Galatasaray’ın Hamit, Burak ve Ambarat inadı! (Şimdi söz, futbolcularda)

“Hazan yaprakları”, rüzgârda sağa sola savrulur ya...

Galatasaray’ın son transferleri de öyle oldu. Galatasaray’ın inadı, bir o yana bir bu yana savrulan “futbolcu”ları, sonunda almaya yetti. Transferde “ağır davranıyor” eleştirileri, bir anda “övgü”yü dönüştü.

Amrabat transferi, “yılan hikâyesi”ne dönmüştü.  Öyle ki, Galatasaray, Fatih Terim diyelim, Ambarat dedi de başka şey demedi. Taraflar arasında, yer yer suçlamaya varan bir sürü “laf” dolaştı durdu ortalıkta.

Galatasaray, Burak Yılmaz’dan da bir türlü vazgeçmedi.

Ambarat, Kayserispor’da kaldı; Burak, yurtdışına uçtu derken, bakıyorsunuz, ikisi de Galatasaraylı oluyor.

“İnat da bir murat”tır, ama bu “inadın” bir de “maliyet”i var. O “maliyet” göze alındığına göre, demek ki, alan memnun, veren memnun. Bundan sonra, alınan futbolcuların kendilerini göstermesinde sıra.

*****

Ambarat ile Burak transferinde, Galatasaray’ın karşısında içeride bir “rakip” yoktu.

Trabzonspor ile Kayserispor’un istedikleri para verilince, iş tamam oluyor.  Kayserispor için Ambarat’ı iyi bir para karşılığında satması anlaşılır da, Trabzonspor’un aynı anlayışla Burak'ı satması, şampiyon olma iddiasıyla ne ölçüde bağdaşır?

Anlayan varsa, beri gelsin!

Hamit Altıntop'un transferine gelince...

Galatasaray’ın içeride bir rakibi vardı.

Hamit, Galatasaray’a mı gidecek/ti, yoksa Fenerbahçe’ye mi?

Bu soru, futbolseverlerin kafasını karıştırdı durdu.

Hamit, haberlere bakılırsa, “top”un pas olarak oradan oraya gitmesi gibi, bir o yana gitti, bir öbür yana... “Top”, istenen/ beklenen yöne bir türlü gidemiyordu. Ama, Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Yıldırım’ın söyledikleri, Hamit’in “gideceği yön” konusunda ipucu vermişti:

“Fenerbahçe, isterse Hamit'i alır."

Bu ne demek/ti?

“Niye”sini bilemeyiz, ancak, bunu Ali Yıldırım’ın deyişiyle “ihtiyaca göre”ye bağlayabiliriz. Çünkü Ali Yıldırım, Fenerbahçe'de “ihtiyaca göre” transfer yapıldığını söylüyor.

“Hamit’e nasıl ihtiyaç olunmaz?” diyenler olabilir.

Ama “olmayacak olan”, ihtiyaç yoksa, “yüksek bedelli” bir futbolcuyu almak, "parayı sokağa atmak" demektir.  Yok, “bütçe”yi sarsmayacaksa, iyi bir futbolcuyu almak yerindedir.

“Yerindedir” demesine dedik de, soralım:

Hamit’in takım içindeki yeri neresi?

Sağ kanat!..

Fenerbahçe’nin sağı solu, şimdilik dolu!

*****

Galatasaray, Hamit’i alırsa, “rövanş” almış olacaktı havası yaratıldı.

Neyin rövanşı?

Galatasaray, bilmem ne zaman, bilmem kimi alacakmış da, Fenerbahçe araya girmiş de, daha çok para vererek o futbolcuyu kapmış da... Galatasaray da, şimdi fırsatı yakalamış, onun “rövanşı”nı  alacakmış, almış da...

Oysa ortada “rövanş” diye bir şey yok.

Futbolcu ve kulüpler açısından, “ihtiyaç” ve “para” konusunda koşulların örtüşmüş olması var. Real Madrid için “ihtiyaç kalmamış", Galatasaray için “ihtiyaç oluşmuş". Parasal konuda pazarlık yapılmış, anlaşma sağlanmış.

Hepsi o kadar!

*****

Futbolcunun kulüp tercihi, unutulmasın ki, “para”nın önüne geçemiyor. Geçmeye başladığı zaman iş bozuluyor.  Özellikle futbolcuyu satacak (futbolcuyu bizim de mal gibi gördüğümüz  sanılmasın) takımın koşulları yerine gelince, Burak ile Ambarat’ın transferi nasıl da oluyormuş!

Futbolcuların, gittikleri takım için “Parayı seçmedim” demesine bakmayın. Bu tür sözler, usulen söylenmiş sözlerdir. Bunların üzerinde durmaya değmez.

Şurası bilinmeli ki, önemli olan transfer yapmak değil, transferlerden verim almaktır.

Galatasaray taraftarının Hamit, Burak, Ambarat’tan beklentisi büyük olmalı!

Spor Toto Süper Lig, 18 Ağustos’ta başlıyor.

Yeter ki futbol seyredelim!...

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com