Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '12

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray'ın olaylı sermaye açılımı (II)

Konunun ilk bölümünde yazdıklarım Galatasaray’ın bedelli sermaye artırım kararı ve bunun uygulaması ile ilgiliydi; özellikle küçük yatırımcı penceresinden. Bu yazıda ise Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar A.Ş.’nin (GS A.Ş) hâkim ortağı olan Galatasaray Spor Kulübü Derneği’nin (Dernek) sermaye artışında kendi payına düşen bedeli ne şekilde ödediği daha doğrusu karşıladığını açıklamaya ve değerlendirmeye çalışacağım.

 

Bilindiği gibi GS A.Ş.’deki bedelli sermaye artışından her ne kadar küçük yatırımcılar şikâyetçi olsa da bu karar en büyük yükü, şirketin en büyük ortağı olan Dernek’e yükledi. Zira Dernek kulüpteki payı oranında sermaye artırımına katılmanın yanı sıra, rüçhan hakkını kullanmayan küçük yatırımcıların yerine de şirkete para koymak durumunda kaldı. Fakat dernek bu işi, cebinden bir kuruş para çıkmadan yaptı. Peki, ama nasıl?

 

GS A.Ş. yönetim kurulu 9 Şubat 2012’de, Türk Telekom Arena’nın VIP koltuk, batı 3 loca ve batı 4 loca pazarlama hak ve gelirlerinin Dernek’ten devralınmasına karar verdi (Burada, söz konusu gelirlerin zaten GS A.Ş.’de olması gerektiği de pekâlâ iddia edilebilir fakat o konuya girmeyeceğim). Bu alım sonrasında doğal olarak GS A.Ş. Dernek’e borçlu oldu. Dernek de, sermaye artırımı için GS A.Ş’ye ödemesi gereken tutar için koltuk devrinden kaynaklanan alacağını kullanma, bir nevi mahsuplaşma kararı aldı.

 

Bu işlem için söz konusu koltuk ve loca gelirlerinin maddi olarak ne kadara karşılık geldiğinin tespit edilmesi gerekiyordu ve Ünal Aysal ile ekibi bu konuda Deniz Yatırım ile anlaşarak ilgili koltuk ve locaların 2014-2015 ile 2029-2030 sezonları arasındaki gelirlerinin bugünkü değerinin tespiti edilmesini istedi.

 

Deniz Yatırım’ın yaptığı çalışma sonucunda devredilen koltuk ve localardan 16 yıl boyunca elde edilecek gelirin bugünkü değeri 125m ABD doları olarak hesaplandı. Burada önemli bir nokta, söz konusu tutarın, koltuk ve locaların 16 yıllık toplam tahmini geliri değil, bu tahmini gelirin indirgenmiş nakit akımı yöntemiyle bugün itibariyle değerinin ne kadar olduğudur.

 

Bu aşamada tartışmaya açık birçok durum var. Bunlardan en önemlisi, Deniz Yatırım’ın çalışmasını tamamen GS A.Ş. ve Dernek tarafından kendisine sunulan bilgiler ışığında ve çok önemli varsayımlarla yapmış olması. Örneğin, değerleme çalışmasında, geçtiğimiz sezon %49 doluluk oranına sahip stadın 2014-2015 sezonunda doluluk oranının %65’e çıkacağı, bu sezon %100 doluluk oranına sahip olan batı 3 ve batı 4 localarının da değerlemeye dâhil olan sezonlarda da aynı şekilde tamamen satılacağı öngörülmüş.  Açıkçası bu sezon iyi bir kadro kuran ve yıllar sonra Şampiyonlar Ligi’ne katılan sarı kırmızılıların, önümüzdeki 17 yılda da bu seneki satış performansını göstermesini beklemek eleştiriye oldukça açık bir yaklaşım.

 

Dernek’in GS A.Ş.’ye sermaye artırımından kaynaklanan borcunu, koltuk devirleri ile yapması pratik ve faydalı bir çözüm olarak görülebilir fakat günün sonunda GS A.Ş.’ye bedelli sermaye artırımından kaynaklanan nakit girişi sadece küçük yatırımcının ödediği bedeller ile sınırlı kaldı. Bunun yanı sıra GS A.Ş. kendine devrolan koltuk gelirlerini her sene kasasına koymak yerine bu gelirleri temlik ettirerek bankalardan kredi kullanma yoluna giderse –ki şirketin yüksek futbolcu maaşları ve muhtemel transferler için bunu yapması çok büyük bir olasılık-  alınacak kredilerin finansman yükünün bir kısmını yine küçük yatırımcılar çekecek; kendileri sermaye artırımına nakit ödeyerek katıldıkları halde.

 

Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; Galatasaray Yönetim Kurulu’nun aldığı bedelli sermaye artırımı kararı ve bu sermaye artırıma Dernek’in katılım şeklinin kanunen bir sakıncası yok gibi görünse de bu işlemler küçük yatırımcıların zor durumda bırakılması, koltuk ve loca gelirlerinin değerlenme yöntemi ve hepsinden önemlisi yapılanların diğer şirketlere de örnek teşkil edebilecek olması açısından son derece tartışmaya açık.

 

Öyle ki Galatasaray yönetiminin, hâkim ortak pozisyonunu kullanarak GS A.Ş.’de çok yüksek oranda bedelli sermaye artırımına gitmesinin ve bu sermaye artırımına Dernek’in katılma şeklinin normal şartlarda SPK nezdinde alarm zillerini çoktan çalmış olması beklenirdi. Bu noktada SPK’nın yaşananlara, en azından bugüne kadar, bir ses çıkarmaması, Türkiye’de kulüplerin hâlâ kamuya yararlı dernek olarak görülmesinden kaynaklanıyor olabilir fakat artık bu derneklerin binlerce yatırımcısı olan milyar dolarlık şirketlere sahip oldukları da su götürmez bir gerçek.

 

Son söz: Ünal Aysal ve arkadaşları kulübün kötü durumdaki finansal yapısını kısa sürede düzeltmek için tartışmaya açık birçok işlemi aynı anda yaparak hem bireysel hem de kulüp olarak ciddi bir risk aldı ve söz konusu uygulamaların sadece Galatasaray’ı veya diğer kulüpleri değil tüm anonim şirketleri ilgilendirmesinden ötürü mesele kolay kolay kapanacağa benzemiyor.

 

can.nizamoglu@gmail.com

https://twitter.com/_acn_ 

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..