Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '10

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray İnönü'de mutlu

Galatasaray İnönü'de mutlu
 

Beşiktaş:1 Galatasaray:1


Lider Galatasaray kaybetmemek üzere geldiği İnönü’den kaybetmeden ayrıldı(!?)

Madrid deplasmanından beraberlikle dönen Cimbom’un Beşiktaş karşılaşmasına kaybetmemek üzere çıkması lig lideri olması ile tezat oluşturuyordu.

Maç sonunda seyircinin sevinçli olması, yöneticilerin ve sorumluların memnun olması ise ayrı bir eleştiri konusu olmalı. Zira şampiyonluk için oynayan bir takımın her maça kazanmak için çıkması ve kazanamadığı takdirde bundan gerekli dersleri çıkartabilmesi gerekir.

ARDA SANTRFOR
Bundan evvel oynanan Kayseri ve Antalya maçlarında olduğu gibi Arda’yı santrfor mevkiine hapsederek körelmesine sebep olan Rijkaard, himayesine aldığı Dos Santos’u fındık kontenjanından oyuna dahil etmeye devam ediyor. Bu durum canla başla çalışan ama takıma girmeyen oyuncularda ne gibi bir hayal kırıklığı yaratıyor bilemeyiz. Örneğin sakatlanan Arda’nın yerine giren oyuncu Santos mu olmalıydı yoksa Ayhan mı?

Özetle Şampiyon olmaya heves eden bir takım bu kadar ezik ve silik oynarsa mutlu sona ulaşması muhtemel midir? Çünkü maçın özeti nedir derseniz “ezik ve silik bir Galatasaray şansının da yardımıyla 1 puan aldı, etkili ve daha iyi oynayan Beşiktaş ise önemli 2 puanı kaybetti” derim.

UÇMA ÖZÜRLÜ
Galatasaray kanatlarını yine kullanmakta özürlü görünüyor. Bunda şüphesiz etkili bir Ekrem ve Holosko gerçeğini göz ardı edemeyiz. Uğur ve Hakan ise bek mevkilerini terk edecek vakit bulamadılar.

Galatasaray genelde takım halinde defanstaydı. İki önlibero M.Topal ve Barış adeta tandeme gömülü oynadı. Elano ise orta alanda diri kalan ve takımın hızını ayarlayan maestroydu.

ELANO FORMDA
Elano günden güne daha iyi olmaya ve daha diri kalmaya başladı. Oyuna tempo vermede ve takımı yönlendirmede Arda’ya müthiş katkı sağlıyor. Tabi Arda santrfor olmadığı zamanlarda… Rakip tandem içine gömülen ve hareket edecek alan bulamayan Arda bu haliyle ek katkı sağlayamıyor. Dilimizde tüy bitti, değişen bir şey yok.

Jo’nun oyuna girişi ile Arda serbest kaldı ve takımın ilerde top tutmasını sağladı. Zaten Galatasaray’ın etkili göründüğü dakikalar bu döneme rastlıyor. Epi-topu 5-6 dakikalık bir dilim. Arda’nın golden sonra da sakatlanarak çıkması talihsizlik oldu.

Defansta Lucas Neill başta olmak üzere hemen herkes görevini eksiksiz erine getirdi. Leo Franco yenilgiyi önleyen kişi oldu.


MAÇIN BAZI İLKLERİ

6’ Fırat Aydınus çok sinirlendi

18’ İlk organize atak Ekrem – Ernst işbirliği ile geldi

23’ İlk çirkeflik Nobre’den. Hem kendini attı hem de aşırı itirazda bulundu. Normal şartlarda Sarı kart gerekirdi.

25’ İlk ciddi gol tehlikesinde Barış zor olanı yaptı, altıpastan dışarı vurdu

29’ İlk yanlış Sarı Kart. Tello’nun kendini atmasını hakem süzemedi ve Barış’a kart gösterdi.

30’ İlk doğru Sarı Kart. Tello’nun Barış’a arkadan müdahalesi kartlıktı.

33’ İlk kurtarış. Leo Franco güzel çıkardı.

38’ İlk %100 gol tehlikesi. Leo Franco çizgiden çıkardı.

43’ İlk direkten dönen top. Beşiktaş başını direklere vursa yaraşır :)

47’ Fırat Aydınus’tan ilk ciddi hata. Hemen gözü önünde Arda’ya yapılan kartlık faule seyirci kaldı. Arda o pozisyondan sonra sakat oynadı.

51’ Rüştü’nün ilk kurtarışı. Elano’nun güzel şutunu güzel çıkardı.

62’ Maçın ilk penaltısı. İbrahim Toraman Mehmet Topal’ı arkadan kenetledi, gerisin geriye çekti ve kündeye aldı. Kaldırdı, çırptı ve indirdi. Greko-Romen güreş kurallarına göre 2 (iki) puanı hak etti. Ancak futbol oyun kuralarına göre penaltı verilmesi gerekiyordu. Ne yazık ki burası Türkiye. Burada bu pozisyonlar çerez sayılıyor…

68’ Maçın ilk golü. Jo’nun girişi ile rahatlayan Arda’dan şık bir gol…

72’ Beşiktaş Jimnastik Kulübü biz duymadan Güreş branşı da açmış. İbrahim Üzülmez adaşı gibi çift daldı ve rakibini (Keita) kündeye getirerek iki puanı hanesine yazdırdı. Sonraki bir başka pozisyonda da Keita Üzülmez’i üzdü. Sarı kartlık bir dirsek darbesi ile İbrahim nakavt oldu.

82’ Olmayan faulden kazanılan bir gol… Dengeyi gözeten maçın hakeminden dengeli bir karar(!?). Maç 0-0 iken penaltıyı vermeyen Aydınus 1-0 iken olmayan faulden faul yarattı. Maçın hakkı beraberlik değildi, Beşiktaş oynadığı futbolla kazanmayı hak etti ancak bu dengeyi sağlamak ne yazık ki hakemin işi değildir.

Maçın Adamları: Neil – Arda – Leo Franco

Maçın kündecileri: İbrahimler.

Maçın fındık fıstığı: Dos Fos Santos

Maçın duayeni: Rüştü. Maçın sonlarındaki “dua” edişi ile…

Maçın fosforlusu:
Yeşil lazeri tutan arkadaş. IQ’nu merak ediyoruz…

Maçın akılda kalanı: Beşiktaş’ın baskılı oyunu ve futbolun adaleti olmadığı gerçeği…

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..