Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '10

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray'ı hep bu Ankaragücü mahvetti

Galatasaray'ı hep bu Ankaragücü mahvetti
 

Kaynak: internet


İkili averajın uygulanmadığı 2000-2001 sezonu. Beşinci yıl üst üste şampiyon olmak isteyen Galatasaray, 31. haftada Kadıköy, derbisinden 2-1 (10 yıllık kabusun başlangıcı) yenik çıkmasına rağmen aynı puan ve 1 averaj farkla fenerbahçenin hemen ardından ikinci durumda. 32. haftada rakip Ankaragücü ve yer A.Sami Yen. Maç hiç de beklenildiği gibi geçmiyor ve Galatasaray rakibine 2-1 yenilerek son iki haftaya girilirken 3 puan geriye düşüyordu. UEFA ve süper kupa sahibi ve dört sene üst üste şampiyon olan Galatasaray fırtınası böylece dinmiş oluyordu..

Bu sezon ise 6'da 6 yapan Galatasaray, 7. haftada Eskişehirspor'a, puan kaybettikten sonra Ankara'ya geliyor ve Avrupa kupaları ve lige fırtına gibi başlamasına rağmen A.Gücü'nden tam 3 gol yiyerek hüsrana uğruyor, kendini sorgulamaya başlıyordu.

Ve nihayet, futbolunu bulma çabasında ve şampiyonluk yarışında avantajlı konumda olan Galatasaray, 3 hafta önce yine rakip olarak karşısında A.Gücü'nü buluyordu. Bu kez Galatasaray'dan 3 gol yiyerek mağlup olan A.Gücü, Galatasaray'a şampiyonluk yolunda büyük bir darbe vuruyordu.

Gerçekten de böyle oldu. Aslında bu maçta, Galatasaray, teknik yönetimi "skor"a göre değil de "oyun"a göre değerlendirme yapabilmiş olabilseydi, en büyük iyiliği A.Gücü yapmış olacaktı Galatasaray'a. A.Gücü maç boyunca kontrolü elinde tutmuş, daha fazla mücadele etmiş, toparlama bir takım olmasına rağmen pas organizasyonlarını daha iyi becermişti. A.Gücü zorlu haftalara girilirken Galatasaray'ı ikaz etmişti aslında ancak ne vardı 3 gol yiyecek?! Ne vardı 3 gol yiyerek kandıracak?!

3 hafta önceki o maçtan sonra bakın ne demişiz:

"Bu akşam Ankaragücü karşısında izlediğim Galatasaray'ı ise hiç beğenmedim. Bakın isterseniz sonda söyleyebileceğimiz şeyi başta söyleyelim:

İlk yarı bittiğinde Lig TV'nin en çok koşan futbolcular istatistiklerinde en çok koşan oyuncu 5400 küsür metre ile A.Gücü'nden Hürriyet'ti. A.Gücü'nün en çok koşan 5. oyuncusu 4700 küsür metre koşmuşken, Galatasaray'da en çok koşan oyuncu 4200 metre koşmuştu.

Koşmayan bir takım ne demektir? En basitinden yardımlaşmayan, ileride çoğalamayan takım demektir. Tamam, A.Gücü henüz bir takım olma yolunda eksiklikleri olduğundan çok fazla yan pas yaptı, kale önünde etkili olamadı diyelim. Ancak hem defansta Galatasaray'lılardan fazlaydılar, hem de ileride pas yapacak, top çevirecek kadar çoğalabildiler, yardımlaştılar. Buna karşın Galatasaray, ileride duran iki (Keita ve Jo) forvetine uzun pas yapıp arada bir hatır sordu, bizzat gitmek yerine adeta SMS göndererek haberleştiler..

Galatasaray kendi yarı alanını kapatmada becerikli gibi gözüktü ama buna katkı yapan A.Gücü'nün beceriksizliğini görmezden gelemezsiniz. Korkum; bu durumun 3-0'lık galibiyetle gözden kaçırılacağıdır. Daha becerikli takımlar (bu hafta Trabzon maçı gibi) karşısında bu futbolla ne yapacağını, kalesini ne kadar kapatabileceğini, golü nasıl yapabileceğini kestirmek güç. Galatasaray'ın hücumda, başta Keita olmak üzere becerikli ayaklarına güvenmekten başka bir oyun planı yok."

Ah be Ankaragücü, ne vardı Galatasaray'dan 3 yiyecek?! Yenersin suçlusun, yenilirsin suçlusun.

Ah be Galatasaray teknik yönetimi.. Yaktınız Galatasaray'ı..

Bu akşam Sivas..

........

Yazarın notu: Daha önce "Yolun Açık Olsun, Fenerbahçe, " başlıklı ayrı bir blog yazarak, başarılı olmaları isteğimi dile getirdiğim, FB Acıbadem, bayan voleybol takımı Avrupa ikincisi oldu. Bir Türk olarak gurur duydum, kendilerini tebrik ediyorum. Umarım bu yoldan vazgeçmez ve seneye şampiyon olurlar.

Bu arada.. "Galatasaray milli takım değil" diyen, Aziz Yıldırım, bu final four maçlarında milli hislere kapılmış mıdır acaba?

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..