Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray ile Trabzonspor arasında sıklet farkı var

Galatasaray ile Trabzonspor arasında sıklet farkı var
 

Galatasaray kazandı ama düzelmemiş olduğunu gösterdi.


Doğrusunu söylemek gerekirse Ali Sami Yen Stadında oynanan Galatasaray – Trabzonspor karşılaşmasını izledikten sonra her iki takım hakkındaki fikirlerim iyice netleşti. Zihnimde netleşen resmi en kısa yoldan tasvir edebilmem ise şu cümleyle mümkün: “Galatasaray’ın çok kötü oynayıp Trabzonspor’un varını yoğunu ortaya koyduğu maç, sarı-kırmızılı takımın 4-3’lük galibiyetiyle sonuçlandı.” Maçı seyretmeyip bu cümleyi okuyanlar mübalağa ettiğimi düşünebilirler ancak Galatasaray’ın 20 ile 40 arası tempoyu yükseltip 2-0 yapması, akabinde maç zora girince 69 ve 71’de kısa süreli parlayarak 3 puanı alması zaten her şeyi özetliyor. Bu maç için Trabzonsporlu futbolcuların can-ı gönülden mücadelesine yazık olduğunu söyleyebiliriz. Tabi sadece didinerek büyük hedefleri kovalamanın her zaman mümkün olmadığını da…

Kâğıt üzerinde takım değerlemesi yapan internet sitelerinde Galatasaray’ın karşısında 29 futbolcu ve 120 milyon Euro yazdığını buna mukabil Trabzonspor’un sahip olduğu 23 futbolcu ile 60 milyon Euro civarında bir ederi olduğunu söylesek, eminim pek çok futbolsever “O sitelere inanma, o değerlerin profesyonelce biçildiğini söylemek zor” diyeceklerdir. Oysa takımlarının aradaki farkı kapatacak kadar değerli mücadelesi ve hırsıyla Trabzonsporlu taraftarların övünmesi gerektiği aşikâr. Artık haticeye değil neticeye bakılması gerektiğini savunan Trabzonsporlular için ise “Dost acı söyler” deyişine sığınarak şu saptamayı yapalım: Camianın istediği eğer “netice” ise, inanmadığınız o 60 milyon Euro’luk farkı kapatmak hiç değilse aradaki makası daraltmak zorundasınız. Bordo-mavili camia için şu aşamada bunun mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. O halde yapılacak şey güçlü bir scouting sistemiyle alt yapı hamlesini birleştirip futbol mücevherlerini parlamadan önce kulübe kazandırmak. Hırs, mücadele ve motivasyonla belki birkaç maç rakip görülen takımlara kafa tutabilmek mümkün oluyor ama 34 maçlık uzun maratonda sonuç ister istemez kâğıt üzerinde yanlarına bol sıfır yazılan takımlar lehine oluyor.

Maçın teknik-taktik değerlendirmesine geçecek olursak; Trabzonspor’un maç başında Song, Tjikuzu, Alanzinho, Yattara ve Gökhan Ünal gibi ilk on birde rahatlıkla yer bulabilecek oyuncularını çeşitli nedenlerle kullanamadığını buna mukabil Galatasaray’ın ideal kadrosuyla sahada yer aldığını gördük. Özellikle ilk 45 dakikada Keita’nın bulunduğu sağ kanadını iyi kullanan Galatasaray, bu sayede Gabric ve Cale’yi kendi birinci bölgelerine hapsetti. Bu da Sabri’nin rahatlıkla hücumlara katılarak Trabzonspor ceza sahasına orta yağdırmasına yol açtı. İlk devrede defansın önünde kullandığı Ceyhun’u Arda’nın üzerine veren Hugo Broos, bu futbolcunun tatlı sert oyun anlayışı sayesinde yıldız oyuncuyu sindirse de Ayhan, Kewell ve Keita’nın sahne almasına mani olamadı. Galatasaray’ın defansif 4-3-3’üne karşılık ilk yarıda 4-1-3-1-1 gibi bir anlayışla Umut’un gerisinde Engin’i serbest kullanan Trabzonspor, ilk yarı sonunda skoru 2-1’e getirerek çok kritik bir hamle yaptı. Bu golden alınan moralle ikinci yarıda sarı-kırmızılı rakibini daha önde karşılamaya başlayan bordo-mavili takım, böylelikle Galatasaray’ın yumuşak karnı olan savunma bloğunu kaşıyarak maçı dengeye getirebildi. Ancak başlıkta da açıklamaya çalıştığımız gibi cansiperane mücadeleye rağmen defans – ofans dengesi kurulamayınca Galatasaray usta ayaklarıyla 3 puanı almasını bildi. “Defans yaparken ofanstan, gol ararken savunmadan ödün vermek durumunda kalmak” bence Trabzonspor’un tartışması gereken kavram. “Sıklet farkı” deyişimizin kaynağı da burası.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..