Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '11

 
Kategori
Spor
 

Galatasaray'da Magna Carta döneminin sonu ve etkileri

Galatasaray'da Magna Carta döneminin sonu ve etkileri
 

Hakan Şükür’ün geçen hafta Arda Turan için söylediği şeyler bir anlamda itiraf niteliği taşıyordu. Bu aynı zamanda Galatasaray ve futbolumuza hangi dinamiklerin etki ettiği yönünde güçlü mesajlar içeriyordu.

Kişiler bir durum hakkında yorum yaparlarken kimi zaman farkında olmadan empati kurarlar. Çoğunlukla ya geçmişlerinden gelen tecrübeler ya da olmak istedikleri şeyler veya hissettikleri duygulardır buna yön veren.

Örneğin son dönemin popüler hakem yorumcularının hakemlerin saha içinde nasıl ve hani etkiler altında kalarak kararlar verdikleri hakkında düşüncelerinden bir zamanlar aynı şeyi onların da yaptıklarını varsayabiliriz.

Hakan Şükür’ün Galatasaray’ın içinde çok uzun süre futbol oynamış biri olarak kulübün genel havası ve yapısı hakkında bize en iyi yorumu yapacak kişi olduğuna da kuşku duymamak gerekir.

Açıkçası bu durum benim yıllardır düşündüğüm ve burada da Galatasaray’la ilgili yorumlar yaparken sık sık dile getirmeye çalıştığım; futbolcuya bağlı işleyen düzenin genel uzantılarından başka bir şey değildir.

Galatasaray özellikle Özhan Canaydın’ın başkanlığa seçilmesinden sonra kulübün içinde bulunduğu ekonomik sorunların da etkisiyle sanki takım içindeki lider vasıflı futbolcularla yönetim arasında yapılmış Magna Carta ile süreciyle idare edildi.

Sn. Özhan Canaydın’ın tam zamanlı olarak kulübün içinde bulunduğu mali konulara ve yeni stadyum projesine odaklanmış olduğunu biliyoruz. Bu çok zor ve çetrefilli bir süreçti. Ancak Galatasaray’ın bu dönemde aralarında Hakan Şükür, Hasan Şaş, Bülent Korkmaz gibi oyuncuların aktif rolüyle sportif anlamda başarıyı yakaladığını izledik. Açıkçası futbolcuların paralarının dahi alamadığı ve başlarında teknik adam bile bulunmadığı dönemlerde gelen şampiyonluklar kamuoyunda şaşkınlık karşılandı, takdir edildi.

Fakat belli ki yönetim kendi etkinliğini zayıflatan bu düzenin devamına izin vermek istemedi. Açıkçası böylesi bir modelin amatör seviyede bir karşılığı olmasına karşın; modern, profesyonel bir futbol takımının genel yapısına hiçbir şekilde uymadığı da ortadadır. Herkes takım içindeki futbolcuların formasının hakkını vermesini, terinin son damlasına kadar akıtmasını ister. Ancak bu ortaçağdan kalma insan-insan ilişkisiyle değil, profesyonel anlamda sürekliliği olan, kişiye bağımlı kalmayan bir şekilde modellenmesi doğrudur.

Bizim gibi futbolu yakından takip etmiş olanlar bu modelin bir takım futbolcuları nasıl dışarıda bırakmış, saha içinde başarısızlığa mahkûm etmiş olduğunu hatırlayacaklardır. Saha içinde en uygun durumdayken pas alamayan kaç forvet, orta sahada yalnızlığa bırakılan ofans oyuncusu geldi geçti.

Futbolun içinde, futbolcuların istemediği bir takım oyuncuları ve teknik adamları göndermek için nasıl kasıtlı oynadıklarını biliyoruz. Hatta Fatih Terim’in Milan’dan ayrılma sürecinde durum bir futbolcunun ağzından resmen dökülmüştür. Bu konuda idarecilerin uyanık olması gerekiyor. Ancak futbol öylesine büyük bir endüstri halini aldı ki bazen yönetimde bulunan kişilerin de tavizler vermek zorunda kaldığını görüyoruz.

Futbol bir endüstri ise modern iş yönetim teknikleriyle idare edilmesi, planlanması gerekiyor. Doğru plan ve program yapabilen kulüplerin zaman içinde başarılı olduklarını görebiliyoruz. Önümüzdeki dönemlerde sporun birçok branşının önemli paralar kazanılan iş kollarına dönüşeceğini tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yoktur. Şimdiden birçok şirketin sporla ilgilenmesinin bir nedeni ve karşılığı mutlaka olacaktır.

Bu durumda geleneksel yöntemlerle ve ilişkilerle bir takım olmaya çalışmak uzun vadeli planlar yapmanın da önündeki en büyük engeldir.

Galatasaray içinde bulunduğu krizi atlatabilmek veya bu süreçte taraftarını oyalayabilmek için böyle bir yöntem seçmiş; başarılı da olmuştur. Ancak yeni dönemde yerine başka bir model koyulamadığı ya da eskinin bir takım izlerinin devam ettirilmeye çalışması nedeniyle özellikle bu yukarıda adını andığımız futbolcuların futbolu ve Galatasaray’ı bıraktığı 2008 yılından bu yana başarısızlıklar ve karışıklıklar kalıcı ve sürekli hale gelmiştir.

Şimdi Galatasaray yeni bir model kurmanın arifesinde durmaktadır. Burada Arda’nın pozisyonu ve yeri ne olacaktır, zaman içinde göreceğiz.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..