup!

İçten mi?

Orada durmak gerekecek. Sözün uzandığı yere bakılırsa, “en büyük biziz”e varıldığı görülür.

Kanıtı mı?

Chelsea maçı sonrası futbolcuları suçlayıcı bildiri yayımlama...

Üstlerine “vazife olmayan” işlere karışma...

Asıl “rakip” saydıklarına, haddini aşarak laf yetiştirme...

Kendilerini kurumsal kimliğin “tek temsilcisi” gibi görme...

Ona buna ayar verme...


Bütün bu olanlardan sorumlu kim?

Yönetim, başta başkan olmalı!...

Bilinmesi gereken ise, "Herkes yerini bilmeli" gerektiğidir. Çünkü hiç kimse, bir kulübün “kurumsal kimliği”nin üstünde olamaz!

Ayrıca, sadece “iyi gün dostu” olarak ortaya çıkanlar sorgulanmalıdır.

Takımın, bir futbolcunun kötü oynadığı zamanlar da olacaktır. Bu bakımdan övgüde ve yergide "kantarın topuzu"nu kaçırmamak gerekir. Çünkü aşırı övgü ve yergi, takım sevgisinin "kişisel doyum"a dayalı olduğunu gösterir.

Takım sevgisini kılıf yapanlar, başarısızlıkta saldırıya geçiyorsa düşünmek gerekmez mi?

*****

Birkaç hafta arayla iki farklı Galatasaray ve Bursaspor izledik.

Süper Lig maçında 6 gol yiyen Bursaspor gitmiş, yerine sürekli, özellikle de Galatasaray’ın solundan kaleye akın akın gelen, sayısız fırsatını değerlendiremeyen Bursaspor gelmişti. Biraz beceri, biraz da “şans” olsaydı var ya, gol sayısı bakımında, Lig’de yenenden belki de çoğu atılırdı.

Hem Galatasaray, hem de “Kupa”ya göz dikmiş Bursaspor değişmişti.

Bursaspor, görüldü ki, Süper Lig’de “gol yeme”ye, Kupa’da ise “gol atma”ya gelmiş TT Arena’ya!..

Ayrıca...

Galatasaray’da işlerin iyi gitmediği iyice su yüzüne çıktı. Her maçı, oyuncu tercihleri açısından, “hazırlık maçı” gibi gören Mancini, takımı bir türlü oturtamadı. Şans verdiği kimi futbolcular, bekleneni veremiyor. Bu durumda, doğal olarak, “fatura” Mancini’ye kesilecek.

İlahlar kurban ister ya!...

“Kurban”, “günah keçisi” bulmak kolay, ama zor olan, dirlik düzeni sağlamaktır. Bu da öyle, “rakip”lere laf atmalarla, “söz oyunları”yla olmaz.

Yönetime, sonra da taraftara görev düşüyor.

“İyi gün dostu” olanların yeri geldiğinde “kara gün dostu” olduklarını göstermesi gerekir.

Taraftarlık, yöneticilik, “başarı” geldiğinde asıl payın kendilerinde olduğu sanmak, “başarısızlık”ta "fatura"yı futbolculara, teknik direktöre kesmek değildir. Böyle davrananlar, sadece kendilerini, geleceklerini düşünenlerdir. Ortaya çıkan görüntü de, ancak “kasaba takımları”nda görülür.

Sorumluluk bilinciyle davrananlar, kendilerini “kurumsal kimliği”n üstünde, hele de “bulunmaz bursa kumaşı” olarak görmezler!.

Son söz:

Taraftar ve yönetim, örnek olamıyorsa, çevresine bakmalı, örnek almayı öğrenmeli.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com


 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..