Galatasaray mı? Yandı gitti keten helva…

 Görüyor musunuz, işler geldi bu kapıya dayandı. Ve sonunda Galatasaray kendi sahasında, “Türk Telekom Arena” da alacağı bir maçı da bir güzel kaybetti.

Seyirciler ne yapsın, taraftarlar ne yapsın? Bereket versin Galatasaray’lılar kibar insanlar da o sahayı yakıp yıkmadılar. Maç Kadıköy’de olsaydı, garanti…

Galatasaray, sahasında konuk ettiği lig sonuncusu Kayserispor'a 90+5'te yediği golle 1-0 mağlup oldu. Ama ne onur! Sen gel gel Lig Sonuncusuna kendi sahanda yenil. 

Neymiş, yakında Fenerbahçe’yi yakalayacaklarmış… Öyle ya, insan hayalle yaşarmış; Galatasaray hayalleriyle birlikte ölüp gidiyor… Yazıklar olsun!

Belliydi. Bu takım fena halde toplama bir takıma dönüşmüştü. Batan gemiden önce fareler kaçar ya… Kokuyu önce  Fatih terim aldı; Galatasaray’dan daha yağlı hangi kapı var? Milli Takım… ceketi oraya attı… İyi mi!

Bir kelime ile Büyük Teknik direktör’ün işine son veren Büyük Başkan , ondan sonra başladı düşünmeye, kaşınmaya, yanmaya … Dönemin ortasında at değiştirilir mi? Demek ki değiştirilirmiş ve sonucu da böyle olurmuş.

Ondan sonra araya taraya Roberto Mancini’yi buldular. Avrupa’da dördüncü Teknik direktör maaşı olan 15 milyon Euro’ya kıyıp, adamı, takımın başına diktiler. Bu paraya beni de oynatsalar , ben de çıkar oynarım be… Bana ne?

Mancini ne yaptı?  Takımı önce kafalarında kuran Galatsaray’ın futboldan anlamaz  yöneticilerine uyup, onların futbolcularıyla takımı kurdu ve bakın sonuç ne oldu?

Drogba, Sneijder …Goool… Öyle mi? Zor. Çünkü bazı adamların zamanla zamanları geçiyor. Artık bazı oyuncuların emekliler takınında oynaması gerektiğini anlayacak kafalar gerekli. O da Galatasaray’da yok…

Tabii, Avrupa’nın emekli yıldız oyuncuları bizimkilerin önlerine dikilince. Galatasaray’daki kalan üç beş Türk oyuncu da ayaklarını sürtmeye başladılar. Niye koşsunlar ki… İşte, milyonlar alan yeni transfer arkadaşlar niye koşmuyor. Memleketin askeri hep Semih’tir… Zor . 

Asıl koşan, gol atan; kahramanca ileri çıkıp, rakip kaleleri dağıtıp gelen  Sabri’ de emekliler safına ayrıldı, öyle mi? Buna siz inanırsınız da ,  Gerçek Galatasaraylılar inanmaz. Hadi Sabri’yi de satın, onu da çok ararsınız…

Takımlar :
Galatasaray:
Muslera, Telles, Hakan, Semih, Veysel; Ceyhun, Yekta , Melo ; Hajrovij , Umut , Sneijder.

Teknik Direktör: Roberto  Mancini.

Kayserispor:

Kayserispor: Sinan Bolat, Cüneyt Köz, Sereno, Levent Gülen, Ömer Bayram, Mijailovic, Tziolis,  Mouche, Biseswar, Engin Bekdemir, Bobo 

Teknik Direktör : Ertuğrul Seçme

Galatasaray  Türk Telekom Arena’da ağırladığın renkdaşı  Kayserispor’a yenilmeyi aklına bile getirmiyordu. Ama Gol , 90+5’te Mouche, geldi.  Zaten Mouche maçın başından beri “canınızı yakacağım…” sinyalleri veriyordu.

Galatasaray’n temposu düşüktü. Orta sahadan bir türlü çıkamıyordu. Çıktığında da çok kıymetli toplar, Kayseri kalesi önünde çok kıymetli elemanlar tarafından çar çur edildi. Galatasaray’da büyük umutlarla getirilen Hajrovij ne yazık ki bu maçta da pasif kaldı; onun için oyundan alındı. Peki, Drogba nerdeydi? Drogba ağalar takımından olduğu için istediği zaman oynuyor, istediği zaman istirahatte …

Belli ki Mancini ve şürekası da  sahada istirahattaydı. Kulubeden ayrılmadılar. Fırsatlar kaçınca ara sıra kafalarına vurdular; kafalarını  maçtan sonra nereye vurdular bilemiyorum.

Eldeki bir kuş uçtu gitti .  Fenerbahçe’nin Gaziantepspor galibiyetinden sonra Galatasaray istediği gibi sahaya havlu atabilir. Şampiyonluklar bir bir kaçıyor. Drogba’yı; Sneijder’i getirenler öyle seyrediyorlar. Yarın onlar gider, bakalım, Avrupa’nın hangi takımından hangi emeklileri bulup getirirler.

Böyle yapacaklarına, şu küsen Türk oyuncularla bir kez daha konuşsalar. Belki de çare onların torbalarındadır.

Çünkü görüldü ki, Galatasaray’ı ne Mancini, ne Drogba , ne Sneijder kurtarabiliyor. Galatasaray bir türlü takım olamıyor. Onbir benzemez adam sahada koşup duruyorlar, işte o kadar.

Yahu şu Selçuk’u alın karşınıza; şu Sabri’yi alın, bir soruşturun… Nedir bu takımın hali? Belki size onlar söyleyebilirler.

Ama adı büyük, golü küçük  bir sürü Avrupa artığı futbolcudan başka Galatasaray kaldıysa konuşabilirsiniz. Bizden fazla bir şey yok ki…

Galatasaray’ı Galatasaray olmaktan çıkaran şu yöneticilerin aklına turp sıkayım. Sonunda onlar vır vır vır Ünal Aysal’ı da yerler bitirirler; ondan sonra mutlu mesut, çimenlere yayılırlar.

Tribündeki Galatasaray’lılar da ağlasınlar mı gülsünler mi bilmiyorlar. Çünkü yavaş yavaş delirmenin eşiğine geliyorlar. Haydi hayırlısı…