Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '10

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray kaleci sorunu için bir film şeridi

Galatasaray kaleci sorunu için bir film şeridi
 

Ufukta milli takm kalesi mi var yoksa yedek kulübesinden emeklilik mi?


Simoviç’in arkasında ziyan olup kalenin önünde takımı ziyan eden Hayrettin, Hayrettin’in arkasında durmaya başladığından beri kaleye toplasanız 20-30 maç geçmeden yaklaşık 20 yıldır Galatasaray’dan ekmek yiyen Nezih Ali Baloğlu, topu tutamayan bu sebeple kale direklerine kafa atan Mehmet Duymazer, oynadığı ilk maçta son dakikalarda tuttuğu topla kalenin içine giren Alman menşeyli Cengiz Dülgeroğlu gibi ilginç kaleci anılarını bir tarafa bırakırsak Galatasaray’ın belki de Yasin’den beri yerli kaleci tarihi pek de parlak değil. Öncelikle yerli kalecilerle yaşanan şampiyonluklar düşünülürse kalecilerin ilgili sezona damga vurmaktan ziyade idare ettikleri sonucu çıkartılabilir. Bu minvalde bir çırpıda akla gelen isimler Hayrettin Demirbaş’ın dışında Volkan Kilimci, Aykut Erçetin/Orkun Usak ikilisi olmaktadır. Bunun yanında bu isimlere ve yabancı kalecilere eşlik eden Ahmet Bulut, Mehmet Bölükbaşı, Nezih kadar olmasa da müzmin yedek Kerem İnan, Fevzi Elmas ve diğerlerinin performansını bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirirsek, yine Hayrettin hariç, hiç birisi bir türlü milli takım kalecileri listesine giremediler.

Tüm bu zaman dilimi içinde Fenerbahçe’ye baktığımızda Toni Schumacher döneminden sonra aradaki istisnaları saymazsak hayli uzun sürelerce takımları ve milli takım kalesine tekel damgası vurmuş Engin İpekoğlu ve Rüştü Rençber isimlerini görmekteyiz ki bunun devamının Volkan Demirel ile gelmekte olduğu da aşikardır. Beşiktaş’ta başarısını kanıtladıktan sonra Fenerbahe’ye geçmiş olan Engin’i bir tarafa koyup Rüştü ile başlayan süreci değerlendirirsek (ki burada iki büyük kulübün birer önemli kalecisini tekelinde tutmayıp birbiriyle paylaşmış olduğu notunu düşelim) aradaki istisnaları hariç tuttuğumuzda genç bir eldivene Fenerbahçe’nin dirayetli bir şekilde güvenerek forma verip Türk futboluna kazandırdığını görüyoruz. Özellikle Rüştü ve Volkan’ın yediği ve halen yemekte olduğu hatalı golleri düşünürsek, bu isimlerin ilk tökezlemesinde soluğu yurt dışında almamış olan yöneticileri takdir etmek gerekmektedir. Bu noktada geçen seneyi gözümüzün önüne getirirsek Aykut Erçetin’in Galatasaray formasıyla yaptığı ilk hatasında (bakınız Steau Bükreş maçı) Morgan De Santchis’e sarılan Galatasaray yönetimi onun yetersiz performansından ders almamış olacak ki (bakınız Ali Samiyendeki Kayserispor ve Hamburg maçları) bu sene de henüz bırakın maç kurtarmak, önemli bir gole bile engel olduğunu henüz görmediğimiz Leo Franco’ya kaleyi teslim ettiler. Üstelik de Türk futboluna son yıllarda gelmiş en yetenekli ve yeteneğini de fiziğiyle destekleyen kalecilerden birisi olan Ufuk Ceylan için 1 sezon daha beklemek yerine para ve iki futbolcusunu gözden çıkarttığı bir sezonda. Acaba problem uzun yıllardır Galatasaray’ın yeterli seviyede yerli kaleci yetiştirememesi veya transfer edememesi mi yoksa Emre, Bülent, Tugay, Arda gibi 20 yaşı daha ufukta bile belirmemiş isimlere güvenerek forma verirken kalecilerine bu güveni duymamasında mı? Keşke her transfer edilen kaleci Simoviç, Tafarel ya da Mondragon olsa. Bunun fiiliyatta mümkün olmadığı gün gibi aşikarken ya zihniyet değişecek ya da bundan 10 sene sonra benzer bir kaleci film şeridi değerlendirmesi yaptığımızda Ufuk ve Aykut da bu yazının kadersiz kurbanlarından olacaklar.

 
Toplam blog
: 22
: 684
Kayıt tarihi
: 10.04.09
 
 

1977 Sivas doğumluyum. Endüstri mühendisiyim. Kalite Sistem denetçisi olarak çalışıyorum. Yazmayı ço..